Konya
05 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    34.87
  • ALTIN
    2393.5
  • BIST
    10276.88
  • BTC
    63301.462$

Asya’yı Dünyaya Bağlayacak Yeni Kapı 

15 Temmuz 2023, Cumartesi 00:09

Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ bölgesi, 1920’de iki ülke arasındaki bölgenin Ermenistan’a bağlanmasını isteyen Ermeniler ile bu durumu kabul etmeyen Azerbaycan arasında ciddi anlamda siyasi ve askeri bir ihtilaf doğurdu.

60 yılı aşkın bir süre boyunca Azerbaycan’a bağlı olarak özerkliğini koruyan Dağlık Karabağ, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği(SSCB)’nin çöküşe geçmesiyle birlikte, Ermeniler Karabağ'ın Sovyet Azerbaycan'dan Sovyet Ermenistan'a devredilmesine ilişkin taleplerini dillendirdiler. İki toplum arasındaki anlaşmazlık çatışmaya, 1990'lı yılların başlarında da geniş çaplı savaşa dönüştü.

Rusların desteğini de alan Ermeniler, 1991’de Hankendi’ni, 1992’de Şuşa ve Hocalı’yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere'yi de ele geçiren Ermeniler, 1993'te Ağdam'a girdi. Ağdam'ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin işgali izledi.

Ermeniler, 1.Karabağ Savaşı olarak adlandırılan bu süreçte, Azerbaycan Türklerine karşı katliamlar yaptı. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal edildi, 1 milyona yakın Azerbaycanlı da yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kaldı.

Dağlık Karabağ sorununa barışçıl çözüm bulunmasını teşvik amacıyla Minsk Grubu oluşturuldu. Grubun eş başkanlıklarını Rusya, Fransa ve ABD üstlendi. Sorunu çözmek için oluşturulan AGİT Minsk Grubu, bugüne kadar sonuç alamadı.

Kültürel ve demografik olarak bölgenin Azerbaycan ile yakın bir bağı bulunması nedeniyle Azerilerin, bu bölgeye karşı ciddi bir hassasiyeti bulunuyor. Küresel güçler tarafından Ermenistan’ın tezlerinin desteklenmesi ve Azerbaycan’ın tezlerinin görmezden gelinmesi, sorunun çözümsüz kalmasına neden olan en önemli faktör olarak öne çıkmıştı.

Özellikle Ermeni Diasporasının Batılı güçler üzerinde ortaya koyduğu lobi faaliyetleri nedeniyle Azerbaycan halkı bu sorunda oldukça yalnız kalmıştı.

27 Eylül 2020 tarihinde, Ermeni güçlerinin Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in "Demir Yumruk" diye nitelendirdiği karşı saldırı operasyonunu başlattı.

Azerbaycan'ın topraklarını geri almak için yaptığı bu hamle, yıllarca devam eden müzakere sürecinden sonuç alınamamasından, Ermenistan güçlerinin bitmek bilmeyen tacizlerinden, artan saldırılarından ve Erivan yönetiminin kışkırtıcı açıklamalarından sonra gerçekleşti

Bir süre sonra "vatan savaşına" dönüşen bu operasyonda, Azerbaycan ordusu 44 günde topraklarını kurtararak halkın 30 yıllık hasretine son verdi.

8 Kasım 2020’ye gelindiğinde ise Karabağ'ın sembol şehri Şuşa işgalden kurtarıldı. Savaşın başlamasından kırk dört gün sonra, 10 Kasım 2020'de Bakü'nün açık olarak galip geldiği bir ateşkes anlaşması imzalandı.

Otuz yıl süren işgale, adaletsizliğe 44 günde son verildi.

İkinci Dağlık Karabağ Savaşı’ndan sonra, Güney Kafkasya Bölgesi’ndeki jeopolitik denklem yeniden şekillendi. Azerbaycan’ın zaferi; bölgesel işbirliğinin, yeni koridorların ve bağlantı noktalarının oluşması için yeni alanlar açtı.

Sonuç olarak Güney Kafkasya ve Hazar Bölgesi’nde bölgesel işbirliğinin, istikrarın ve güven ortamının tesis edilmesinin önemi ön plana çıktı. Aynı zamanda bu durum, Azerbaycan’ın batı bölgelerini Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne bağlayan ulaşım koridoruna da olanak sağladı.

Azerbaycan’ı Ermenistan aracılığıyla Türkiye’ye bağlayan Zengezur Koridoru’nun oluşturulmasının müzakere masasında yer almasıyla Azerbaycan, muharebe alanlarında elde ettiği zaferi diplomatik boyuta da taşıdı.

Kafkasya’yı Anadolu’ya bağlayan Zengezur Koridoru, Azerbaycan’ın batı kısımları ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni Ermenistan üzerinden Zengezur bölgesinden geçecek 43 kilometrelik kara ve demir yolu hatlarıyla birleştirecek.

 Koridor tamamlandıktan sonra Türk dünyası ile Türkiye’nin kara bağlantısı sağlanmış olacak.

Zengezur Koridoru, Azerbaycan’ın yanı sıra Çin ve Orta Asya’yı, hatta Ermenistan ve Avrupa’yı birbirine daha rahat bağlama potansiyeline sahip sosyal, ekonomik, jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli bir proje olarak nitelendiriliyor.

Bölgedeki askeri ve siyasi çatışmaların azalması, ülkeler arasındaki ticaretin artmasına neden olacaktır. Bunun yanında Rusya, Azerbaycan, Türkiye, Ermenistan ve İran arasındaki demiryolu hattının genişletilmesinin yanı sıra Kafkasya bölgesindeki ticaret hacmini yükseltecek birçok ticaret yollarının açılmasını hızlandıracaktır.

Bu yönüyle Zengezur Koridoru, Ermenistan’ı da kapsayarak bölge ülkelerinin ekonomik yönden kalkınmalarına katkı sağlama potansiyeli oldukça yüksektir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.