Konya
28 Nisan, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63694.158$

AYLARCA ÜNİVERSİTESİNE UĞRAMAYAN HOCALAR DA VARMIŞ(!)

12 Aralık 2023, Salı 00:01
Bugün inşallah yine birbirinden farklı konularla kısa kısa şehir turu atmaya devam edeceğiz.
Önce geçtiğimiz haftadan kalan bir konu ile yazımıza başlayalım.
Hatırlarsanız iki hafta önce falan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy hocanın sadece idari personel için değil akademik personel için de ciddi bir uyarı yazısını sizler paylaşmıştık.
Rektör hoca bunda çok haklı da olsa, yasal olarak yapılması ve uyulması gereken mesaiyi hatırlatsa da üniversite hocalarının böyle bir mesaiye alışık olmadığını da biliyorduk.
Sağ olsun Rektör Metin Hoca da bu yazının ve isteğin kendisinin değil devletin uyulması gereken bir yasal zorunluluğu olduğunu belirtmişti 
Geçtiğimiz hafta bir profesör hocamız aradı.
Selam sabahtan sonra Rektör Metin Aksoy hocanın bu mesai yazısının son derece yerinde ve haklı olduğunu belirterek;
“Metin hocayı kutlamak tebrik etmek gerekir.
Böyle bir yazı çıkartmak için yürek gerekir.
Maalesef bazı meslektaşlarımız ama yasal boşlukları da ya da yıllarca kuralmış gibi oturmuş sıkıntıları artık normalleştirmiş durumda.  
Ben size daha acı olanı söyleyeyim.
6 aydır üniversiteye dahi uğramayan hocalarımız var.
Bir akademisyen 5 bin TL ile 50 bin TL arasında para alır.
Ama öyle bir yasal durum vardır ki parasını çok az da alsa üniversiteye uğramayabilir.
Bu konular aslında rektörlerin çözebileceği bir şey değil.
Bu konuya özünde YÖK ciddiyetle üzerine gitmeli ve bu acınacak, üzülecek durum kökten çözülmeli” diyordu.
Hocama defalarca sordum.
“Hocam yani bir hoca aylarca üniversitesine gelmiyor öyle mi?”
“Evet gelmiyor”
………….
Vay anasını geldiğimiz noktayı düşünebiliyor musunuz?
Tamam çalıştığı ya da çalışırmış gibi yaptığı kurum ya da kuruluşlara hiç uğramadan bankamatiklerden para çeken on binleri biliyor, okuyor, duyuyorduk da böyle üniversite hocaları olduğunu bilmiyorduk.
………..
Bu satırları yazarken Selçuk Üniversitesi’nden bir dekan bir profesör hocam aradı.
Bir başka konu için.
Dayanamadım böyle bir durumun olup olmadığını bu değerli hocamdan da teyit etmek istedim.
Hocama kısaca durumu açtım.
Bu hocamda şöyle diyordu;
“Ahh Uğur abim ahhh.
Var maalesef var.
Bunların üzerine gittiğin zamanda sen kötü oluyorsun”  
…………..
Vay be memleketin çivisi çıkmış dedikleri bu mu ki acaba?
ETLİEKMEK 50 TL
HELAL OLSUN
EKREM ÇOŞKUN’A
Dün önce sosyal medyada gördüm daha sonra konunun aslını da öğrendim.
Bir iki ay önce koca yürekli spor ve iş insanı Ekrem Çoşkun bizzat söylemişti.
Hele hele şu bizim etliekmeğe zam gelmişti yaa.
O günlerde aradı Ekrem abimiz.
“Abi sen rahat ol.
Bu memlekette etliekmeği 50 TL’ye satacağım” demişti.
Bu EKREM ÇOŞKUN.
Kulakları çınlasın Zühtü abimin evladı.
