Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63098.151$

AĞUSTOS AYI VE ZAFERLERİMİZ(3)

24 Ağustos 2017, Perşembe 07:33

Bütün tarihçiler, Malazgirt Zaferi'nin bütün dünya tarihinde bir dünüm noktası teşkil etti­ğinde birleşmektedirler. Bu zafer, bütün Anado­lu'yu Türklere açık hale getirmiştir. Türklerin, tarih boyunca kazandığı sayısız Meydan muha­rebelerinden hiçbiri, istikballerine bu derece te­sir edici mâhiyette olmamıştır. Türk tarihinde Malazgirt Zaferi'nden daha mühim tek olay İs­tanbul'un fethidir. Dandanakan'da kazanılan za­feri (1040), Malazgirt tamamlamış, İstanbul'un fethi taçlandırmıştır. Binanaleyh Türkiye devleti kurulacak ve Osmanlı, çağlar boyu bir cihan imparatorluğu olarak tarihteki yerini alacaktır.

Bütün Avrupa'da derin yankılar uyandıran ve İslâm ülkelerini -Fatimîler hâriç- sevinç içinde bırakan bu zaferin büyük kahramanı Alparslan, yüzlerce kaside ve tebriknâme ile övülmüştür. Alparslan'ın kısa saltanatı ileride Yavuz'un sal­tanatı gibi Türk tarihinin önemli devirlerinden birini teşkil etmiş ve Büyük Türk Hakanı'nın genç yaşta bir suikasta kurban giderek ölmesi, Türk imparator­luğunun dostları arasında üzün­tü uyandırmıştır.

Halife üzüntü­lerini bildiren, bütün dünya Müslümanlarına baş sağlığı di­leyen resmi bir beyanname ya­yınlamıştır ki, 1072 yılı sonun­da Türk İmparatorluğu'nun eriş­tiği azameti açıkça gösteren bu vesika, büyük Türk hakanlığı­nın bir cihan devleti olduğunu gösterir. Çünkü Halife, hiçbir hükümdarın ölümü için beyan­name ile bütün Müslümanlara taziyede bulunmamıştır. Al­parslan'ın adı, zamanımıza ka­dar, en büyük saygı ve sevgiyle anılmış, Mevlâna Celâleddin Rûmî gibi mütefekkirler, en büyük tarihçi, edip ve sanatkârlar tarafından övülmüş ve tazim edilmiştir.

Daha Alparslan zamanında Hicaz, Türk Hakanlığı'na bağlanmış, Mekke ve Medine mukaddes şehirleri, Fatımîler'den Türk­lere geçmiş, buralar Şiiler'den temizlenmiş, hac yolu emniyete alınmış, Türkler, Sünnî Müslümanların bir kat daha şükranını kazanmıştır.(1)

Malazgirt Zaferi, dokuz asır boyunca devam eden fetih destanının ilk mısrasıdır. Müslüman Türk'ün tarihinde bir dönüm noktasıdır. Nite­kim, şair şiirinde bu gerçeği ne güzel ifade eder;

Bir sabah Malazgirt'te karşılaştı ordular,

Biri yok olmak için iki büyük ulustan.

Bir yandan Haçlı ordu, gök demire bürünmüş,

Öbür yandan tolgalar... kaftanlar gök atlastan.

Bir ordunun başında Romenos Diyojenes,

Birinde, Çağrı bey'in oğlu Başbuğ Alparslan.

Bir ordu son sözünü söyleyecekti bugün,

Biri kılıçlarını kurtaracaktı pastan.

Tanyeri ağarırken Malazgirt Ovasında,

Tekbirlerle başladı bir yıl sürecek destan.

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu

Ağustos ayında kazanılan ikinci büyük za­fer, 30 Ağustos 1922'de, Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk Or­dusunun, işgal orduları­na karşı kazandığı 30 Ağustos (Başkomutanlık veya Dumlupınar) Zaferi'dir.

26 Ağustos 1071’de Türk Milleti, Alpars­lan'ın idaresinde Malaz­girt'te kendisine yeni bir Anayurdun kapılarını açmış, tarihin seyrini de­ğiştirmişti. 30 Ağustos 1922'de yine aynı millet, Mustafa Kemal Paşa’nın öncülüğündeki zaferi ile bu Anayurda göz dikenlere gereken cevabı ver­miştir. Böylece, hem Türk hem de dünya tarihlerinin sey­rine bir defa daha istikamet verilmiştir.

Birinci Dünya Savaşında güzel yurdumu­zun emperyalist güçler tarafından işgal edilme­sini kabullenemeyen Mehmetçik, Ağustos 1922'de bir kez daha milletiyle bütünleşerek, ay yıldızlı bayrağını, canından aziz saydığı vata­nını müdafaa etmiş ve düşmanı ülkemizden   kov­muştur. Bu iman ordusu, kanı ve canı pahasına, Allah'a ve Rasûlü'ne bağlılığını ispat için ölüme koşa koşa gitmiş ve Kur'an-ı Kerim'in ifadesiy­le ölümsüzleşmiştir.(Bakara; 154.)

Türk Ordusu, Başkomutanlık Meydan Mu­harebesi ile dünya harp tarihinde, sayısı pek faz­la olmayan imha muharebelerinin en başarılı ör­neklerinden birini kazanmıştır. 30 Ağustos Zaferi, Türk Milleti'nin taarruz gücünün sönmedi­ğini ortaya koymuştur.

Dipnot:

1-Türk Ansiklopedisi: "Malazgirt Meydan Muharebesi" Maddesi.M.E.B. Yayınları, Ankara 1976, c.23,s.,220-221.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.