Konya
06 Mayıs, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.79
  • ALTIN
    2411.3
  • BIST
    10267.09
  • BTC
    62975.81$

Sonbahar Çiğdemleri (2)

20 Mayıs 2022, Cuma 07:00

Kolşisinin gut hastalığının ve diğer bir kısım hastalıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılmasına rağmen yakın zamanlara kadar ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanmıştı. Ağustos 2009’da reçete bilgileri, dozaj önerileri ve ilacın etkileşimi ile ilgili detaylar FDA tarafından onaylanarak özellikle gut hastalığının tedavisi amacıyla kullanımı önerilmiştir.

Akut gut hastalarına hastalık atağının başlamasından sonraki 12 saat içinde, düşük dozda kolşisinin (başlangıçta 1.2 mg, 1 saat sonra 0.6 mg -toplam 1.8 mg) uygulanmasının etkili olduğu, hastaların bu dozajı iyi bir şekilde tolere ettikleri yapılan çalışmalarla gösterilmiştir.

Altı saat süresince  uygulanan toplam 4.8 mg kolşisinin düşük dozlarda kolşisin alan gruba ve plasebo grubuna göre daha etkili olduğu bulunmuştur.  Yüksek dozda alınan kolşisinin ishal, mide bulantısı/kusma durumu düşük doz ve kontrol gruplarına göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Kolşisin yan etkilerinin azaltılması için hastalara kolşisinin daha düşük dozlarda kullanılmasını önermektedir. Özellikle böbrek yetmezliği olanlarda günde üç kez veya daha az sıklıkla 500 mcg  (0.5 mg)  oranında uygulanması önerilmektedir.

Bununla birlikte, önerilen kolşisin dozu hastanın yaşına, böbrek fonksiyonuna, karaciğer fonksiyonuna ve birlikte uygulanan ilaçların kullanımına bağlı olarak değişim gösterir. Diyalize giren hastalarda, akut gut tedavisi için önerilen toplam dozun tek doza, 0,6 mg'a (1 tablet) düşürülmesi önerilmektedir.

Yakın zamana kadar kolşisinin diğer ilaçlarla etkileşimi çok iyi bilinmiyordu. Ancak son dönemde yapılan çalışmalar kolşinin hem CYP3A4 enzimi hem de P-glikoprotein (P-gp) taşıyıcısı için  substrat özelliğine sahip olduğu bulunmuştur. Bu nedenle, CYP3A4 ve/veya P-gp'yi inhibe ettiği bilinen ilaçlarla birlikte kolşisininin uygulanması kolşsinin toksik etki riskini artırabilir.  Bu özelliklere sahip ve kolşisinile beraber kullanılmaması önerilen ilaçlar arasında siklosporin, eritromisin, verapamil ve diltiazem gibi kalsiyum kanal antagonistlerini saymak mümkündür. Benzeri şekilde P-gp ve CYP3A4 üzerinde inhibitör etkiye sahip telitromisin, ketokonazol, itrakonazol ile nefazodon ile beraber kullanımları önerilmemektedir.

 Amerikan İlaç Dairesi (FDA) akut gut için kolşisin kullanımından sonraki 14 gün içinde P-gp veya güçlü CYP3A4 inhibitörü ilaçlarla tedavi edilen hastaların tedavisi amacıyla kullanılan kolşisinin dozunun azaltılması veya kesilmesini önermektedir. Kolşisin, gut atağının başlangıcından sonraki ilk 1-2 gün içerisinde kullanılmaya başlandığında akut gut için oldukça etkilidir.

Toksikoloji

Bitkinin soğanı ve diğer kısımları son derece zehirlidir. Şiddetli mide rahatsızlığına, şoka neden olabilir ve uzun süreli kullanımda normal hücre büyümesini engelleyebilir. İlaç çiğdem soğanları ve tohumlarından üretilir. Kolşisin zehirlenmesinin bilinen bir panzehiri olmadığı için yanlış kullanıldığında kolşisin ölümcül olabilir. Ölümcül bir dozun tüketilmesinden 24-72 saat sonra çoklu sistem arızaları meydana gelir.

Kolşisin hücre bölünmesinin bir inhibitörü olarak bilinir. ABD’de bir hırsız doktorun kasasından çaldığı şişenin üzerindeki etiketi yanlış okuyup kolşisin içeren hapları aldıktan sonra kolşisin zehirlenmesi sebebi ile ölmüştür.

Sonbahar çiğdeminin tüketilen yaprak miktarına, bitkideki kolşisin konsantrasyonuna (büyük ölçüde değişir) ve bazı yaygın ilaçlarla (makrolid antibiyotikler ve antivitamin gibi) birlikte olup olmadığına bağlı olarak ciddi ve hatta ölümcül zehirlenmelere yol açabilir. K vitamini toksiteyi önemli ölçüde artırabilir. İlk klinik belirtiler, alımdan sonraki saatlerde ortaya çıkan, kusma ve ishal gibi sindirim bozukluklarıdır. Özellikle yabani sarımsakla karıştırılan sonbahar çiğdeminin tüketilmesinden sonra ölüm vakalarının meydana geldiği bilinmektedir.

Sonbahar çiğdem yaprakları yabani soğan yapraklarına göre daha sert ve sapsızdır ve soğanı yuvarlak ve koyu renklidir. Leylak rengi çiçekler sonbahara kadar ortaya çıkmaz, ilkbaharda sadece yapraklar görünür; Etli ve yuvarlak uçludurlar ve doğrudan yerden çıkıyormuş gibi görünürler. Bitkinin tüm kısımları zehirlidir.

Yabani sarımsak (ramson), olgunlaştığında 15 ila 40 cm yüksekliğinde, özellikle yaprakları ezildiğinde karakteristik bir sarımsak kokusu olan yenilebilir bir yabani bitkidir. Yıldız şeklindeki çiçekleri ve uzun soğanı beyazdır. Uzun saplı, oval, sivri uçlu yapraklar değişen derecelerde parlaktır. Bu bitki genellikle serin çalılıklarda, nemli gölgeli vadi tabanlarında veya akarsular boyunca yetişir. Yapraklar Şubat-Mart aylarında, çiçekler ise Nisan-Haziran ayları arasında görünür. Yapraklar ilk çiçekler görünene kadar toplanır ve yenebilir.

Colchicum autumnale’nin intihar amaçlı kullanıldığı Hindistan’da yaşanan bir vakada fazla miktarda  bitkinin soğanlarını ağız yoluyla tüketen bir gençte başlangıçta şiddetli kusma, ishal ve epigastrik ağrının geliştiği ve üç gün sonra çoklu organ yetmezliğine bağlı olarak öldüğü bilinmektedir.  Ölümden sonra yapılan otopside organlarında ve kanında yüksek oranda kolşisinin varlığını tespit edilmiştir. Colchicum autumnale türünün bazen Allium ursinum (yabani sarımsak) ile karıştırılarak tüketilmesinin de ölümlere yol açtığı bilinmektedir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.