Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63850.246$

Hayâ İmandan Bir Şubedir

01 Temmuz 2019, Pazartesi 08:51

Yüce dinimiz İslâm, insanın Allah’tan utanmasına değer verir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Müminleri Hak Teâlâ’dan utanmaya davet etmiş, imanın şubelerinden birinin de utanmak olduğunu bildirmiştir: Ebû Hüreyre (r.a.), Efendimiz(s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu naklediyor:

“İmanın yetmiş yahut altmış bu kadar şubesi vardır, o şubelerin en üst derecesi olanı (La ilahe illallah) sözüdür. En aşağısı da yoldan gelip geçenlere eza verecek şeyleri gidermektir. Hayâ da imandan bir şubedir.”

Cenâb-ı Hakk’ın koymuş olduğu bütün emir ve yasakların mutlaka birçok hikmeti vardır. İffetli olma emrinin ve zina yasağının en önemli hikmeti ise ailenin korunmasıdır. Utanma ve arlanma anlamlarına da gelen hayâ, İslâm ahlâkında çok önemli bir yer tutmaktadır. Buna karşılık, Allah inancı zayıf, hayâ perdesi yırtılmış ya da aşınmış, nefsine ve şeytana yenik düşmüş insan ise kötülük ve haramları kolayca işleyebilir. Milli şairimiz Merhum Mehmet Akif, ne güzel söylemiştir:

“Hayâ sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde;

Ne çirkin yüzler örtermiş, meğer o incecik perde.”

İbnu Mes'ud anlatıyor: "Rasûlullah şöyle buyurdular:

"Allah'tan hakkıyla hayâ edin!"

Biz:  "Ey Allah'ın Rasûlü, elhamdülillah, biz Allah'tan hayâ ediyoruz" dedik.

Bunun üzerine Rasûlullah, şu açıklamayı yaptı:

"Söylemek istediğim bu değildi. Allah'tan hakkıyla hayâ etmek, başı ve onun taşıdıklarını, karnını (mideni) ve onun ihtivâ ettiklerini muhafaza etmen, ölümü ve toprakta çürümeyi hatırlamandır. Kim ahireti dilerse dünya hayatının ziynetini terk etmeli, âhireti bu hayata tercih etmelidir. Kim bu söylenenleri yerine getirirse, Allah'tan hakkıyla hayâ etmiş olur."(Tirmizi.)

İnsan; inancı, hayâ ve sağduyusuyla şeytan ve nefsinin çirkin istek ve arzuları arasında mücadele halindedir. Hayâ ve iffetten mahrum kalmak bir insan için felakettir. Dünyada ne kadar kötülük varsa bunlar hep hayânın yoksunluğundan olmaktadır.

Hayâ, kişiye fazilet yollarını, maddeten ve mânen ilerleme yollarını gösterir. Müminleri günahlardan koruyan en etkili kalkandır. Edep ve hayâdan mahrum olan insan, her türlü iğrenç işe girişir. Yaptığı çirkin işlerden üzüntü duymayan insanı, ahlâk ve fazilet yollarına sevk etmek zordur. Hazreti Mevlâna bunu şöyle dile getirir:

“O hayânın en büyük tecellisi Peygamberler ve Velilerdir.

Her türlü kavga ve gürültünün sebebi, menşei hayâsızlıktır.

Hani kerem, hani ayıp örtücülük, nerde HAYÂ

Yüz binlerce ayıpları örterdi enbiya...”

Bütün fenalıkların menşei hayâsızlıktır.

Hayâ duygusu, inanan gönülleri sevgi, saygı ve güvenle doldurur; aşırılıkların önüne geçerek huzurlu bir toplum oluşturur. Hayâ perdesini kaldıranlar, alın damarını çatlatanlar, iffet örtüsünü yırtanlar insanlardan utanmazlar. Şair der ki:

“Gecelerin sonundan korkmuyorsan.

Her isteğine işle, utanmıyorsan.

Dünyada ve yaşayışta hayır kalmaz.

Hayâyı ortadan kaldırırsan.”

Şeyh Sâdî’nin Bostan adlı eserindeki bir hikâye şöyledir:

“Delikanlının biri fena bir iş yapmıştı. Bir gün iyi huylu bir adam onun yanından geçti. Delikanlı: ‘Eyvah! Mahallenin şeyhinden pek utandım’ diyerek kan ter içinde dona kaldı. Aydın ruhlu şeyh bu sözü işitmişti. Fena halde kızdı ve şöyle dedi:

“Hey delikanlı, sen kendinden utanmıyorsun da, Allah her yerde hazır ve nazır iken benden mi çekiniyorsun? Yabancılardan ve akrabandan nasıl utanıyorsan, Allah’dan da öyle utan. Sana dünyada hiç kimse rahat vermez. Şu halde yalnız Allah’ın rızasını kollamalısın.”

İnancı sağlam ve hayâ duygusunu kaybetmeyen insan, iyilik ve güzelliklere yönelip, haram ve kötülüklerden uzak durur.

Mevlâmız, gönüllerimizi Peygamber Efendimiz’in güzel ahlâkı ve edebi ile ziynetlendirip, dünyada ve âhirette yüzümüzü ağartacak ahlâkî davranış ve güzel amellere muvaffak eylesin.

Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.