Konya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.39
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2402.8
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59488.26$

TAM GAZ TÜKETİM

26 Temmuz 2023, Çarşamba 00:03

Tüketimi seven bir ülke olduk. İhtiyaçlarımıza öncelik vermek gibi bir alışkanlığımız da yok. Ne bulursak ve ne görürsek alıyor, kullanıyor ve tüketiyoruz. Piyasalarda bulunan mal ve hizmetlerin reklamı tüketim anlayışının en büyük tetikçisi.

Ayrıca bir çok malın gerçekten ihtiyaç olup/olmadığına da bakılmıyor. Herkes bir şekilde almaya çalışıyor. Gelirine göre harcayan insan sayısı çok az. Bu arada gelir seviyesi yüksek olanların daha dikkatli harcadıkları da biliniyor.

Daha çok sabit gelirli olanlar almak ve tüketmek için birbirleriyle yarışıyor ve rekabet ediyor. Bunun istisnası var mı, elbette var fakat alt alta koyup topladığınız zaman durum değişmiyor. Yani tüketen toplum gerçeği bütün çıplaklığı ile ortaya çıkıyor.

Alırken, tüketirken gelir/gider dengesi de gözetilmiyor. Gelire göre harcama yapılmıyor. Sonuçta toplum borçlanıyor, şehirler borçlanıyor ve ülke borçlanıyor. Asgari ücretle çalışan bir insanın cebinde 2-3 tane kredi kartı varsa ki, var ne olacak?

Muhtemelen kullandığı kredi kartını ödeyemez duruma düşecek ve takibe uğrayacak. Nitekim toplamda ödenemeyen borçlar.

Buraya nerden geldik?

Ülkemizde şehirlerimizin tamamı borç batağında olduğu biliniyor. İbret ve önlem alınması gereken asıl konu bu.

En belirgin sonuç tasarrufla ilgili.

E.. tabi kontrolsüz ve dikkatsiz bir şekilde tüketince tasarruf da olmuyor.

Bu ülkemizin ne yazık ki acı bir geçeği. Sonuç olarak ülkemizde daha çok sabit gelirliler ve düşük ücretle çalışan insanlar borçlanıyor, borç batağına düşüyor. Buna tüketim dikkatsizliğini de eklediğinizde borçlar katlanarak büyüyor ve insanlarla birlikte şehirler borç batağına düşüyor. Sonra ne oluyor? Borç yiğidin kamçısı olmaktan çıkıyor ve yiğidin ölüm fermanı oluyor.   

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.