Ters köşe olabilir!

Televizyon ekranlarından izlediğimiz kadarı ile seçim satına girmiş gibi görünüyoruz. Birkaç sözde siyaset bilimcisi çıkıp ekranlardan seçime kim hangi aday ile girecek? Kimin konuşması ne anlam taşıyor? Gibi sorularla bir şeylerin açıklığa kavuşmasını sağlamaya çalışıyorlar.

Oysa, aday belli. Cumhur ittifakının adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, millet ittifakının adayına gelince iki tane aday ile çıkacaklar. Birincisi 5’li masa adayı Kemal Kılıçdaroğlu, ikincisi Meral Akşenir’in adayı Ekrem İmamoğlu… Bu durumun olmaması için Kemal Kılıçdaroğlu’nun milletvekili listesinin yarısını İYİ Parti’ye vermesi gerekiyor. Hedefte 300 vekil varsa bunun 150’sini İYİ Parti’den girecek olan isimlerden olması şartı yerine getirilmeli. Yoksa iki aday ile seçime girecekler. Şu anda bir birlerine yapılan blöfler aday sayısı pazarlığı için yapılıyor. Meral Akşener istediği sayıyı alırsa, İmamoğlu’na sen bekle diyebilir. İmamoğlu o zaman ne yapar bilinmez ama, tek başına ben siyaset üstü bir adayım diyerek cumhurbaşkanı adaylığını açıklayabilir. Bu durum da  İmamoğlu, her türlü adaylığını açıklayacak gibi görünüyor.

Ekrem İmamoğlu, Meral Akşehir’i de Kemal Kılıçdaroğlu’nu ters köşeye yatırabilir. Strateji uzmanı değilim ama çok dillendirilmeyen bu söylemlerimin gerçek çıkma ihtimalinin bir köşe de bulunması gerekir. En azından siyasi uzmanların söylediklerinden daha usturuplu bir söylem olur…

Peki, kazanma şansları nedir? sorusuna gelince daha masada bir araya gelmeyi başaramayan masadan kalktıktan sonra farklı söylemler ile gündeme gelenlere tek söylenecek şey ‘önce birlikteliğinizi sağlayın’ sonra konuşalım demek olmalı.

Aslında benim daha önce dillendirdiğim ve tarihe not olsun dediğim İYİ Parti Cumhur İttifakına katılacak söylemimi de yenilemek isterim. Meral Akşener planladıklarının olmaması halinde “Ülke çıkarları benim için daha önemli” diyerek masayı dağıtıp Cumhur ittifakına geçebilir. Ve diğerlerinin hepsi ters köşe olur. İşte o zaman filmin sonu da oynanmadan belli olur. Bütün olasılıkları bir kaba dolduğumuzda şunu söylemek yerli ve yerinde olacaktır. Bu ülkenin içinde bulunduğu bir ekonomik sıkıntı yaşanıyor. Yaşanacakta. Bu durum sadece Türkiye’ye özel bir durum değil. Belki biz ülke olarak biraz daha acımasız hissediyor olabiliriz ama bunu atlatmanın yolunun da istikrardan geçtiğini bilmek gerekir. Bu duruma düşüren siyasi iradenin bu durumdan çıkaracak fikir ve projelerini uygulamasına izin verilmesi gerekir. Bu iktidar gider ve başka bir siyasi iktidar gelirse, her gelenin gideri arattığı gerçeği ile yüzleşebiliriz. Yeni bir sistemi kaldırabilecek bir güçte değil bu ülke. Mevcut sistemin devamı ile daha güzel günlerin geleceğini öngörüyorum…