Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63850.246$

KORONAVİRÜS KARŞISINDA YALNIZ ADAM

20 Ağustos 2021, Cuma 08:48

Dünyada ilk ne zaman görüldüğü fazla önemli değil.

Önemli olan bizim ülkemizde ne zaman görüldüğü ve mücadelede neden hedeflenen sonuçların alınamadığı.

Ülkemize hangi zararları verdiği, durdurulamadığı takdirde de daha hangi zararları vereceği.

İlk koronavirüs vakasının ülkemizde görülmesinin üzerinden yaklaşık 18 ay geçti.

Ülke olarak önemli kayıplarımız oldu, geri gelmesi imkânsız olan.

Kaybedilen, kazanılabilen bir değerse zamanla bulunabiliyor. Gidenler kazanılamayacak bir değerse geri gelmesi mümkün olmuyor. Can gibi değerli varlıklara herkesin özen göstermesi ve elde var iken koruması/korunması gerekiyor. Kaybettikten sonra geri gelmesi imkânsız olan insan hayatından herkes sorumlu olmalı. Tekrarı olmayan hayat bir kere yaşanıyor sonuçta. Bu bakımdan olmalı ki İnsan hayatı kazanılabilen varlıklarla kıyaslanamayacak kadar mukaddes.

Sağlıklı olmak.

Sağlıklı bir hayat herkesin ortak arzusu.

İnsanlar normal zamanlarda sağlıklı olmaya ve sağlıklı yaşamaya dikkat ederken, normal olmayan zamanlarda pek dikkatli davranmıyor. Toplumun çoğunluğunda böyle bir anlayış var her nedense. Salgın hastalıklar karşısında “Bana bir şey olmaz, abartılıyor” diyenler. Salgın hastalıkları önlemede en önemli önlemlerin başında gelen aşı gerçeğine, çağ dışı nedenlerle karşı çıkanlar sırf kendilerinin değil toplum sağlığını da tehdit ediyor şüphesiz.

Böylesine akıl dışı bir anlayış tesirli olmamış olsaydı, ülkemizde koronavirüs vakaları 18 ay yaşar mıydı? Ayrıca ne kadar daha yaşayacağı bilinmiyor. Asla öngörülemeyen bir süreç var toplum olarak karşımızda.

Devleti yönetenler haksızlık yapılmasın son birkaç aya gelinceye kadar koronavirüsle  mücadelede etkili olmaya çalıştı.

Cumhurbaşkanı devreyi girdi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, görev alanları farklı olan bakanlar, bilim kurulu üyeleri, üniversite hocaları, medya kuruluşları koronavirüsün insanlara daha çok zarar vermemesi için savaş açtı ve mücadele etti.  Sonra illerde valiler, sağlıkçılar olayın az da olsa maddi kayıpların tedarikçiliğini üstlenen belediyeler bu savaştaki yerini aldı.

Şikayet sever halkımızın önemli bir bölümü bize göre aynı hassasiyeti gösteremedi koronavirüse karşı.

Mücadele ülke olarak topyekun yapılmış olsa virüs bu kadar uzun süre yaşama şansı bulabilir miydi acaba ? Sorunun cevabını size bırakalım.

Koronavirüsle savaşta en ön saflarla konumlanan  devlet görevlilerinin, sağlık bakanlığı başta olmak üzere farklı bakanlıkların, ilgili kurum ve kuruluşların,  bilim kurulu üyelerinin, valilerin, yerel yöneticilerin sahadan azar azar çekildikleri görülüyor son günlerde. Haksızlar mı, değiller.. Toplum içinde bulunduğu ve aylardır süren bir savaşın gereklerini yerine getirememişse, sahadan çekilmelerde kaçınılmaz olur. Böyle bir durum var, bilinmesi gereken.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gelinen nokta itibarıyla bahsettiğimiz savaşın tek komutanı gibi görünüyor. Diyeceksiniz ki, görevi bu. Doğru bakan beyin görevi bu. Demek istediğimiz diğer unsurların sahada ilk ayların enerjisini kaybetmeye başlamış olmalarıdır.  Toplumun desteği olsa enerji kaybı olmazdı. Destek virüs ölene kadar yoğun bir şekilde sürdürülmeliydi.

Gelinen nokta.

20 bin civarında günlük vaka.

Her gün 150 civarında vefat.

Kaotik bir ortam da söz konusu.

Hastanelerde yoğun bakımlarının dolduğu haberleri.

Eylül’de geliyor.

Okullar açılacak mı, açılmayacak mı?

Yüz yüze eğitim yapılacak mı, yapılmayacak mı?

Öğrenciler, öğretmenler, öğretim üyeleri aşılanacak mı, aşılanmayacak mı?

Yeni tedbir alınacak mı, alınmayacak mı?

Kayıplarımız, kaygılarımız tam gaz yol alıyor.

Koronavirüsle topyekun mücadele yapılması halinde sonuç alınabilir. Aradan geçen 18 ayda hiç değilse bu gerçeği  görebilseydik.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.