Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63290.548$

HEP SİZ, BİZ Mİ MEDAŞ’TAN ŞİKAYETÇİ OLACAĞIZ?

22 Şubat 2024, Perşembe 00:01
Dün güne MEDAŞ Genel Müdürü Sayın Erol Uçmazbaş Beyin daveti ile MEDAŞ’ın geleneksel hale getirdiği yıllık değerlendirme toplantısı ile başladık.
Genel Müdür Erol Bey, MEDAŞ’ın özelleşmesinden bugüne ve bugünkü teknoloji ve bilimsel verilere gelişinin hikayesini kısaca özetledi.
Dünkü rakamlardan Sayın Genel Müdür ne kadar mutlu ise bende dinledikçe o kadar mutlu oluyordum.
Çünkü bu şehirde ve MEDAŞ’ın 6 ili kapsayan sorumluluk alanında özelleşmesinden bu yana şehirde günlük yerel yazı yazan tek gazeteci olarak hem şehri yönetenlerin gazı, siyasilerin istek ve arzuları bir de sizlerden gelen şikayetlerle MEDAŞ ile ilgili en çok yazı yazan kişi idim.
O günlerden bu günlere gelirken MEDAŞ ne kadar güzel, başarılı iş yaptı hep mutlu oldum
Niye?
Zamanında kötü derseniz bugün de iyi demek insanlık ve vicdan meselesi olduğu için.
………………
Dün Sayın Genel Müdür Türkiye’de bakanlığın 21 enerji şirketi içerisinde yaptığı iki ciddi anketin sonucunu açıkladı,         
Bunlardan birincisi müşteri memnuniyeti.
MEDAŞ Türkiye genelinde 21 şirket arasında yine 1. çıkıyordu.
İkincisi muhtarların memnuniyeti.
MEDAŞ bu ankette de Türkiye genelinde en yakın şirkete 10 puan takarak birinci oluyordu.
……………
Evet MEDAŞ özelleşmeden bu yana genel müdüründen mühendislerine, işçilerinden sayaç okuyan gariban çalışanlarına kendisini iç bünyede inanılmaz bir şekilde eğiterek hem para kazanıyordu hem de herkesi memnun ediyordu.
Artık günümüzde hiçbirimiz 5 dakika elektriksiz bir hayatı düşünemezken MEDAŞ bunu yaparken sahada ve teknolojide milletten üç adım önde gidiyormuş.
…………..
Sayın Genel Müdür bilgilendirme toplantısının en son bölümünde ise uzatma dakikaların son saniyesinde atılan çataldan gol gibi biz basına müthiş bir de gol atıverdi,
MEDAŞ yıllardır sessiz sedasız Konyaspor’un en büyük maddi destekçisi oldu ve oluyor.
Ama buna biz de dahil Konya’da hiçbir Allah’ın kulu Konyaspor’un can sularından birisi olan MEDAŞ’a teşekkür etmediği gibi, biz gazeteciler MEDAŞ BÜYÜKŞEHİR STADYUMU diye yazmayız.
Yazmıyoruz da       
Yazmıyormuşuz da
Ekranlarda kimse söylemez
Yayıncı kuruluş da söylemez.
………….
Ne oluyor peki?
Biz bir kelime fazla yazınca yoruluyor muyuz?
Ya da ağzımızla MEDAŞ dediğimiz zaman dağları mı deviriyoruz.
Ama bunu yapmıyoruz işte.
Ve helal olsun MEDAŞ Genel Müdürü Sayın Erol Uçmazbaş 50’yi aşkın gazetecinin yüzüne baka baka gülerek bunu bize çaktı,
Vallahi de haklısın Sayın Genel Müdürüm
Billahi de haklısın.
Ne diyelim ben kendi adıma, kendi yayın gruplarımız adına söylüyorum Sayın Genel Müdürüm
Bizim yaptığımız tek kelime ile eşeklik.
Ama bir daha yapmayacağız söz.
………………
BUGÜN SİZİ GERMEYECEĞİM
Bugün yazımızı sizlerden gelen üç hikaye yada gerçek yaşanmışlıklar ile tamamlamak istiyorum.
Bugün de biz böyle değişiklik yapalım dedik.
………………….
Üç kişi giyotinle idama mahkûm olur.
Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...
*İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
– Son sözün nedir?
Der ki:
– Ben Allah’a inanıyorum, O beni kurtaracaktır. Allah... Allah... Allah...
Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur.
Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
– Onu serbest bırakın; Allah sözünü söylemiş ve onu korumuştur.
Böylece papaz idam edilmekten kurtulur...
*Sıra hâkime gelir, ona da sorarlar:
– Demek istediğin en son söz nedir?
Der ki:
– Ben papaz gibi Allah’a inanmıyorum. Ama adalete güveniyorum. Adalet... Adalet... Adalet...
Giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur...
Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
– Adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
Böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur...
Sıra fizikçiye gelir. Ona da
– Son sözünü söyle derler
Der ki:
– Ben ne Allah’a inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hâkim..
