Âleme Bir Nur Doğdu

Önümüzdeki Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece, Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hâtemü’l-Enbiyâ Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in dünyayı şereflendirdiği Mevlid-i Nebi’nin yıl dönümünü idrak edeceğiz.

İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, bizim Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.)‘e, bizlere ümmet olma bahtiyarlığını lütfeden Cenâb-ı Hakk’a hamd ü senalar olsun. İnsanlığa rahmet ve hidayet vesilesi olan Sevgili Peygamberimize, âline ve ashabına salât ve selâm olsun.

Kendinden sonra hiçbir Nebinin dahi gönderilmeyeceği, Peygamberlerin sonuncusu, âlemlere rahmet olarak gönderilen, gözümüzün nuru, kalbimizin aydınlığı olan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Hicri 571 yılında, Rebiü’l-evvel ayının 12. gecesi doğmuştur. Bu mübarek geceye “Mevlid Gecesi” denir.

O’nun kutlu doğumu bütün bir beşeriyetin hatta bütün bir varlık âleminin bayramıdır. Yüce Rabbimiz bu gerçeği ‘’Ey Muhammed biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik’’ (Enbiya Suresi 107.) ve “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah'ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.” (Ahzâb, 33/45-46.) ayetleriyle ifade etmiştir.

Nitekim O (s.a.v.) dünyaya teşrif etmeden, insanları şereflendirmeden önce insanlık cahilliye devrini yaşıyordu. O’nun (s.a.v.) doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah (c.c.) inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti.

Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ile bütün dünyada hüküm sürmekte olan cehâlet ve küfür ateşi sönmüş, putperestlik yıkılmış, zulmün baskısı son bulmuştur. Efendimiz 23 yıllık peygamberlik hayatını insanlığın hakikatle buluşmasına ve kurtuluşuna vakfetmiştir.

Peygamberimiz hak ve hakikate şahit, iyilik yolunda müjdeleyici, bâtıla karşı da uyarıcıdır. Bu mücadelesiyle cehaletin yerine bilgi ve hikmeti, zulmün yerine hak ve adaleti getirmiş, nefret ve kinle paslanan kalpleri, muhabbet ve merhametle yeniden inşa ve ihya etmiştir.

Kur’an-ı Kerim’i ümmetine tebliğ eden, açıklayan ve bizzat yaşayarak öğreten O’dur. İnsanlığı huzura, barışa, adalete davet eden O’dur. O’nun rehberliği ile buluşan iman dolu gönüller, tüm zorluklara rağmen, emaneti olan Kur’an ve sünnete sımsıkı sarılmışlar ve böylece insanlık tarihinin iftihar tablosu olan eşsiz bir medeniyet inşa etmişlerdir.

Allah’a iman edip O’nun rızasını arayan, her iki dünyada da bahtiyar olmak isteyenler için “üsve-i hasene” yani en güzel örnek Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’dir. Rabbimiz bunu şöyle beyan buyurur: “İçinizden Allah’ın lütfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır.”(Ahzâb, 33/21.)

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) tüm insanlık için daima yol gösterici bir rehber olmuş ve bizlere eşsiz bir örneklik bırakarak, hayatı boyunca güzel ahlâkın gerektirdiği şekilde yaşamış “Din güzel ahlâktır’’(Buhari İman 2/24.) buyurmuş ve “ahlâkı güzel olmayanın, konuştuğu zaman yalan söyleyenin, sözünde durmayanın, güvenilir olmayanın diğer dini vecibelerini yerine getirmiş olsa bile olgun bir mü’min olamayacağını ifade etmiştir.”(Muvatta 2/904.)

Bu gece, dua gecemiz.

Bu gece, maddi ve manevi desteklerimizle, dualarımızla zulüm altında inleyen kardeşlerimize destek olma gecemiz.

Bu gece, bağışlananlardan olma gecemiz.

Bu gece, Peygamberimiz hürmetine affedilenlerden olma gecemiz.

Bizlerde bu Mevlid Kandilini, Peygamberimizi yeniden anlamak, hayatımızdaki yerini yeniden gözden geçirmek, ahlâkın en kemâlini sergileyen tavrını öğrenmek, O’nun güzel ahlâkının ışığında yürümek için bir fırsat bilip, bu mübârek geceden nasibini alanlardan olalım.

Yüce Rabbim bu geceyi hakkıyla ihya edenlerden eylesin. Kendisine kul, Habibine ümmet, sevdikleriyle beraber olmayı nasip eylesin. Bu duygu ve düşüncelerle Mevlid kandilinizi tebrik ediyorum. Gönülden Muhabbetlerimle…