Konya
08 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.25
  • EURO
    34.69
  • ALTIN
    2402.6
  • BIST
    10336.5
  • BTC
    62520.24$

YARATICILIĞI NASIL KAYBETTİK!..

02 Ekim 2023, Pazartesi 00:01

Hepimiz, doğuştan itibaren muazzam yeteneklerle dünyaya merhaba diyoruz. Aynı evde yan yana büyüyen iki kardeş bile birbirinden alabildiğine farklı fıtratlarda ve farklı özelliklerle donatılmış olabiliyor. Ne var ki; içinde yaşadığımız aile, mahalle, okul, toplum derken; adeta bir devasa silgiyle o ilahi hikmetle boyanan kabiliyetlerimiz, farklılıklarımız ve en acısı da cesaretimiz siliniyor…

Maalesef, toplum olarak farklılıkları hala bir zenginlik olmaktan ziyade, bir ayrılığın sebebi haline getirmişiz. Neslimizi bu hastalıklı bakış açısıyla, insanlık gündemine almaya gayret ediyoruz. Böylece, giderek birbirimize benzemeye başlıyoruz. Tıpatıp aynılaşıyoruz. Susuyoruz, sesimizi yitiriyoruz. Zamanla farklılıklara tahammül etmeyen, değişime açık davranamayan bencil ve kendini geliştirme ihtiyacı hissetmeyen bir neslin zuhuruna sebebiyet vermiş oluyoruz.

Eğitim sistemimiz, yaratıcılığı teşvik etmekten, bireysel meziyetleri ortaya çıkarmaktan ziyade; var olan ve değişime, gelişime açık olan özelliklerimizi köreltiyor. Adeta ‘tek tip’ fıtratlara dönüştürecek manevralar gerçekleştiriyor. Böylece itiraz etmeyen, sorgulamayan, yargılamayan tek tip ve robotik bir neslin devamını sağlamış oluyoruz. Ondan sonra, koca dünya ile entegre olacak, yeri gelecek hesaplaşacak ve mücadele edecek bir nesil görmek istiyoruz. Bu durum başta söyleyeyim, bir saplantı ve körlüktür. Yeni nesli tanıyamamanın ve okuyamamanın bir sonucudur…

Ne acı bir tablo ki, çocuklarımızın önüne adeta dayatarak koyduğumuz derslerde dahi apaçık bir hiyerarşi var her zaman. En tepeye matematik ve fen bilimlerini koyuyoruz. Sonra sırasıyla diğer dersler. Fizik yahut kimya dersine zerre kadar alaka duymayan; müziğe veya dansa son derece yetenekli öğrenciler varken; biz onları illaki aynı tarafa yönlendiriyoruz. Elbette bazı çocuklarımız matematik ağırlıklı okuyacak ve o yana meyilleri olacak. Ama ya resme, şiire, sanata kabiliyetli olanlar? Onları yavaş yavaş caydırmak, özlerinde uzaklaştırmak değil mi yaptığımız? Üstelik klasik anlamda, üniversite diplomasının giderek önemini yitirdiği, çok sayıda eğitimli işsizin olduğu bir dünyada, herkesi sistematik olarak aynılaştırmaktaki     ısrarımız neden?..

Oldum olası aynılaşmış toplumlardan, yapılardan, birlikteliklerden ürkmüşümdür. Hayati tecrübem hiç beni yanıltmamıştır. Bu tur yapılar, toplumu iki adım ilerisine taşıyamamıştır. Bireysel farklılıkları hoş görmeyen, çoğulluğu teşvik etmeyen ortamlardan ne sanat çıkar ne demokrasi ne de felsefe…

Evlatlarımızı tek tip zihniyetlerin kucağına atmaktansa; onları umutları ve gelecekleri olan, hayata farklı pencerelerden seyretmelerini sağlayacak nesiller haline getirmeliyiz. En başta evrensel insani değerlerle mücehhez hale getirmeliyiz. Onlara bu iyiliği yapmak zorundayız ve mecburuz. Gelecekte dünyada söz sahibi olmak istiyorsak, mutlaka farklılıkları hazmederek gidebiliriz...

Bu konuda çok büyük bin bencilliğin içerisinde bulunuyoruz. Neslimizin, adeta yaratıcı olmalarını beklemiyor ve hazırla iktifa etmelerini istiyoruz. Uçmasınlar, hayal etmesinler ve geleceğe ait bir emelleri olmasın istiyoruz. Adeta dışarıya, semaya, sonsuzluğa, maviliğe bakmayalım diye önümüze boyanan grilik, tekdüzelik…

Bir toplum ‘düşlerini’ ne zaman yitirdi ve sözcükleri, hayalleri elinden alındıysa; artık ‘anı’ yaşamaktan başka bir mecali yoktur. Artık kendi ruhuna ve değerlerine yabancılaştığı bir dünyada yaşıyordur. Halbuki o bir ‘cihan devleti’ düşü kurar, ömrü uzardı. Bu toplum ölmeye yattığı için, dilini ve hayallerini kaybetti ve şimdilik hasta yatağında kıvranıyor. Ruhunu ve duygularını nasıl kaybettiğini hatırlayamıyor…

Şimdi, tekrar ruhumuzu ve duygularımızı keşfetmek vaktidir. Çünkü konuşması, bağırması, ağlaması gerekir ki; ruhu gelip kendisini arayıp bulsun. Çünkü robot gibi yaşamak hiç de güzel değildi. Çünkü güzel günler yenide yaşanmayı özler…Artık pencereleri açıp haykıralım. Zihinleri açık HOCALAR ve gelecekleri aydınlık ÖĞRENCİLER!..

BUDUR BİZE YAKIŞAN…

Yorumlar

  • yorum avatar
    Berrin sirena kunt
    07-10-2023 18:17

    Hocam çok güzel olmuş ?Başarılarınızın devamını bekleriz sizi seviyoruz?

  • yorum avatar
    Kübra Güler
    05-10-2023 21:37

    Emeğinize sağlık hocam güzel olmuş

  • yorum avatar
    Resul Can Malçok
    05-10-2023 19:49

    Çok iyi ve aydınlatıcı bir yazı olmuş.çok güzel olmuş elinize sağlık hocam

  • yorum avatar
    Şerife
    05-10-2023 19:27

    Buradaki düşünceleri bize katılmıyorum elinize saglik

  • yorum avatar
    Mert
    04-10-2023 22:18

    Elinize sağlık hocam gerçekten güzel olmuş

  • yorum avatar
    Resul Can Malçok
    04-10-2023 17:04

    Güzel bir makale bilgilendirici ve aydınlatıcı olmuş elinize sağlık hocam

  • yorum avatar
    Buse
    03-10-2023 15:49

    Güzel bir yazı olmuş hocam elinize sağlık

  • yorum avatar
    Hamza Sarper Dilek
    03-10-2023 15:49

    Ellerinize sağlık hocam

  • yorum avatar
    Buse
    03-10-2023 15:49

    Güzel bir yazı olmuş hocam elinize sağlık

  • yorum avatar
    Rana sıla kara
    02-10-2023 22:23

    Çok güzel bi yazı olmuş egitim sistemi ile söylediklerinize kesinlikle katılıyorum

  • yorum avatar
    Kübra Yurtsever
    02-10-2023 19:33

    Sayın Mustafa Hocacığım, Edebîyat Öğretmenimsiniz diye demiyorum fakat çok güzel yazmışsınız. Ellerinize sağlık. : ) ??

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.