Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    62904.920$

Evrensel değerleri analım ama kendi değerlerimizi unutmayalım

13 Mart 2024, Çarşamba 00:01
Her gün baş tacı olmaya lâyık kadınlarımızın günlerini kutladık 8 Mart tarihinde Dünya ile birlikte. Aslında Amerikalı kadın işçileri andık. 8 Mart 1857  tarihinde NewYork’ta kadın işçiler iş yaşamında daha iyi  çalışma koşulları amacıyla tekstil fabrikasında direnişe geçerler, polis tarafından kapıları kilitlenerek hapsedildikleri fabrikada çıkan yangında 102 kadın işçi yaşamını yitirir. 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Alman Clara Zetkin ve Kate Duncher Kopenhag Uluslararası Sosyalist Kadınlar Kongresi’nde 8 Mart Kadınlar Günü önerisini sunarlar; 1911 tarihinde Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’nin kutlamasıyla başlanan gün 1977 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından da tescillenir. 1980 darbesi sonrası 1984 yılına dek ara verilse de 1975 ve sonrasında ülkemizde de sokak kutlamalarına  dönen Dünya Kadınlar Günü artık ülkemiz anma günleri arasında. 2013 tarihinden beri ülkemizde en az 1379 kadın işçiyi iş kazalarında yitirdik. 2009 yılında Bağcılar’da bir fabrikaya kapalı kasa kamyonette götürülen 8 kadın işçi sel sularının araç içine dolması sonucu yaşamlarını yitirdiler. Mevsimlik tarım işçileri açık kasa kamyonet/traktör kasasında taşınırlar artık eskisi kadar olmasa da ve bu taşıma esnasında araç.kazalarında çok sayıda kadın tarım işçimizi yitirdik Allah rahmet eylesin ama bizim kadınlarımızın maalesef adı yok.
Anneler..her şeyin en iyisine lâyıklar, hakları ödenmez, elleri bir gün değil her gün öpülmesi gerekir. Anneler Günü’nü Dünya ile birlikte kutluyoruz da kutladığımız gün Anne Jarvis’in anasının hatırına 1908 yılında başlattığı ve 1914 tarihinde ABD Kongresi’nin onayladığı gün. Henüz anne olmamışken oynadığı TV dizisi sayesinde Pınar Altuğ’u da Yılın Anne’si seçmişiz, 1996 yılında Tansu Çiller’i de; 1997 yılında Ümmühan Demirel’i de. 1981 yılında Türk Kadınlar Birliği “şehit anneleri’ni; 1994 yılında 13 çocuklu Nafiye Sevim’i, şehit eşleri Fadime Aktaşlı-Safiye İlhan ve maden ocağı kazasında eşini yitiren ve şiir yazarak çocuklarını yetiştiren Kadriye Canlı yılın annesi seçilmiş ve unutulan kadınlar arasına girmiş. 93 Rus Harbi esnasında direnişin simgesi Nene Hatun, 1902-1903 Sorbonne Üniversitesi’nde okuyan ilk kadınımız, ilk kimyacı Profesör Remziye Hisar; ilk kadın doktor Safiye Ali ve sayısız değerimizi hatırladığımız gün var mı? Atatürk’ün “dünyada hiçbir milletin kadını Türk kadını kadar kurtuluş mücadelesine destek olmamıştır” dediği Türk Kadını tarihsel simge değil midir? Halide onbaşı Halide Edip Anıvar, 9-12 yaş arasında babası Albay Hafız Halit bey’in bırakacak kimsesi olmadığı için cephede savaşa götürdüğü Nezahat onbaşı; İnebolu’dan Ankara’ya kağnıda cephane götürürken battaniyesi ile cephaneleri örten ve çocuğuyla donarak ölen Şerife Bacı ; kadın kılığında Kurtuluş Savaşı’na katılan Halime Çavuş; hafız Selman İzbeli, Gödes’li Makbule hanım ,savaş alanında şehit düşen Adana’lı Tayyar Rahmiye  kadar fedakar hangi ülkenin kadını vardır ki bizimkiler anılmaz ve tarihe mal olmakla kalır ,yeni nesiller anmaz, bilmezler?
