Konya
02 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.36
  • EURO
    34.76
  • ALTIN
    2394.3
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    58977.66$

İNSANIN SÖZÜ YALNIZCA KENDİNE GEÇER

15 Kasım 2023, Çarşamba 00:01
İnsanlar belli etmese de, ben, kelimelerin gücü olduğunu ve bu gücün sadece dinleyeni değil söyleyeni de etkilediğine inanırım. En çok da hassas insanları etkilediğine. Bazen düşünüyorum da, galiba bütün kelimelerin kurbanıyım ben. Sadece kâğıda aktarabildiklerimden yakamı kurtarabiliyor ve ancak öyle sakinleşiyorum. Zihnimde beliren kıvılcımları, sözün gücüne katarak âdeta kelimelerle kendimi avutuyorum.
Kendimi fazla zorlamıyorum, yormuyorum, basitçe yaşamayı, kurbanı olduğum kelimelerle basitçe kelimelerle konuşmayı seçiyorum. Hayatı kendime göre, kelimelerime ve inancıma göre yaşamaya çalışıyorum, hepsi de bu olması gerekir. Ne uç, ne dip, ne çok, ne az.
Kalabalıkları pek sevemedim. Az ama öz insan. Onlar da bir varmış, bir yokmuş oldular. Değil mi ki, her gelenle yan yana oturmuştuk, birbirimizin ruhuna dokunmuştuk hayat sofrasında, ama benden birkaç nefes önce, çekip gidenler oldu. Varlıklarıyla iz bırakanlar, yokluklarıyla sızı bırakanlar. Yaşayanların çoğunun adını ve telefonun numarasını sildim ama o iz bırakanları silemedim, her görüşümde “duaya sebep olsun” diye. Kıyamıyor insan silmeye, sanki ihanet edecekmiş gibi hissediyor.
Her dostla yaşanmış ayrı bir meyve tadı vardı. Bu tatları elde edebilmek için çok dolu bir yaşanmışlık, birliktelik ve ihanetten, bencillikten uzak paylaşımlar, saygı ve sevgi vardı. Aslında yaşanmışlık demekte yetersiz, duymak, hissetmek, düşünmek ve hemhal olmak vardı.
Öyle insanlar var ki, ne bekleyeni var, ne de kendi kimseyi beklerdi. Yine de ha şimdi biri kapıyı tıklatacak, kapıdan içeri süzülecek gibi yol kapıya bakışı hiç bitmezdi. Gözü yolda kulakları seste olur. Ya da yolculuğa çıkacakmış gibi heybesini yanında hazır tutar. Mahzun ama hayata küskün değil. Belki kimse anlamaz nasıl bir hasreti nakışladığını, ötelere doğru, sanki. Dönüş için bir haber, menzile götürecek bir mihmandar bekler gibi.
Anlatmaz kendini, başkalarını da anlamaya, sorgulamaya çalışmaz. Hani derler ya, “herkes kendi kantarında doksan okka geliyor, kime söz geçirecek?” diye. İnsanın sözü yalnızca kendine geçer, ancak kendini terbiye edebilir. Mesele az konuşup çok dinlemekte, söyleyeceğini söyleyip, sözü çoğaltmamalı, hal ehli olup, hali, sözün üstünde olmalı. Kendini bilen insan, sadece kendiyle uğraşır, başkasıyla da boy ölçüşmeye kalkışmaz, yargılamaz, sorgulamaz ve öğüt vermeye de çalışmaz.
Dünya bir gündür, o da bugündür. Biz bu günü ihya etmeye bakalım. Var olanın, gönül telimizi titretenlerin değerini bilerek, yılmadan yıkılmadan, dünyaya küsmeden dünyadan belli ölçüde maddi manevi istifade ederek ve insanlara istifade edecek bir şeyler bırakarak, yaşadığımız anın değerini bilerek yaşayalım. Bugünden sonra kim var, kim yok kimse bilemez. Sırası gelen gidiyor, kalanlarsa anılarla geçmişi yâd ederek yaşamaya devam ediyor, acı, ya da tatlı.
Dünyaya o kadar değer vermeyin ama değersiz de görmeyin. Çünkü dünya, “sürüp ekeceğimiz verimli bir tarla, insan da o tarlayı ekip nasibi ölçüsünde faydalanan bir çiftçi.”Siz, sadece eskilerin dediği gibi “Kutlu davete uyup huzura vardığınızda, önden gönderdiklerinizle kapıda karşılanmayı” düşünün. Bu gönderi, sadece ne paradır, ne de maldır. Malınız mülkünüz sizi o kapıda karşılamayacak. Karşılayacak olan, güzel sözdür, gönül almaktır, adaletli davranmak, halden anlamak, hemhal olmak, mazlumu korumak, yetim başı okşamak ve olanı paylaşımınızdır.
Sizi karşılayacak olanlara hazırlanmak için giderken, kalanlara şey bırakarak gitmek çok önemli. Bir Kızılderili atasözü kulağınıza küpe olmalı. Derki o atasözü, “İnsanlar ölürken güç ve bilgilerini yanlarında götürmezler, yaşayanlara ilave ederler.” İşte o yaşayanlara ilave ettiğiniz bilgileriniz, size açılan o sonsuzluk kapısında ödül olarak karşınıza çıkacaktır.
Bu bir günlük dünyada insan kalabilmek çok önemli. İnsan ama “irfan sahibi olmak” irfan sahibi olabilmek içinde insanın “bilmediğini bilmesi” gerekir.
İyilikte bulunun, dünyadan istifa etmeyin, “istifade” etmeyi düşünün. İstifade ettiklerinizle de insanların istifade etmeleri için insanların yararına bir güzellik bırakın. Nasılsa bir gün istifa ettirileceksiniz. Eğer ki irfan ehli olarak dünyadan istifade ettiyseniz de, ödüllendirileceksiniz.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.