Konya
04 Mayıs, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    34.87
  • ALTIN
    2393.5
  • BIST
    10276.88
  • BTC
    63655.782$

Çiftçilerimiz Desteklemelerden Hakettiğini Alabiliyor mu?

18 Kasım 2021, Perşembe 09:12

Tarımsal Desteklemeler Çiftçilerimizin Menfaatleri Doğrultusunda Yeniden Düzenlenmelidir.

Tarımsal desteklemeler gübre, mazot, bitkisel üretim, et ve süt gibi farklı kalemlerde uygulanmaktadır. Tarımsal desteklemeler 2009 yılından bu yana havza bazlı destekleme yapılacak gibi dillendirilse de 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe giren Milli Tarım Projesinin en önemli ana başlıklarından birisi olsa da ürün bazlı destekleme olarak devam ettirilmektedir.

 

Destekleme politikaları Türk tarımına yeterince katkı sağlamıyor; destekleme, teşvik ve yönlendirme amacı gütmeli, sonrasında üreticiler verim ve kaliteye dayalı bir destekleme modeline doğru kaydırılmalıdır. Ülkemizde uygulanan destekleme sistemi, alışkanlık ve sürekli devletten beklenti durumuna doğru sürüklenmektedir. Yapılacak doğru projelerle Tarım Kanununda da yer alan GSH'nın % 1,5'i tarımsal destek olarak dağıtılır maddesine uyulmalı ancak teşvik edici, örnek, verim ve kalite artışını baz alan bir destekleme modeline dönülmelidir.

 

Tarım ve Orman Bakanlığınca son 15 yılda Kırsal Kalkınma, İPARDgibi kurumlarca özellikle hayvancılık, tarım alet makinaları destekleri ve üreticilerimizde yem bitkileri, yağlık bitkiler, tohumluk, mazot, gübre vb. şekillerde destekleme, hibe, teşviklerle tarımsal faaliyeti devam ettirme yönünde ciddi bir destekleme politikası uygulanmaktadır.

Bu destekleme ve teşvik politikasında üreticilerin en zoruna giden, bölgeler arası ayrımcılıkların yapılmasıdır. Orta Anadolu’yu göz önüne alacak olursak; hayvancılık, tarım alet makine, tarımsal elektrik kullanımı, bitkisel üretim teşvik ve desteklemelerine müracaat eden üreticilerimizin yegâne amacı bu teşvik ve desteklemelerden faydalanarak tarımsal üretime katkıda bulunmak ve kendi refahını mümkün olduğu kadar yükseltmektir.

Şunu biliyoruz ki ülkemizin değişik bölgelerinde bu hibe ve teşviklerde amaç sadece hibe ve teşvikten faydalanmak olup uygulamada da sadece bu mihmalde gerçekleşmektedir. Yapılan hibe ve desteklemelerin Entansif tarımsal üretime yönlendirici, kooperatifleşmeye birlikte büyümeye teşvik edici olması gerekmektedir. Bugün yapılan tarım alet makinaları teşvik ve hibe projelerinin güçlü traktörlerle işlem yapabilen kombine makinelerle üreticilerimizin tarımda kalmalarını sağlayıp, birlikte çalışmaya birlikte büyümeye de yönlendirmemiz gerekmektedir.

Tarıma verilecek toplam destek miktarı GSMH’nın %1,5’inden az olmamalıdır.

Hayvancılıkta en önemli sorun olan kaba yem açığının karşılanması için, yem bitkileri desteklemeleri devam ederek mera ıslah çalışmaları doğal yapıyı bozmadan yapılarak hızlandırılmalıdır.

Tarımsal işleme, pazarlama ve depolama ile ilgili yatırımlar için “Ucuz Tarımsal Kredi” sağlanarak ve bu yatırımlar ile “Sözleşmeli Üretim” ilişkilendirilerek teşvik edilmelidir.

Çiftçimizin ürününü sigorta ettirmesi teşvik edilmeli, “Sigorta Prim” desteği verilmelidir.

