KİMSİN SEN?

Bu dünyaya tek bir şey için geldik aslında kendimizi bulmak ve tekamülümüzü yüksek bir noktaya taşımak. Nedir bu kendini bulmak ve bilmek? Çok kolay gibi görünse de aslında gelmiş geçmiş soruların içinde en önemlisi, en zoru ve sadece hak edişle , hakikat noktasından gelen cevaptır kim olduğun.

Aramaya geldiğin, bulmak ise herşeyin  anahtarı olan; tüm kapıları açan cevaptır, kimsin sen? Deneyimler, yaşadıklarımıza verdiğimiz tepkiler, tepkilerimize verilen cevaplar hepsi bazen karma karışık bir şekilde bizi bir labirentin içinde hissettirebilir. Ve asıl soruyu kaçırır, kuyruğumuzu ısırırda ısırırız. Döngülerde döner durur ama bi türlü işin içinden çıkamayız.

İşin içinden çıkmak için önce bulman gereken anahtar kim olduğundur. Üç yaşına kadar dünyayı ayrı görmüyoruz kendimizden,  Aynalarımızı görmeye başladığımız üç yaştan sonra beynimizde farklılıkları görüp aslında kendimizi arama yolculuğuna net bir şekilde başlıyoruz.

Yaşanılan kayıplar veya  travmalar tetiklese de, hiçbir şey yokken de toplumda adına  “huzur sıkkını” denilen adını koyamadığımız ama spiritüel alanda ruhun uyanmaya başlamasıyla  gelen soru; BEN KİMİM? En çok sorgulamaya başlandığımız yaş ise otuzlar. Astrolojik değerlendirmeyle, hem transit Satürn döngüsü (realitemiz), hem Progres ay döngüsünün ( duygusal gelişim)  tamamlanması ve 5. Çakranın kuvvetle uyandığı dönem olan otuzlu yaşlardaki (tabii ki istisnalar hariç) gelişimimizle, kim olduğumuz, bu dünya ya nerden geldiğimiz, nereye gittiğimiz ve NEDEN geldiğimiz sorularıyla iç sesimiz konuşur. 

Bu soruya verilecek cevabı bulmak için ilk adım yargısız, infazsız, sadece yaşamını incele. Suçlamadan kızmadan bağırmadan ötekileştirmeden bugüne kadar neler yaptığına bak, aşağılamadan ya da çok yüceltmeden  realist bir şekilde incele.İkincisi ise bu konu düşündüğünden de derin ve güçlü bir mentörle ilerle. Çünkü tecrübe ve ilmi ile sana ışık tutacak bit rehber yoksa  bu yolda ilerlemek nerdeyse imkansız.