Konya
02 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.36
  • EURO
    34.70
  • ALTIN
    2381.9
  • BIST
    10169.47
  • BTC
    58534.04$

İNSANIN İHTİYACI

23 Ağustos 2023, Çarşamba 00:09

İnsanın ihtiyacı neydi? Sadece, hava, su ve yemek mi?

Bunların hepsi sadece insanın değil, varlığın hayatını sürdürebilmesi için genel ihtiyaçlardır. Hepsi yaşamanın gerekçeleridir. Varlığın hepsi, yaşamak için bunlara bağımlıdır.

Kimine göre “temel” ihtiyaç, kimine göre sadece ihtiyaç. Ama bunların her biri, hayatını idame ettirebilmesi için vücudunun ihtiyacı olan gereksinimlerdir. Yani olmazsa olmazlardır.

Bir farklı açıdan insanın bu temel ihtiyaçlar kadar ihtiyacı olan,  insanın sahteliklerden kaçıp kendi kendine yetmesi, inziva hayatının olması da çok önemlidir. Bedeni doyurmak ve beslemek kadar ruhu da beslemesi ve dinlendirmesi gerektiğidir. Peki, insan olanın insandan kaçması, toplum hayatından, küskünlük ve kırgınlıkla uzaklaşması, sadece hava, ekmek ve suyla yaşaması ne kadar mümkün? Bu, sadece varlığını inkâr, üretimden uzak, hiçbir işe yaramayan melankolik haldir.

Şimdi iki tane bilge adam düşünün, biri çok bilgili ve bir dağın zirvesinde insanlardan uzak sürekli tefekkür halinde, bir diğeri de dağ başındaki bilge adam kadar bilgili değil ama sürekli insanlarla iletişim halinde, bilgisini hayatı kolaylaştırma ve insanları aydınlatmak için kullanmakta. Biri bilgisiyle toplum hayatının dizaynı için aydınlatıcı, diğeri bilgisini saklayarak sürekli kuytu köşede inzivayla hayatını sürdürmekte. Sizce hangisi daha erdemli, hangisi daha bilge bir insan? İnzivanın aşırısı da insanlara faydasızlığıyla gereksizliğini ortaya koyar.  

İşte bu yüzden, insanın temel ihtiyacı yine insandır. İnsan insana aynadır. Kendini kendinde bulan insan, aynada gördüğüyle kendini şekillendirir. Eğer ayna olmasa, kıyaslama yapamaz, her yaptığını doğru zanneder, hatadan da dönemez. O yüzden gereksiz uzun bir şekilde insanın kendini toplumdan soyutlayarak sükûnet yaşaması da bir anlamda hiçbir işe yaramamaktadır. Ne bir şey verebiliyor, ne de insanlardan bir şey alabiliyor, doğruyu yanlışı tartamıyor.

Yoksa insanın ihtiyacı olan, karşı cinste bulduğu aşk mı?

Aşk, yerine göre bir tamamlanmadır. Aşk, yerine göre cemalden celale uzanan bir yoldur. Aşk, yerine göre bir yola baş koyup yolun gayrısından kendini soyutlamasıdır. Asıl aşk, bir kalbin açılıp sadece birinin girmesine izin verilerek sıkıca kapatıp, tekrar mühürlenmesidir.

Yoksa mühürlediği kalbinin kapısını açan, düşüncelerini şekillendiren, başka bir kalp mi? 

Ama bu, fazla ileri gitmeden, bazen dostça bir tasdik, bazen varlığını hissetmenin dayanılmaz hafifliğini yaşatan bir selam, bir tebessüm...

İşte o an, sahile vurmuş balık gibi çırpınan yürek, en temel ihtiyacı olan kalbe mukabil bir kalbi bulması ve rahatlamasıdır.

Maddi manevi ne çok ihtiyacı varmış insanın, saydığımız, sayamadığımız…

En güzeli de, her ne şartta olursa olsun, şu dua olsa gerek,

Allah, kalbi kalbe mukabil olanları çıkarsın karşınıza.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.