Hemşireler Günü. Hakları ödenmez sağlık neferlerimizi anarız Mayıs ayı içinde. Aslında elbette yaptıkları önemli kuşkusuz ama andığımız Florance Nightingale. Kırım Savaşı’nda İngiltere’den İstanbul’a gelen, Selimiye Kışlası’nda yaralılarla ilgilenen, hemşire yetiştiren; 1860 yılında St. Thomas Hastanesi’nde kendi okulunu kuran Florance Nightingale elbette anılmaya lâyık ama Dr. Besim Ömer Paşa tarafından 1913’de Hilal-i Ahmer; 1914-15 yıllarında Darülfunun, 1916 yılında Kadırga Doğum Kliniği’nde eğitim alan; Çanakkale’den vapurla İstanbul’a ağır yaralıları taşımada ve ameliyatların da yapılabildiği Reşit Paşa hastane gemisinde görev yapan Safiye Hüseyin Elbi; 1924 Amiral Bristol mezunu, Colombia Üniversitesi eğitimli 1930 yılında yurda dönen ve Türk Hastabakıcılar Cemiyeti kurucularından olan Esma İbrahim övgülere ve anılmaya lâyık değil mi ki unutulanlar arasında?  Dünya’nın çocuklara armağan edilmiş tek Bayramı 23 Nisan artık eski coşkusuyla ve geniş yabancı ülke çocukları katılımıyla kutlanmıyor oysa tüm Dünya’ya kabul ettirdiğimiz bir gün olmalıydı.
Kendi milli değerlerimiz hak ettikleri yerde değiller maalesef. İsmail Yavuz..askeri pilot; eğitmen. Mustafa Kemal’in uçakları adlı muhteşem eserinin girişinde “Dünya uçak sanayi merkezleri Amerika, Almanya, Fransa’da bu merkezlere gittik ancak görev yaptığım, pilot yetiştirdiğim İzmir’de havaalanından kendi yaptığı uçağı uçuran Vecihi Hürkuş; uçak imal eden ve yurtdışına da satan Nuri Demirağ’ı bilmiyordum zira bize anlatılmamıştı” sözleri hazin değil mi? Hipokrat’ı kafamıza sokan müfredatta dünyanın kitaplarını okuttuğu İbn-i Sina’dan tıp eğitiminde söz edilmiyorsa bir gariplik yok mu? 130 günde Eskişehir Devlet Demiryolları atölyesinde günümüzde hala çalışır vaziyetteki Devrim otomobillerini imal eden mühendislerimiz tarihe övgülerle geçmeleri gerekirken cilaları trende yapılan , lokomotif bacasından çıkabilecek kıvılcımın yangın riskinden kurtarılmak için ve yüksek oktanlı benzin Ankara’da bulunabileceği için sadece manevraya yetecek kadar yakıtla getirildikleri Ankara’da yolda kaldığı gerekçesiyle  “batı kafasıyla otomobil yaptık, doğu kafasıyla yakıt koymayı unuttuk” sözleriyle linçe uğramayı hak etmişler midir sizce? Tersi olsa ve takdir edilip yeni imkanlara kavuşturulsalar farklı seyretmez miydi bir çok şey?
Evrensel dünya değerlerini analım ama kendi değerlerimizi yok saymayalım, değer verelim. Dün Devrim otomobili yolda kalınca eleştiri bombardımanına tutarak motivasyon kıran çevreler bugün de farklı değil maalesef. Yunan, İngiliz, Alman, Amerikan toplumunda takdir edilen milli muharip uçak Kaan bizde bazı çevrelerde haber olma niteliği bile taşımıyorsa bu kafada sorun var demektir. Kendi değerlerimiz el üzerinde tutulmalı milletçe..

Yorumlar

  • yorum avatar
    Ahmet oztemel
    13-03-2024 19:36

    Sn.Kalayci, çok tesekkur ederim katkınız icin.

  • yorum avatar
    Bülent Kalaycı
    13-03-2024 14:24

    Yazı için teşekkürler. Eksiğini tamamlıyayım.Günumuzde her gün bir kadın öldürülüyor. Çarpık kafalar İstanbul sõzlesmesini hem imzalıyor hemde yobazlarin baskısıyla imzasını çekiyor.Siz pembe yazılari çok güzel yazıyor ama bazı gerçekleri göz ardı ediyorsunuz. Belki birileri yazınızdan memnun kalırlar ama geleceğin yazarı olmaktan uzak kalıyorsunuz. Yine de yazınız için teşekkürler.

  • yorum avatar
    AHMET ÖZTEMEL
    13-03-2024 12:27

    Sn. Ölmez; teşekkürler katkılarınız için.

  • yorum avatar
    Hüseyin Ölmez
    13-03-2024 10:02

    Çok haklı övgüler ve eleştiriler içeren çok güzel bir yazı olmuş

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.