Konya
07 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.24
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2409.5
  • BIST
    10267.09
  • BTC
    63191.93$

Uyuz olmaya gerek yok!

29 Ağustos 2023, Salı 00:13

Ekonomik kriz, CHP - İYİ Parti kavgası, yokluk ile varlık arasında gidip gelen çoğunluk, rahat ve bol keseden yiyen azınlık, ekmek kavgası, anlamsız cümleler ve hepsini bir araya getirmek gibi bir algı içerisinde olan sözde aydınlar. Televizyon ekranlarında izlediğimiz ve izlettirilmeye çalışılan argümanlar. İncir kabuğunu doldurmayacak ağız kalabalıkları.

Sosyal yaşantının bir takım insanlar için bittiği, ev almanın lüks olduğu, taksiye binmenin müsrüf olduğu, hayatında hiç Pazar yüzü görmemiş amcanın elindeki poşette muz taşıması ve bunu toplu ulaşımda çok pahalı diye anlatmaya çalışması.

Yüksek sesle telefonla konuşan ve eski sevgilisini karşısındakine anlatan gençlik. Yaşlılar ayakta iken, uyur numarası yapan, birileri tarafından yer verilmesi tavsiyesine sinirlenen ve sinirine hakim olamayan iyi aile bireyleri. Sınavdan düşük puan aldığı için Tıp fakültesine giremeyen, yeniden dershaneye gidip hazırlanıp emek verecek olan mini mini birler.

Hatta bazı kendini bilmez, elinde tespih, dar paça pantolon giymiş, yakası bağrı açık, otururken bacaklarını açmış insanların gözünün içine bakıp, kafa sallayan sabır testleri. Yer vermeyen oturan gençlik ayakta sendeleyen yaşlı insanlara alaycı gülüş atarak dalga geçen iyi niyet çocukları…

İnsan bir tek anne ve babasını seçemez. Ondan sonrası tamamen kendi seçimidir. İş, okul, yaşam tarzı, sevgili, eş… Eksik olan tarafın yokluğu ile yorulacağı bir hayatı kimse istemez. Bolluk ve bereket içerisinde yaşanan hayatların bir anda yok olması sorunların başlangıcı olsa gerek. Sorunlar ve problemlerde göreceli oldu artık. Eskiden bir bireyin sorunu neredeyse toplumun sorunuydu. Peki şimdi neden toplumun sorunu bireylerin problemi olmaktan çıktı. Eski insanlar mı çok cahildi, yeni yetişen insanlar mı çok zeki? Kendi kendine problem üretebilen bir nesil mi yetişiyor?

Bir konuyu anlatırken, gözlerini gözlerinizden ayırmayan, adeta büyüleyen ve peşinden koşturan insan kılığına girmiş şeytanların var olduğu bir dünyadan, uzak diyarlara kaçış yolu arayanların çoğunlukta olduğu bir yaşam. Derler ya ‘herkes kendi acısını büyük sanarmış’ oysa ne büyük acıların varlığını yaşadıktan sonra algılayabilir insanoğlu… Böylesi şeytan görünümlü varlıkların tükenmesi de oldukça zor gibi görünüyor. Onlar sürekli avlarının peşindeler. Daha çok geceleri ortaya çıkarlar. Sapkın fikirlere sahiptirler. Düşünce yolu ile sizi yönlendirebilecek kadar da güçlüdürler. Asla pişmanlık hisleri yoktur. Aslında ağzım dolu küfür. Bir şey söylesen herkes alınacak. Onun için susmak gerekir.

Sosyal medya da dolaşan bilginin doğruluğunu bile araştırmadan gerçekmiş gibi anlatan daha sonra buna kendisi bile inanan toplum olduk vesselam. Böyle giderse, ne gelecek nesim kurtarabilir bu ülkeyi nede şimdi jenarasyon.

Böyle gelmiş böyle gitmek diye bilmek için de çok genç yaşta olduğunuzu düşünüyorsanız, elinizi taşın altına koymanız gerekir. Üç beş farklı şirket kurabilir, üretim yapabilir, üretmeden de para kazanabilirsiniz. Bunların kolay yöntemleri olduğunu bizlere gösteren takunyalı arkadaşlarımızın varlığı gibi. Soysuz, artış, biraz da namussuz olursanız kazanırsınız kimliğini topluma dikta etmeye çalışan bu arkadaşların bir süre sonra yakınlarından birinin sorunu ile çözüm arayışı içerisine girmesi ve dünyayı unutması da tanrıların emri olsa gerek. Onlar için söylüyorum, çok tanrılı dünyada yaşadıklarını sanıyorlar. İşledikleri günahların aslında günah olmadığını düşündükleri tanrıları ve işlerine geldiği gibi af olunur diyerek işledikleri günahlarından sığındıkları tanrıları.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.