Yakar yıkar ne dedi ise eninde sonunda yapar.
İşte bunu dün Ekrem Bey sosyal medyasında da paylaşmış
Ve altına da demiş ki;
“Hikayemizin başladığı Beyşehir Çevre yolu Alakart Şubemizde 10. Yılımıza özel İskender ve et döner menümüzü 125 TL, etliekmek şubelerimizde etliekmeğimizi tüm Konya Etliekmeğe doysun diye 50 TL yaptık.
Afiyet şifa olsun”
…………..
Hadi gelin şimdi konuşun.
Sıkıysa yazın.
Ama kimseye bir şey diyemezsiniz ki.
Kimi etliekmeği 50 TL’ye kimi de 250 TL’ye satar.
Serbest ekonomi yaaa.
Yersen(!)
………………
KONYA POLİSİNE
TEŞEKKÜR TEŞEKKÜR….
Konya bugünlerde yine olağanüstü günlerden geçiyor.
Mevlana törenleri münasebeti ile şehrimize binlerce yerli yabancı insan geliyor.
Geldi de aramızda dolaşıyorlar.
Siyasi faaliyetlerden normal hayata ıslak da olsa serin de olsa hayat devam ediyor.
Konya polisi hafta sonu yine belli bölgelerde adeta alarmdaydı.
KOM’dan istihbaratına devlet 24 saat alarmdaydı.
Şehri yöneten devlet adamlarından devlet görevlilerine herkesin tek bir amacı vardı.
Gözlerini kırpmıyorlardı.
Niye?
Neden?
Konya’dan tek bir olumsuzluk haberi gelmesin.
Kimsenin burnu kanamasın diye.  
Peki bu arada şehir içi trafik keşmekeşi nasıldı?
REZALET.
PEKİ POLİS NE YAPIYORDU?
DÖNER KAVŞAKLARIN İÇİNE BİLE ARAÇLARINI PARK EDİP ÇEKİP GİDENİ Mİ ARARSINIZ.
ANA YOLDA TEK ŞERİTLİ YOLDA TRETUVARIN ÜZERİNE ARACINI PARK EDİP GİDENİ Mİ?
İŞTE FOTOĞRAFLARDA DA GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ POLİS DE TEK TEK BUNLARLA BOĞUŞUYORDU.
NE DİYEBİLİRİZ Kİ
Allah güç kuvvet versin.
Birazcık da bizi ıslah etsin.   
ESNAFLARIMIZ KONUSUNDA
İSE OKURLARIMIZ
ÇOK DAHA DOLULARMIŞ
Dünkü yazımıza yapılan dönüşlerden okurlarımızın görüşlerinden bazıları ise şöyle idi.
RGNDGD “KONYA ESNAFI TÜRBE ÖNÜNDE DE BEDESTEN DE PİRİ MEHMET PAŞA ÇARSINDA DA ESKİ GARAJDA DA HEP AYNI SAYGISIZ HESAPSIZ VE NOBRAN AYRICA BİRDE DÜKKANLARIN ÖNÜNDEN GEÇENLERE LAF ATMALAR İNSANLARA ALIRSANIZ İYİ SORUP ÇIKARSANIZ ALMAYACAKTIR NİYE MEŞGUL ETTİN TAFRASI ÖYLE OLUNCA MİLLET BÜYÜK ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ TERCİH EDİYOR.
UĞUR BEY ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN ALLAH UZUN ÖMÜRLER VERSİN BİZLER SİZİ ALLAH İÇİN SEVİYORUZ SAYGILARIMLA
AHMET ÖZTEMEL “ÜLKEME DE KONYA'MA DA EMEĞİNİZİ KATKILARINIZI DAĞ TAŞ BİLİR, BIRAKIN BAZI TAŞTAN DUYARSIZ KİŞİLER BİLMESİN.
ABİ ESNAF 3 DEMİŞSİNİZ YA, O ZAMAN ZABITA DAHA AKTİF OLACAK, YERİNE GÖRE ONLUKTAN DAHA FAZLA HİZMET VERECEK, ESNAF ARALARINDAKİ ÇÜRÜKLERİ TEMİZLEYECEK, KENDİLERİNE DE KENTİNE DE ZARAR VERİLMESİNİ ÖNLEYECEK. SAYGIYLA
FEVZİ ÇAKMAK “ALDIĞIN MALI DEĞİŞTİRMEK İÇİN YA DA İADEYE GİT GÖRÜRSÜN BİZİM KONYA ESNAFININ YÜZÜNÜ.
MALI SATAN GİTMİŞ BAŞKA BİRİSİ GELMİŞ SANIRSIN.
DOKUZ KÖYDEN KOVULAN, ”HEPSİ İÇİN DİYEMEM AMA TÜRBE ESNAFININ BİR KISMI GERÇEKTEN İNSANLIKTAN NASİBİNİ ALMAMIŞ.
ADAM UTANIR.