Çiftçilerimize ve tarımsal sanayicimize kredi sağlamak üzere bir finans kurumu oluşturulmalıdır. Bu konu ile ilgili olarak Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası yeniden yapılandırılmalıdır. Bu tarımsal kuruluşlar Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı ile tarımsal sanayinin geliştirilmesi anlamında ilişkilendirilmelidir.

Özellikle ihracata dayalı üretim yapan tarımsal sanayii kuruluşlarına tesisleşme, üretim pazarlama alanında hibe teşvik ve kredi desteği sağlanmalıdır. Bu çalışmalar Tarım Alet makine alanında kalmamalı; gübre, ilaç, tohum gibi diğer tarımsal girdilere yansıtılmalıdır. Keza ihracata yönelik üretimlerin önünün açılması demek bu ürünlerin iç piyasada kullanıldıktan sonra ihraç edileceği gerçeği ile tarımın en büyük sıkıntısı olan girdi fiyatlarında direkt olarak düşüş sağlayacaktır.

Destekleme Politikaları Havza Bazlı ve Çiftçilerimizin Menfaatleri Doğrultusunda Yeniden Düzenlenmelidir.             Bugün Bakanlıkça uygulanan mazot, gübre, tohum, yem bitkileri, yağ bitkileri, damızlık desteği, süt desteği vb. desteklemelerde üreticilerimiz Tarım Orman İlçe Müdürlüğüne evrak getirip götürmektedir. Çalışan Mühendisler yılın büyük bir bölümünde bu getirilen evrakları işlemekle zaman kaybetmektedirler.

Gelişen ÇKS sisteminde arazide ne ekili olduğu bilinecek kadar uydu görüntülerinden faydalanılabilen günümüzde üreticinin beyanı esas alınarak hem üreticiler bu prosedürden kurtarılsa hem de Mühendisler evrak memurluğundan arazi çalışmasına yönlendirilse doğru bir yaklaşım olmaz mı? Desteklemeler için üreticilerin beyanında yanlışlık veya art niyet olması durumunda üreticilerin konunun önemine göre belirli bir sürelerde desteklemelerden men veya çıkartılacak hibe programlarına müracaat edememesi caydırıcı bir seçenek olacaktır.

“2021 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar” Resmi Gazete’nin 11 Kasım 2021 sayısında yayınlanarak yürürlüğe girdi. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile açıklanan 2021 üretim yılına ait tarım desteklerinin çiftçilere ödemesi 2022 yılı bütçesinden yapılacak. 2022 yılı bütçesinde tarım destekleri için ayrılan toplam kaynak 25.8 milyar lira.

Mazot ve gübre desteği arttı; Alan bazlı destekler kapsamında “2021 yılında yapılacak tarımsal desteklemelere ilişkin karar” a göre, 2021 ürünü buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale için dekar başına 19 lira olan mazot desteği 22 liraya, 16 lira olan gübre desteği ise 20 liraya çıkarıldı. Bu ürünler için gübre ve mazot desteği toplamda dekar başına 42 lira olarak ödenecek.

Pamuk ve çeltik üretenlere dekara 68 lira mazot ve 8 lira gübre desteği olmak üzere toplamda 76 lira. Nohut, kuru fasulye ve mercimek üretiminde dekar başına 24 lira mazot ve 8 lira gübre desteği olmak üzere 32 lira. Patates ve soya üreticilerine dekara 30 lira mazot ve 8 lira gübre olmak üzere 38 lira, yağlık, yağlık ayçiçeğinde dekara 29 lira mazot ve 8 lira gübre desteği olmak üzere dekara 37 lira destek ödemesi yapılacak.

