Konya
08 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.25
  • EURO
    34.68
  • ALTIN
    2398.4
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    62629.77$

TELAŞIMIZ HANGİ YÖNE?

05 Ocak 2024, Cuma 00:01
Herkes bir yere koşuyor, bir yerde soluklanıyor ve bir yerde dalıyor uykusuna. Herkeste benzeri görülmemiş bir telaş! Herkesin hayatı kendine zor, kendine çekilmez ve kendine külfetli. Herkes kendince en zor hayatı yaşıyor sonra da öğütler havada uçuşuyor(!) Bir an geliyor artık başkasının imtihanını küçük görmeye başlıyoruz. ‘Onunki de zorluk mu ne var öyle hayatta!’ Diye naralar atıyoruz düşüncemize yakın gıybet sofralarında. İmtihansız hayatın hayallerini kuruyoruz dilimizden dökülen dualarda. Halbuki kendine imtihan uğramadığında ‘Allah beni defterinden mi sildi?’ Diye üzüntüye kapılan Alimler de aynı dünyada yaşamıştı. Geldiği kelime kökünden olsa gerek ‘İnsan’ çok çabuk unutuyor bazı şeyleri. Mesela bu dünyaya niye geldiğini. Buyuruyor ki Allah Teala; “İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler.” (Ankebut 2)
Dilimize pelesenk olmuş ‘imtihan dünyası’ bizi elbette sınavdan geçirecek. Herkes gücü nispetinde zorlanacak. En daraldığı anda ortaya çıkacak doğru da mı, yanlış ta mı.
Bize bu yolda 2 şey lazım. Birincisi Kâinatın Efendisinin tavsiyesi üzerine: “Hayat şartları sizinkinden daha aşağı olanlara bakınız; sizden daha iyi olanlara bakmayınız. Bu, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hor görmemenize daha uygun bir davranıştır.”  (Müslim, Zühd 9)
Bu hadis, günümüzde hayatını, elindeki telefonla geçiren insanların, hayran olduğu hayatları, akşam eşlerinden nefretle çıkarma hastalığına kesin bir çözüm. Ve ikinci mevzu şu ki tırnak içerisinde “empati kurabilmek”. Her insan ayrı meziyetlerle donatılmıştır. Kimse kimse gibi değildir olamazda. Kimsenin imtihanını küçük görmeye haddimiz yok. Kimsenin görmediğimiz, içinde bulunmadığımız hayatını eleştirmeye cüretimiz olmamalı. Sınırımızı bilmeli ve ona göre davranmalıyız etrafımızdakilere.
İmtihan ile süslenmiş dünya göz açıp kapamak kadardır. Bu hayata bu kadar değer verilmemelidir. Bizim asli görevimiz bu konuda bilinçli nesiller yetiştirmektir. Bu anlayışı kendimize dava edinmeliyiz ve davamızı daima diri tutmalıyız. Anneler, değerli nesiller yetiştirme arzusundaysa, evlatları için ellerini açıp dua ediyorum diyebiliyorlarsa, birşeyler de yapıyor olmalı. Yoksa o Ellerindeki telefon büyütür neslimizi(!) Babalar övünecekse evlatlarıyla huzuru mahşerde, işten geldiklerinde 2 saatlik dinlenme uğruna belkide öldüklerinde amel defterlerini açık tutacak evlatlarının ilgisini ziyan etmemeli.
İmtihansız hayat, hayat değildir. Abaküsün boncuklarını tek tek kaydırır gibi yığılacak üzerimize imtihanlar elbette. Ama bizim duamız; “…Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.”( Bakara 250)

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.