HİÇ VİCDANLARI SIZLAMADAN 10 LİRALIK ŞEYİ 100 LİRAYA KAKALIYORLAR.
BİR GELEN BİR DAHA GELİR Mİ KONYA'YA?
DURUP BİR DÜŞÜNELİM.
OGUZ OGUZ “ABİ, ÜZÜLMEYİN.
SİZ SONUÇTA DOĞRUSUNU YAPIYORSUNUZ.
MAALESEF İNSANLAR TOPLUMDA HERKESE KARŞI BİR HEGEMONYA KURMAK, HERKESİ İSTEDİKLERİ GİBİ ZİHİNLERİNDE CANLANDIRDIKLARI KİRLİ BİR AMBALAJDA TANIMLAYIP, SIFATLANDIRMAK İSTİYORLAR.
AMMA VELAKİN BİLMİYORLAR Kİ KAHVE, SU VE OCAĞI HER ELİNE ALAN KAHVEYE AYNI LEZZETİ VERİP, AYNI SUNUMU YAPAMIYOR.
KİMİSİ 40 YILLIK BİR HATIR, KİMİSİ BİR BULAŞIK SUYU BIRAKIYOR ZİHİNDE.
RUMUZLA YAZANLARA VE İFTİRA ATAN, MEDENİLEŞEMEMİŞ PİSLİKLERE BEN ÇOK KIZIYORUM.
HERKES KENDİ KİMLİĞİYLE ORTAYA ÇIKAMIYORSA, ZATEN DÜŞTÜĞÜ ÇUKURUN VE YUTTUĞU NANENİN DE FARKINDADIR.
BEN ŞAHSEN UZUN ZAMANDIR SİZİ TAKİP EDEN BİR İNSAN OLARAK, ŞEHRE KATTIĞINIZ DEĞERİN ÇOK FARKINDAYIM.
Gerek İhsaniye başta olmak üzere, Sille vb. alt geçitlere açılan yaya yolları olsun, gerek 24 saat açık kalmasına ve hem kalacak yeri olmayanlara hem araştırmacı ve talebelere kesintisiz hizmet veren İl Halk Kütüphanesi olsun, solak hekimlere rağmen, sağlık diş masası ile nöbet bekleyen ağız diş sağlığı merkezinin düzene girmesi olsun, Meram Tıp’ın otoparkı olsun, aylarca bekletildikten sonra, sahur vakti fen işleri tarafından alınan benim evimin önünde ki kum olsun, otogar kavşağına trafik lâmbası konulması olsun, arkadaşımın taaa Doğanhisar’da ki evinin önüne 8 tır parke taşı döşenmesi olsun, hep dolaylı da olsa bizlerin vesile olup, kurumların size olan saygı ve çekinmelerinden dolayı yapmak zorunda kaldıkları işlerin yalnızca bir kısmı.
Ben şahsen bu taleplerimin giderildiğini kanlı, canlı gördükten sonra rumuzların arkasına saklanmaya gerek olmadığına kanaat getirdim.
Size ne kadar teşekkür etsek azdır.
Ara sıra kızdırsak bile affedeceğinize inandığımızdandır.
Ancak, şahsınıza veya herhangi birine doğrudan hakaret veya iftira atan şahıs veya şahıslardan da size değer veren tüm okuyucular ve hemşerilerimiz adına da hoşlanmadığımı/hoşlanmadığımızı bilmelerini isterim.
Saygılarımla.”
MUAMMER YILDIZ “S.A Uğur Bey
Hayırlı günler Mevlana Haftası maşallah dolu geçiyor cumartesi gözlemim çok yoğun kalabalık tanıdığım esnaf arkadaşlar (Bedestende, Türbe önü çarşı merkezi) memnun olduklarını ifade ediyorlar hava şartları da müsait iyi olur şehrimiz için İnşallah…
Ama bu şehre yakışmayan azınlıkta olan adı esnaf değil soyguncu, tokatçı bir kesim maalesef esnaf arkadaşların dediği gibi bizi inanır mısınız çok zor durumda bırakıyorlar diyorlar
Bunlar biliniyor Valiliğimiz, belediyemiz el birliğiyle zabıtasıyla maliyesiyle üstesinden gelinmeli dediler.
Şehri sıkıntıya sokan bu duruma neşter vurulmalı diyorlar zaman geçirilmeden elden kanunlar çerçevesinde ne geliyorsa haydi bismillah diyelim koyulalım.
Allah kolaylık versin.
Selam dua ile…”
……………
Yarın inşallah yeniden birlikte oluruz.
 
