Konya
02 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.36
  • EURO
    34.64
  • ALTIN
    2381.0
  • BIST
    10182.44
  • BTC
    58395.65$

AKLETMEYEN HAKİKATTEN KAÇAR, HAKİKATTEN KAÇAN DA KÖLE OLUR

16 Ağustos 2023, Çarşamba 00:00

Öyle bir ruh halindeyiz ki, bizim olduğunu zannettiğimiz bedenlerimizin içindeki beyinleri bile kiraya veriyor, algılarla yaşıyoruz. O yüzden, kendimizi tanıyamaz olduğumuz bir çağda yaşıyoruz. Dahası tanımak da istemiyoruz. Sanki cami avlusuna bırakılmış kimsesiz gibi benliğimizden uzak, ailemizi kaybetmiş gibi aklımızı ve şuurumuzu kaybederek varlık içerisinde yok gibi yaşamayı göze alıyoruz. Kimsenin de bu yokluk ve yoksunluktan şikâyetçi olur bir yanı yok. Herkes bu halinden o kadar memnun ki, hayatlarını belirsizlik içerisinde yaşamaya devam ediyorlar. Mutlu da olsa, mutsuz da olsa kendini sorgulama, yargılama yoluna gitmiyor, hep bir başkasıyla yarış, hep bir başkasının tekerine çomak sokma derdinde. Kimse gelişme, geliştirme derdinde değil, var olanı bozma, çalma ve bir başkasının kimliğiyle hareket etme yarışında ve bir başkasının mutluluğunu çalarak mutlu olduklarını zannetmekteler. Yani kimsenin kendi olma gibi bir derdi yok, kendinden haberi yok, kendi kimliğinden kopmuş, farklı kimlik kargaşası yaşıyor.

Öyle bir ruh halindeyiz ki, kendimizden göç etmiş, başkalarına ve dünyanın zevklerine yerleşmiş gibiyiz. Hayatı tek düze ve kendimize yaşama gayreti içerisindeyiz.

Gerçekler ve alışkanlıklar.

Gerçekler, insanın kendini ve sosyal hayattaki yaşayışını şekillendirirken, alışkanlıklar da gerçeklerden kaçmayı sağlar ve yeniliklere kapanıklığı gösterir. Gerçekler, insanı kendine getirirken, alışkanlıklar, insanın durağanlığına, yerinde saymasına neden olur, kişinin yeteneklerini kullanmasını, üretkenliğini azaltır ve hakikati görmeyi, ilerlemeyi engeller. 

Nedense hep, gerçeklere sırt döner ve çeşitli bahanelerle kendimizden kaçar olduk. Hakikatleri görmezden gelirken ve kendimizden kaçarken, kendimizi nasıl bulacağız onu bilemiyorum. O kadar hızlı ve nefsimize, egomuza göre yaşarken, hayatı ve gerçekleri ıskalıyoruz. Alışkanlıklarımızı terk edemediğimizden ve gerçeklere aldırış etmememizden olsa gerek, hayatı ve gerçekleri görmeden gelmemiz.

Hakikatten kaçan, kendisi olamaz, hep alışkanlıklarla tekrarları yaşar, ilerleyemez, üretici olamazlar. Hakikati akledip kendisi olmayı başaran insansa, alışkanlıklardan kaynaklanan tekrardan uzaklaşır, gelişir ve üretir. Yani, bir anlamda alışkanlıklar kendi kendini taklit etme durumunu ortaya çıkartır. Bunun sonucunda da taklit, kişinin üretken olmasını engellerken, monoton ve gelişigüzel, tek düze yaşamayı ortaya çıkartır. Aslında, taklit ve alışkanlıklar, insanların kendilerine vurdukları birer prangadır.

Velhasıl, kendimizden ve hakikatlerden kaçarken, kendi benliğimizi nasıl oluşturacağız, işte bu da çok zor. Çünkü akletmeyen hakikatten kaçar, hakikatten kaçan da köle olur. Hakikatten kaçarak bu kölelik girdabında kaybolan kendimizi nasıl bulacağız, onu da bilmiyorum ama hakikati akleden ve tekrarlardan kurtulan insan da, özgürleşecek ve kölelikten kurtulacaktır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.