Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63866.941$

KITLIK DEĞİL ZAM

04 Nisan 2022, Pazartesi 00:05

Kıtlık derdi, eskiler.

Kıtlık, azlıkdı.

Kıtlık zor bulunandı. İhtiyacın karşılanamamasıydı.

Geçmişte kıtlık daha çok tahıl ürünleriydi. Buğdaydı, arpaydı. Çünkü o  yıllarda bugün olduğu gibi farklı ihtiyaçları yoktu insanların. Yegane ihtiyaç ekmekti. Günümüzde ise ihtiyacın sınırı yok.

Bakacak olursak..

Osmanlı’da, kıtlık dönemleri oldu.

Kıtlık, buğday ve ekmekdi.

Kıtlığın hikayesi buğday, ekmek ve arpa üzerine yazıldı.

O yıllarda kıtlığın sebebi uzun yıllar süren savaşlar ve gene uzun yıllar süren kuraklıklardı.

Gıda darlığı çekilen bölgelerde  insanların temel gıda maddesi ekmek ihtiyaçları karşılanamıyordu.  İnsanlarda güç kaybı oluyordu. Gıda darlığının uzun sürmesi durumunda hastalıklar ve toplu ölümler oluyordu.  Bunun adı tam olarak kıtlıktı.

Osmanlı çareyi tahıl ürünleri ithalatında buldu.

Osmanlı’nın onlarca yıl tahıl ürünü ithal etmek mecburiyetinde kaldığı dönemler oldu.

1923 yılında Cumhuriyet kurulduğunda da uzun yıllar süren savaşların yorgunu Türkiye’de tahıl ürünleri ithal ediyordu.

1923-1935 yılları arasında Türkiye’de hububat kıtlığı söz konusuydu.

Buğday  ve arpa ithal ediliyordu ama yetmiyordu. Daha fazla ithalat için devletin kasasıda  müsait değildi. Para yoktu.

O aralar buğday ve unun bulunmadığı bazı bölgelerde insanlar arpa unundan bulamaç yapıp, karınlarını doyurmak zorunda kalıyordu.

1920 doğumlu rahmetli babamda hep anlatırdı, arpa unundan temiz olmayan sularla bulamaç yapıp yediklerini. Bizim köylerde arpa bulamacı meşhur gıdaymış.

Cumhuriyeti kuran iradenin yaptığı ilk işlerin başında üretim geliyor.

Üretim idealinin en başında da tahıl üretimi.

Üretim, insanların en temel gıda ihtiyaçlarının karşılanması.

Yani tahıl.

Eş zamanda pancar ekimi ve şeker üretimi.

Üretim dediysek, öyle böyle bir üretim değil.

İçerinin ihtiyaçlarıyla sınırlı kalan bir üretim değil.

İhtiyaçtan fazlası üretiliyor tahıl ürünlerinde.

Cumhuriyetin 15. Yılında, 1938’de Türkiye tahıl ürünleri ihracatına başlıyor.

Kıtlığa yerli ve milli üretim politikalarıyla ve o  yılların imkanlarıyla son veriyor Türkiye.

Eş zamanda pancar üretimi devreye alınarak, pancar üretimi yapılmaya başlanıyor.

Eş zamanda Şeker Fabrikaları kuruluyor.

İnsanların buğday, un, şeker ve bunların türevleri olan her türlü ihtiyacı karşılanıyor.

Bugünü gelince.

Farklı cephelerde savaş ya da savaşlar yok.

Kuraklık yok.

Kıtlığın olduğu söylenemez.

Allah muhafaza olmasın zaten.

Birkaç önemli gıda/beslenme ürünü dışında üretim darlığı da yok.

Piyasalarda her türlü gıda ürünü var.

Fakat günlük rutine binen/bindirilen seri zamlar var.

Zengin, fakir, dar gelirli, yoksul, mübarek ay, mübarek gün nedir kaygı duyulmadan yapılan zamlar var.

İnsanların omuzlarına ara vermeden bindirilen zam yükü taşınamaz bir noktaya geldi. En başta da temel gıda ürünlerinde ve en temel tüketim ürünlerinde.

Bugünkü olay kıtlık değil, zam.

Zam, kıtlığın modern versiyonu olabilir görüntüsü vermeye başladı.

Hiçbir değere yazık olmasın.

Bağlanan umutlara da yazık olmasın.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.