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Toplum olarak Allah utandırmasın diye hep dua ederdik. Allah dualarımızı kabul etti. Toplum olarak artık hiçbir şeyden utanmıyoruz.
 
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Esnaf olarak, haklı olarak kar ederken o anda Allah’tan korkup kuldan da utanmayı aklımıza getirdiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Ayşe
    15-12-2023 21:03

    Canım Konyam ya...

  • yorum avatar
    Y Kaya
    13-12-2023 18:00

    Üniversiteye hiç uğramayan dekan var. Önce onlardan başlanması lazım. Israrla da yöke rağmen vekaleten atanıyor. Böyle bir uygulama gerekli ise rektörlük süresinin bitimine 6 kala mı hatırlanıyor.Önce idarelerin akademik kurul yaparak veya ziyaret ederek akademisyenlerin bilimin ve eğitimin kalitesi için neler istersiniz neler yapabiliriz diye sorması lazım yoksa üniversite bilim değil polisiye çözümler üreten donkişot üniversite olur. Önce sorunlar çözülmeli.

  • yorum avatar
    İbrahim
    13-12-2023 17:39

    En kıyak meslek Akademisyenlik.(Yard.Doç.Doç.Dr.Prof.Dr.)Derse asistan girer,sınavı asistan yapar,vs.vs.Ünvanlılar danışman gibi roldeler

  • yorum avatar
    Bir okur..
    13-12-2023 12:23

    Rektörü kim tanıyordu da Rektör oldu. Önce kendisine baksın. Ünv. Gelmeyen hocalar var mı var, onların hepsini de iktidar yanlısı ..

  • yorum avatar
    Hakan
    13-12-2023 04:24

    Selçuk üniversitesinde görev yapan akademisyenler kendilerine bir ayircalık yaratmışlar, birde sürekli işçiler şu akademisyenin akrabası onlarda kendilerine bir alan yaratmışlar hukuk kuralları işlenmiyor açık söylüyorum idarecilerin iki yüzlülüğü nedeniyle devletin kurumları zaafiyet yaşamaktadır.Cinsiyet ayrımı had safhada anlayan anlamıştır.Senaryo aynı sadece aktörler değişmiş

  • yorum avatar
    Yalancının mumu
    12-12-2023 18:40

    Bomboş bir yazı olmuş. Metin Aksoy önce mahkemenin iptal ettiği kişiyi başka bir kadro açıp nasıl aldığını anlatsın da sonra mesai muhabbeti yapsın. Edebiyat fakültesi psikoloji bölümü. Varsa yüreğiniz yayınlayın bakalım ..

  • yorum avatar
    Av. Dr. Bilal UÇAR
    12-12-2023 16:48

    Kilis rektörünün de böyle bankamatik memuru nazlıları elifleri var.. 5-7 yıldır ortaya çıkardık ama biz ceza aldık. Bunlara ve Rektöre YÖK de bir şey yapmadı. Bu konuda en kıdemli mucit hocamızı bile harcamaya kalktılar. Uzun süre sonunda Yerel mahkeme ve Danıştay bunların yargılanması yolunu ancak açtı.. Fakat adalet de bunların cebinde... Bunların haberini yapacak yiğit henüz çıkmadı... Kilis Ünv. MMFde Ö. Faruk FARSAKOĞLU'nu da dinlermisiniz.... Eğer yiğit iseniz.

  • yorum avatar
    Ovadaki Evliya
    12-12-2023 13:15

    Akademik camia ne çektiyse bu ah tühcü sözde idealist, her şeyi nizami, şakşakcılardan çekmiştir. Kavgada ayırmak ayağından iki tane çakıp kaçangiller hemen piyasaya çıkarlar. Onların cemaziyel evvelini de herkes bilir. Dağda evliyalık kolaydır; bu meydancıları ovada evliyalıkta görmek isteriz…

  • yorum avatar
    Oguz Oguz
    12-12-2023 09:22

    Isanbul belediyesi gecmişte, yandaşlara 3'er, 4'er milyon TL odeyerek Abd de doktora imkânı ve belediyeye ugrqmadan maaş imkânı, akabinde kendilerine ve yakınlarına büyükelciliklere varana kadar imkânlar sunmuştu abey. Bizim belediyelerimiz de yok mu bu imkânlar ? Ogrenci başına senede ( o da belki )bir kez, ücyüz bes yüz, bilemedin bin beşyüz TL mi bedelimiz abe. Onu da ağlata aglata, yalvarta, yalvarta mı ödeyecek hep belediyelerimiz. Bu mu dünya belediyeler birligi başkanlığı abey ?