Dane mısırda mazot desteği dekara 27 lira, gübre desteği 8 lira olmak üzere 35 lira, kanola ve aspirde dekara 20 lira mazot ve 8 lira gübre desteği olmak üzere toplam 28 lira destek ödenecek. Kuru soğan ve yem bitkilerinde dekara 19 lira mazot ve 8 liralık gübre desteği ile 27 lira destek ödemesi yapılacak. Yaş çay ve fındıkta dekara 18 lira mazot,8 lira gübre desteği olmak üzere 26 lira destek verilecek. Zeytin de dahil diğer ürünlerde dekara 17 lira mazot ve 8 lira gübre desteği olmak üzere toplam 25 lira destek ödenecek. Nadasa bırakılan tarım arazileri için 8 lira mazot desteği verilecek.

https://www.tarimdunyasi.net/wp-content/uploads/2021/11/mazot-1024x528.jpg

2022 gübre desteği de kararnameye girdi: İlk kez bir yıl sonraki gübre desteği de kararnameye yazıldı. Buna göre, 2022 üretim yılı gübre desteği buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale için dekara 32 lira, diğer tüm ürünler için dekara 16 lira ödenecek. Bu desteğin ödemesi ise 2023 yılında yapılacak.

Bitkisel üretimde verim ve kaliteyi doğrudan etkileyen faktörlerden bir tanesi tohumluktur. Dünyada ve ülkemizde ekim alanları giderek daralmaktadır. Günümüzde ekim alanlarını artırarak üretimi çoğaltmak mümkün gözükmemektedir. Bunun sonucunda üretimi artırmanın tek yolu, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi tüm girdilerin en iyi şekilde kombine edilerek çiftçiye sunulmasıdır. Şüphesiz bu kombinasyondaki en önemli unsur, kaliteli tohumluk kullanımıdır. Tarım ve Orman Bakanlığının başta hububat olmak üzere sertifikalı tohumluk kullanım destekleri giderek artmalıdır. 2021 ve 2022 yılları için verilen tohum destekleri çiftçiyi memnun etmekle birlikte, desteklerin zamanında ödenmemesi en önemli sorun olarak gözükmektedir. Bu yüzden sertifikalı tohumluk ve tohumluk kullanım desteklerinin ilgili ürünün ekiminden önce çiftçinin eline geçmesi gerekmektedir.

Oransal olarak ciddi artış gibi gözükse de mazot, gübre ve diğer girdilere gelen yüksek zamlarda üreticinin desteklemelerde beklenen ve hak ettiği desteklemeyi alamayacağını görmekteyiz. Neye göre? Dünyada tarımsal üretimde söz sahibi olan veya olmakta iddialı bir ülke olarak yağış rejimi, toprak organik maddesi yeterli olan az gübre kullanan ülkelere göre üreticimiz yeterince desteklenmemektedir. Dünyadaki enerji başta olmak üzere girdi fiyatlarındaki artışı elbette görmekteyiz, ancak sorumlusu Türk çiftçisi değildir. Üretici fiyatları açısından dünya fiyatlarındaki satış rakamlarına ulaşabilsek bile girdi fiyatları ve maliyet açısından dünya ile rekabetten çok uzakta olduğumuzu bilmeli ve artık bunu net bir şekilde görmeliyiz.

Tarımsal Desteklemelerin amacına ulaşması, üreticilerin girdi maliyetlerini zamanında karşılayabilmeleri için;

 

Tarım takvimi mali takvimle aynı 1 Ocak'tan 1 Ocak'a olup, üreticilerin verilen destek ve teşvikleri 1 yıl geç almasına neden olmaktadır. Tarım takvimi 1 Ekim'den 1 Ekim’e olarak düzenlenmelidir.

  • Havza Bazlı ürün destekleme programı bölgesel avantaj ve dezavantajları göz önüne alınarak yeniden düzenlenmeli, Destekleme programına göre Ülke genelinde bitki paterni yeniden şekillendirilmelidir.

 

“Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.” demiş Hz. Ali Efendimiz.

Biz de tarım camiası olarak diyoruz ki! Tarımsal varlığımızın farkına vararak tarıma ve tarımcıya fırsat verilmesi durumunda tarım camiası olarak ülkemize ekonomik, sosyal anlamda beklenenden çok daha fazla katkı yapacağımız inancındayım.

#toprağınadamı

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.