Bildiğim tek şey şudur:
Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.
Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler.
Düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar.
Toplumdaki “düğümler” ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!..
Gerçeği söylemeye cesareti olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır. 
    —RCPDMT—
…………….
Yaşlıca bir adam yanında çok güzel bir bayanla pahalı mücevherler satan bir kuyumcuya girer.
Yaşlı adam;
-''Pırlanta bakacağız'' der.
Satıcı vitrinden fiyatı 5,000 dolar olan birkaç pırlanta çıkarır.
Yaşlı adam suratını buruşturur;
- ''Lütfen en değerli mücevherinizi çıkarınız...''
Satıcı bu sefer kasadan bir yüzük çıkararak uzatır,
-''Bu en değerli yüzüğüm. Fiyatı 220,000 Dolar..''
Yaşlı adamın genç ve güzel olan sevgilisi yüzüğe bayılır.
Yaşlı adam çek defterini çıkararak 220,000 $ dolarlık çek yazar...
-''Bugün Cumartesi bankalar kapalı. Çeki size bırakıyorum. Pazartesi günü çeki tahsil edin, beni arayın biz gelir yüzüğü alırız..''
Pazartesi sabahı mücevherci yaşlı adamı arar;
-''Beyefendi hesabınızda hiç para yokmuş.!?''
Yaşlı adam ;
-''Yüzük sende kalsın. Çeki de yırtabilirsin. Sayende çok muhteşem iki gün geçirdim...''
Evet!
Yaşı ilerlemiş insanlara yaşlı demek çok yanlış.
"GÖRMÜŞ GEÇİRMİŞ" DEMEK DAHA DOĞRU OLMAZ MI ..?
………………….
Paris 'te 1938'de bir tiyatronun vestiyer görevlisi kadın, temsil bittikten sonra, Amerikalı müşterilerden birine paltosunu giydirir.
 Müşteri hemen paltoyu çıkarır:
Bu benim değil, der.
Vestiyer görevlisi kadın, Amerikalının paltosunu arar, arar, bulamaz.
Yanlışlıkla bunu bir müşteriye giydirdiğini anlar.
Paltonun cebinde 150 dolar kadar para ve Amerikan sigaraları vardır.
Vestiyer görevlisi kadın, bütün bunları ödemekle kalmayacak, tiyatro ile mukavelesi de bozulacaktır.
Telaş içindedir.
 Amerikalıdan ertesi güne kadar mühlet ister.
 O geceyi uykusuz geçirir ve düşünür :
 "Yanlışlıkla bu paltoyu giyip giden müşteri, Fransızsa geri getireceği şüphelidir.
İngiliz’se geri getireceği muhakkaktır."
Böylece, zihninde bütün milletlere göre birer ahlak notu verir...
Ertesi gün, sabahtan itibaren, gözleri kapıda.
Öğleye doğru, zayıf, gözlüklü, orta yaşlı ve orta boylu bir adam çıkagelir ve paltoyla birlikte ceplerindeki dolarları ve sigaraları kadına teslim eder.
Kadın sevinçten deli gibidir.
Namuslu müşteriye bir çift bilet hediye etmek ister, kabul ettiremez...
Sorar:
-Fransız mısınız siz?
-Hayır, madam.
-İngiliz?
-Hayır.
-İtalyan?
-Hayır, madam, ben Türk'üm.
O zaman, kadın gece düşündüklerini anlattıktan sonra:
-Türkler hiç hatırıma gelmemişti, der.
Ve müşteriye, Türk bayrağının rengini hatırlatan kırmızı ve beyaz güllerden acele yaptırdığı buketi hediye eder...
Bu hikaye doğrudur, çünkü buketi alan Türk PEYAMİ SAFA'dır.
…………..
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bazen mesleklerin en zorudur kendi duygularına tercüman olmak
 
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yabancı kelimeleri dilimize özensiz bir şekilde yerleştirmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Antonyo
    22-02-2024 15:39

    TekelcilerHadi hadi gene iyisiniz Azerbaycan’dan sıfır gümrük ile yılda 1,5 milyon litre şarap ve fermente edilmiş alkollü içki ithal edilecek. Bu konudaki anlaşma TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Anlaşmaya 273 kabul oyu verildi. Azeri şarap ve içkilerine yüzde 100 vergi muafiyeti tanınacak.

  • yorum avatar
    Sedirlerli pala
    22-02-2024 15:30

    Antonyo rumuzlu kardeş neden gavur ismi kullanıyon sen bu kadar milliyetciysen neden gavur ismi ile yaziyon samimi ol samimi

  • yorum avatar
    antonyo
    22-02-2024 09:21

    bir olacaz, iri olacaz, diri olacaz. pkkya fetöye geçit vermiycez. KAANımız göklerde uçuyor. REİS nereye biz oraya.

  • yorum avatar
    Ahmet oztemel
    22-02-2024 01:38

    Abi gene muhteşem olmuş, elinize sağlık

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.