  • yorum avatar
    bir bilen
    12-12-2023 09:12

    yav ortada üniversite mi varki öğretmeni gidip gelsin.oralar tamamen siyasi bir yere dönüştü.fakülteler bölünüp bölünüp üniversite yapıldı başına bir hısım dost siyasi rektör atandı.daha öğrencisi olmayan okulun rektörü dekanı oldu hemde audi makam arabası bile oldu.onlarda damadı kızı yeğeni akademisyen yaptı.sonra gariban mehmed ağam oğlan okuyor diye sevindi.oysa okuyan filan yoktu sadece 7 milyon gencin gidip geldiği ekonomik aktiviteye katkıda bulunduğu bir flora oluşturuldu.her yer çiftlik her yer dandini.ta ki başınıza gelene kadar farkında olmuyorsunuz.

  • yorum avatar
    Oguz Oguz
    12-12-2023 08:34

    Yav, ulke universite çöplüğü oldu. Konya da buluan, ve bir çoğu kapanma aşamasına gelen 6-7 universiteyi bırakın, Ankara'yı, daha daha her metrobüs durağında universite bulunan istanbul'u ele aldığınız zaman olayın vehametini anlarsınız. Ozeller tabela, kamular çiftlik statüsünü geçemiyor. Eğitimk ve bilimi bırakın, aile şirketi statüsünde bile olamayacak kampüslerde millet, ya okula gelmeden, yazlıkta, kahvehanede vakit gecirip, maaş alıyor, ya da lojman, araba gibi yan imkânlar, yada kadrolaşmak için rektör, dekan, dekan yardımcılığı gibi idari görevleri üstleniyor. Hepsi çıkarcı. Yuzlerce bölümde, onlarca yıldır ogrenci alinmadığını ama maasların tıkır tıkır odendigini, yada onlarca fakültede orenciyi bırakın, ogretim uyesi bile bulunmadıginı bilirim. Bir komutan- bakanın kızı biyolojiden, tip fakülresine gecebiliyor, yada baska bir yerde sahte kayitla, evraklarla oynayarak sahıslar sahte kayitlarla ogrenci alinabiliyor universitelere, veya yandaşlara ve aile yakinlarina asistanlik, docentlik, rektörluk gibi koltuklar saglaniyor. Bence az kafası olan sistem adamı bunlara da gerek yok. En guzeli bitirirsin Kartal imam hatip lisesini, okursun sıradan bir fakültede, sonra gider Abd yahudi Neoconlarından bir referans mektubu alır kapağı Oxford'a indirirsin. Gün gelir, referans aldığın Yahudi/Neocon un eşinin yakını olan Şimon Peres'e yarım ingilizce ile posta koyarsın. Valla bunlar da mümkün ulkemizde . Fırsatlar çok Degerlendirmesini bilene Cennet bu ülke...

