Konya
05 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    34.87
  • ALTIN
    2393.5
  • BIST
    10276.88
  • BTC
    63239.728$

Geleceğini Çölleştirme

08 Ağustos 2023, Salı 00:00

Anız; arpa, buğday gibi hububat türü bitkiler hasat edildikten sonra tarlada kalan saplara denir. Bu kalan saplar oldukça serttir ve başka bazı bitki kalıntıları gibi çürümezler, toprağa karışmazlar. Bunları toplamak, değerlendirmek, tarladan uzaklaştırmak oldukça zordur. Çiftiler de bu kuru sapları yakarak yok etmek isterler.

Bölgemizde, hububat hasadından sonra ikinci ürün ekimi için kısa sürede toprak hazırlığını tamamlamak, toprak işlemede kolaylık sağlamak, hastalık ve zararlılarla mücadele edilmesi, yabancı ot kontrolü ve hasat sonrası artıkların ekonomik bir değer taşımadığı düşünceleri ile ve çoğu zaman bir alışkanlık haline geldiği için yasak olduğu halde anız yakma olaylarıyla karşılaşılıyor.

Doğaya karşı işlenmiş bir cinayet olan anız yakılmasını önlemek, doğal dengeyi korumak ve araziler üzerinde bulunan enerji ve haberleşme iletim hatlarının zarar görmesini engellemek amacıyla 16 Aralık 1998 tarih ve 23555 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan “Anız Yakılmasının Önlenmesi Hakkında” Tebliğ (1998/26) İl Tarım ve Orman Müdürlüklerince yürütülüyor.

Hububat hasadı sonrasında geriye kalan anızın yakılması; orman yangınları, telefon ve enerji iletim hatlarının yanması, sis oluşumu nedeniyle çeşitli trafik kazalarına yol açması, hasat edilmemiş komşu tarlalara yangın sıçraması, yakın köylerdeki hayvan barınaklarının ve yerleşim birimlerinin yanması, orman yangınları gibi birçok riskleri ortaya çıkarıyor.

Bölgemizde anız yakma sonucunda çıkan yangınlar, her yıl milyarlarca liralık maddi zararlara neden oluyor.

Toprağın yüzeyinde oluşan 2,5 cm kalınlığındaki bölüm zirai olarak, bitkisel toprak diye adlandırılır. Bu bitkisel toprak, bitkinin büyüyüp gelişebilmesi için gerekli mineraller ve vitaminler açısından zengin bir tabakadır. Bu 2,5 cm'lik bitkisel toprağın oluşumu yaklaşık 100 yıllık bir zaman alır. Anızın yakılması sonucu da bu kısım yüzde 90 ila yüzde 100 oranında zarar görür.

Verimli bir topraktaki canlılar çoğunlukla toprağın ilk 0-3 cm derinliğinde yaşıyor. Anız yakılmasıyla toprağın verimliliğini sağlayan bu canlılar önemli ölçüde sayıları azalıyor. Ayrıca organik madde toprak canlılarının önemli besin kaynağı ve toprak kalitesi ve verimliliği için büyük önem taşıyor.

 Anız, toprağın organik madde ihtiyacının sağlanması açısından son derece önemli. Anızın yakılması nedeniyle toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerini iyileştiren toprak organik maddesi yıldan yıla azalıyor.

Anız yakma işleminden geçen bir toprağın verimli olabilmesi için organik maddece zenginleştirilmesine gerek var. Bu ise ekonomik olarak girdilerin artmasına sebep oluyor.

Türkiye’de tarım yapılabilir yaklaşık 24 milyon hektarlık alanın yaklaşık yarısında tahıl ekimi özellikle de tahıl ekilen alanların da yüzde 90’ında buğday ve arpa ekimi yapılıyor.

Anız yangınlarının büyük bir kısmı da buğday ve arpa ekim alanlarında oluşuyor. Türkiye’de bundan 50 yıl önce yüzde 60’lar seviyesinde olan anız yangınları, son yıllardaki çiftçi eğitimleri ve bilgilendirme çalışmaları ile yüzde 10’lara kadar düştüğünü konunun uzmanları dile getiriyor.

Bu iyi bir gelişme olmakla birlikte tamamen ortadan kaldırılması gereken tüm ülkeyi yakından ilgilendiren bir mesele.

Anızın yakılmasıyla beslenmede önemli rol oynayan sebze, meyve ve tahılların kalitelerinin düşmesine neden olurken, aynı zamanda bitkilerin, hayvanların ve en önemlisi insanların sağlıklı yaşam zincirini de doğrudan etkiliyor.

Günümüzde insan sağlığını olumsuz etkileyen çevresel faktörler, sera gazları, zararlı kimyasal atıklar gibi anız yakmanın ortaya çıkardığı kül, partikül ve dumanlar soluduğumuz havayı korkunç derecede de etkilemekte.

Anız yakılması ile oluşan sera gazı içerikli duman ve oluşan kül rüzgârı etkisiyle özellikle çocuk ve yaşlıların solunum yollarında tıkanmalara neden oluyor. Astımı, bronşiti ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) olanlarda bu durumdan daha fazla etkileniyor.

Anızların yakılmasının en önemli zararlarından birisi de, toprağı su ve rüzgâr erozyonuna hassas bir duruma getirmesi. Çünkü anız; yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller; yüzey akış hızını azaltır, toprağa sızmasını sağlar. Böylece erozyonu önler.

Ormanlarımızın kıyısında olan buğday ve arpa tarlaları büyük riskler taşıyor. Son 5 yılda 13 bin 207 orman yangını çıktı ve söz konusu orman yangınlarının yüzde 5,8’i yani 762’si anız yangınları sebebiyle gerçekleşti.

Diyarbakır’da çiftçiler, arazilerini daha rahat sürmeleri için yine anız yakmaya başvurdu. 2022 yılının ilk 6 ayında anız yangınları bin 477, 2023 yılında 2 katına çıkarak 2 bin 260 ulaştı.

Konya’da, 2023 yaz dönemi hububat hasat sezonunda anız yakmanın cezası ise dekar başına 244.09 lira olduğunu açıklandı.

Anız yakma topraktaki her şeyi yok ediyor, geleceğimizi çölleştiriyor.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Namık Ceyhan
    08-08-2023 12:40

    Muzaffer hocam elinize emeğinize sağlık. Yaz aylarında çok önemli bir konu Anız yakmak. Anız yakan geleceğini yakar

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.