Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63827.657$

Gusül (1)

25 Eylül 2019, Çarşamba 08:32

Bütün vücudun temiz su ile yıkanmasına gusül denir. Te­mizlik maksadıyla olanını, imkân bulan her mümin her iste­diği zaman ve zeminde yapabilir. Daha önce geçtiği gibi şartlar müsait olduğu takdirde bunun sık sık yapılmasını Pey­gamber Efendimiz tavsiye etmiştir. Fakat mecburen gusül yapılması gereken haller de vardır:

1-Cünüplük: Cinsel ilişki, rüyada ihtilam olma (şeytan aldatması), görerek, duyarak, dokunarak ve benzeri şekillerle tahrik olup, kişinin şehvetle boşalması guslü gerektirir.

2-Hayız ve nifas kanları: Hayız kadınlara mahsus aybaşı halinde gelen kanlardır. Nifas da; kadın doğum yaptıktan sonra, doğum neticesi bir müddet rahminden kan gelmesi halidir. Bu durumlarda kan geldiği müddetçe onlarda cünüp sayılırlar. Namaz kılma, tilavet veya şükür secdesi yapma, Hac’da tavaf yapma, Kur’an’a dokunma, camilere girme gibi şeyleri, bu durumlar sona erip yıkanmadan yapamazlar. Yüce Rabbimiz şöyle buyurur: 

“...Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yap­mak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükre­desiniz.”(1)

Guslün Farzları:

Ayette görüldüğü üzere guslün farzı; vücudun her tarafını, kuru bir yer kalmayacak şekilde, ıslatıp yıkamaktan ibarettir. Ancak Hanefi ve Hanbelî mezhebine göre ağız ve burnun içi de vücudun dış kısmından kabul edildiğinden dolayı bu mez­heplere göre guslün farzı üçtür:

1-Ağza dolu dolu su çekip gargara yapmak.

2-Burna dolu dolu su çekip temizlemek. 

3-Bütün vücudu yıkamak.

Yani insan denize, nehire, çaya, havuza… dalsa çıksa te­miz olur mu? Şafi ve Maliki mezhebine göre olur, Hanefi ve Hanbelî mezhebine göre ağzına ve burnuna da su çekmesi gerekir.

Guslün Sünnetleri:

Söz buraya gelmiş iken, farz, vacip, sünnet, müstehap, mendup, mubah gibi dini terimler hususunda gayet kısa ve özlü bilgiler verelim.

Farz, vacip: Yüce Rabbimizin kesin olarak yapılmasını istediği emirlere denir. Hanefi fakihleri, Allah’ın emri şek ve şüpheye yer vermeyecek şekilde kesinlik ifade ediyorsa farz, delil bunun kadar kesinlik ifade etmiyorsa vacip demişler. Diğer imamlar genelde böyle bir ayırıma gitmemişler.

Sünnet: Peygamber Efendimizin söz, fiil ve onayının ge­nel adıdır. Bir şeyin yapılmasını emretmiş veya yapılmasını men etmiş, kendisi fiili olarak yapmış veya yanında yapıldığı halde karşı çıkmamış onaylamış… Bunlara da sünnet denir.

Müstehap: Peygamber Efendimizin bazen yapıp, bazen yapmadığı, ümmetini de yapıp yapmamakta serbest bıraktığı hususlara denir. Mesela yapılacak bir iş varsa, Efendimiz öğle namazını vaktinde kıldırır ve o işe başlarlardı. Eğer böyle bir iş yoksa öğle namazını özellikle sıcak havalarda geciktirir ve “öğleyi biraz soğutun” buyururdu.

Mubah: Yapılıp yapılmamasında serbestlik olan, dileye­nin yaptığı, isteyenin de yapmadığı hususlardır.

Haram: Allahın kesin olarak yasakladığı hususlardır.

Mekruh: Kesin olmamakla beraber yapılması doğru bu­lunmayan fiillerdir. Bunlar fıkıh kitaplarında izah edildiği kadarıyla çok detaylı ve teferruatlı meselelerdir. Biz özetin özeti kabilinden ana hatlarıyla vermeye çalıştık. Çünkü:

Bazen dini bir emir o kadar karmaşık ve çapraşık hale ge­tiriliyor ki, belli bir alt yapısı olmayan insanın anlaması, hazmetmesi, hayata tatbik etmesi mümkün değildir. Bu da insanların gözünü korkutmakta, hevesini kaçırmakta ve Mis­yonerlerin dediği; “İslâm yaşanması çok zor bir dindir” sö­züne bir yerde haklılık kazandırmaktadır. İslâmî daire içine girmek isteyen kişilerin de önüne ilk önce bunlar serilmekte ve gönlü İslâm’a ısınan kişi korkutulmaktadır.

Şöyle misal vereyim: Biz çocukken gusül yapmayı öğret­tiler ama ne öğretme! Bir tören, bir merasim, kolay kolay öğrenilemeyecek ve tatbik edilemeyecek bir zorluklar yu­mağı. Hâlbuki Hz. Peygamber; “zorlaştırmayın kolaylaştırın, korkutmayın sevdirin”(2) buyuruyor.

Dipnotlar:

1-Mâide Sûresi 6.

2-Muslim, Cihad 6.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.