  • yorum avatar
    Medeni
    12-12-2023 08:06

    Araştırma görevlilerine mesai saati uyarısı... Şimdi akıllarda yine o soru: Akademik hayatın başlangıcı mı akademinin üvey evlatları mı?Türkiye'de 52 bine yakın araştırma görevlisi var ama görev tanımlarındaki muğlaklık devam ediyor. 19 Mayıs Üniversitesi rektörünün mesai saati uyarısında, diğer akademisyenlere yapılmayan tehdidi onlar için yapıldı: Yevmiyenizden keserizCihat Arpacık @ArpacikCihat [email protected] Çarşamba 19 Ocak 2022 16:41 Görsel: Pixabay19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal imzasıyla üniversite personeline gönderilen bir yazıda, araştırma görevlileri dahil idari personele mesai uyarısı yapıldı.DAHA FAZLA OKU"Kapı ziline bile unvanını yazan akademisyenler var", akademide unvan mı önemli isim mi?Söz konusu yazıda, araştırma ve öğretim görevlilerinin mesai başlangıç ve bitiş saatlerinde kart okutmaları gerektiğinin daha önce de bildirildiği ama yapılan rutin kontrollerde personelin kart okuttuktan sonra görev yerine gitmediği, kartını okuttuğu için mesaide göründüklerinin anlaşıldığı belirtiliyordu.30 dakika geç başlayıp 15 dakika erken bitiriyorlar, yevmiyeden keseceğizBir tespit de şu şekildeydi: Ayrıca bazı personelin mazereti olmamasına rağmen sürekli olarak mesaiye 08:30'da başlayıp 16:45'de bitirdiği tespit edilmiş olup bu durumun alışkanlık haline getirildiği görülmüştür.Birim amirlerinin bu duruma esneklik gösterdiğinin ve yeterli seviyede kontrol yapılmadığının anlaşılmasıyla bazı tedbirler alındığını belirten Rektör Ünal, o tedbirleri şöyle sıraladı:Mesai saatlerine uymayan personelin izin haklarından düşülmek üzere ne kadar eksik çalıştığı birimlerince belirlenerek bir üst yazı ile rektörlüğümüze bildirilecektir.Mesai saatlerine uymayan veya kartını okutmayan personel hakkında görev yerine geç gelmek/erken terk etmek/kurum tarafından belirlenen usul ve esaslara uymamak fiilinden yevmiye kesme cezası/disiplin işlemi başlatılacaktırPersonel, kartını fiilen görev yaptığı biriminde okutacaktırÖğretim görevlisi ile araştırma görevlilerinin mesai saatlerinin kontrolü dekan yardımcısı/müdür tarafından sağlanacaktırMevzuata göre akademisyen olan ancak üniversitelerde idari işler yaptırılan araştırma görevlileri bu durumdan rahatsız.Bağlı oldukları bölüm ya da anabilim dallarındaki akademik çalışmaların yanında birçok başka işle ilgilendiklerini söyleyen araştırma görevlileri "bilimin mesaisi olur mu" diye soruyor. Independent Türkçe'nin konuştuğu öğretim görevlileri, "neredeyse hepimiz aynı sorunları yaşıyoruz" diyor.19 Mayıs Üniversitesi ise konuya ilişkin haberin yayınlandığı süre boyunca herhangi bir yanıt vermedi. "Mesaiden erken çıkıp kütüphaneye gittiğim için soruşturma geçirdim"Prof. Dr. Süleyman İrvan bir dönem araştırma görevlisi olarak çalışmış bir akademisyen. Benzer sıkıntıları kendisinin de yaşadığını dile getiren İrvan, "Mesaiden erken çıkıp kütüphaneye gittiğim için soruşturma geçirdim" dedi.Süleyman İrvanProf. Dr. Süleyman İrvan"Kurum yöneticileri araştırma görevlilerinin bu durumu istismar ettiğini düşünüyor ve bazı yaptırımlar uygulamaya çalışıyorlar ama araştırma görevliliği akademik hayatın başlangıç noktası ve onların yaptıkları iş akademisyenlik. Kanuna göre de akademisyen olarak tanımlanırlar ve idari personel değiller" diyen İrvan şunları söyledi:"Araştırma görevliliği çok iyi tanımlanmış bir pozisyon değil. Bir kısmı idari işlerde çalıştırılabiliyorlar. Mesela çoğu üniversitede asistanlar bölüm sekreteryasının işlerini yaparlar. Bu da araştırma görevlileri tarafından 'angarya' olarak görülür. Zamanında ben de o işleri çokça yaptığım için biliyorum. Yeni olmuş şeyler değil ve akademide bu sorunlar hep vardı."Durumun şimdi daha iyi olduğunu kaydeden İrvan, "Eskiden asistanlar hocalara bağlı olarak işe alınırlardı ve hocanın asistanlığını yaparlardı. Yaptıkları iş ''kürsü asistanı' olarak geçerdi. Bizim zamanımızda bu uygulama kaldırıldı. Çok şükür şimdi asistanlar bölüm ya da anabilim dalı asistanı oluyor. Çanta taşıtmak gibi uygulamalar çok geride kaldı diye düşünüyorum. Böyle yapanlar varsa da hakikaten ayıp ediyorlar" değerlendirmesinde bulundu."Akademisyenin mesaisi olmaz, tatillerde de geceleri de çalışır"Akademisyenlerin hafta sonu da geceleri de tatillerde de çalıştığını vurgulayan Öğretim Elemanları Sendikası Genel Başkanı Dr. Vahdet Özkoçak ise mesai zorunluğuna itiraz etti.Hem yerel mahkemenin hem Danıştay'ın hem de Anayasa Mahkemesi'nin, 'Akademisyen'e 08:00-17:00 arası mesai olmaz' kararları olduğunu hatırlatan Özkoçak, "Ama üniversiteler bunu değiştirmeye çalışıyor. Bazı durumlarda akademisyenlerimizin zaman zaman bu anlayışı suiistimal ettiğini tabii ki görebiliriz ama idareler bu suiistimalleri yapan tek-tük akademisyene yönelik disiplin işlemlerini uygulamak yerine tamamına rektörlük kanalıyla yaptırım uygulamaya çalışıyorlar" dedi. Vahdet ÖzkoçakDr. Vahdet Özkoçak Kurumsal barışı zedelerDoktor öğretim üyesi, doçent ya da profesörlerden istenmeyen mesainin öğretim veya araştırma görevlilerinden isteniyor olmasının "durumun çok başka olduğunu gösterdiğini" savunan Özkoçak, "2547 sayılı kanunu herkese uygulamıyorsanız. Bu durum kurumsal barışı zedeler ve devlet-kamu görevlisi arasındaki ilişkiyi bozar. Araştırma görevlileri bölüm başkanlığına, anabilim dalı başkanlığına, dekanlığına, rektörlüğüne küserse orada kurumsal barış biter. Kurumsal barışın bittiği bir yerde de biz milli ve yerli bir üretim yapamayız. Mutlaka YÖK'ün adım atarak rektörlükleri uyarması gerekiyor. Öğretim Elemanları Sendikası olarak bu tip durumların her zaman karşısında olduk" şeklinde konuştu.Özlük hakkı kaygısı olan ya da maddi durumunu düşünen bir akademisyenden bilim üretmesinin beklenemeyeceğini dile getiren Özkoçak, "En büyük savurganlık, okumuş insanı okuduğuna pişman etmektir. Bundan imtina etmeliyiz. Akademinin fidanlığı genç akademisyenlerdir, araştırma görevlileridir. Biz akademinin fidanlığını kurutursak ormanı yok ederiz. Empati kurmayan yöneticilerin artık sistemde bulunmaması gerekir" ifadelerini kullandı.

  • yorum avatar
    Medeni
    12-12-2023 08:03

    Akademisyenin mesaisi olmaz, tatillerde de geceleri de çalışır"Akademisyenlerin hafta sonu da geceleri de tatillerde de çalıştığını vurgulayan Öğretim Elemanları Sendikası Genel Başkanı Dr. Vahdet Özkoçak ise mesai zorunluğuna itiraz etti.Hem yerel mahkemenin hem Danıştay'ın hem de Anayasa Mahkemesi'nin, 'Akademisyen'e 08:00-17:00 arası mesai olmaz' kararları olduğunu hatırlatan Özkoçak, "Ama üniversiteler bunu değiştirmeye çalışıyor. Bazı durumlarda akademisyenlerimizin zaman zaman bu anlayışı suiistimal ettiğini tabii ki görebiliriz ama idareler bu suiistimalleri yapan tek-tük akademisyene yönelik disiplin işlemlerini uygulamak yerine tamamına rektörlük kanalıyla yaptırım uygulamaya çalışıyorlar" dedi. Şimdi kim haklı? Akademisyeni memur zihniyetine dönüştüren idareci mi yoksa bilimsel üretimi destekleyen özgür idareci mi? Allah feraset versin. Niteliğiniz ürettiğiniz eser, yetiştirdiğiniz öğrenci ve projeyle ölçülür, memur zihniyetli mesaiyle değil. Vesselam

  • yorum avatar
    selami
    12-12-2023 06:22

    güsel abiyim benim fayizin olduğu yerde herşey olur... hoca okuluna gitmez, esnaf velinimetini kazıklar... ne güzel demişin Allahtan korkup kuldan utanalım diye... güsel abim bizim nas ekonomisine dönmemiz şart abi... fayiz sebep enfilazyon sonuc dimi abim güsel yakışıklı abim benim... bide biz emeklilerin halinide yaz abim... seyyanen meyyanen de bişiyler yapılsın abim...

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.