Konya
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.76
  • ALTIN
    2417.8
  • BIST
    10267.25
  • BTC
    61334.47$

ÖNEMLİ İŞLERE ÖNCELİK

10 Şubat 2022, Perşembe 08:30

Bir an durup, yaşamınızdaki "önemli işler” -en çok değer verdiğiniz üç ya da dört şey - hakkında ciddi ciddi düşünseniz bunlar neler olurdu?

Peki, bunlara, gerçekten istediğiniz kadar özen gösteriyor ve zaman tanıyor musunuz?

-Birkaç parçaya bölündüğümü hissediyorum. Ailem benim için önemli; ama işim de öyle. İkisinin de gereklerini yerine getirmeye çalışırken, sürekli bir çatışma içinde yaşıyorum. Hem evde hem de işte gerçekten başarılı ve mutlu olmak mümkün mü?

Önemli işlere öncelik, yaşamın özünde yer alan bir sorundur. Hemen hepimiz, yapmak istediğimiz şeyler, bizden talep edilenler ve taşıdığımız birçok sorumluluk arasında gider geliriz.

Önemli işlere öncelik verme çabasını etkileyen iki unsurdan birincisi; bizi yönlendiren yapmamız gereken programlarımız, hedeflerimiz ve etkinliklerimiz bir diğeri ise bizi biz yapan; vizyonumuz, değerlerimiz, ilkelerimiz, misyonumuz, vicdanımız gibi önemli olduğunu hissettiğimiz şeyleridir. Ve yaşamımızı etkiler yapılandırırlar. Sonuçta ise kendimiz ile acımasızca bir mücadele içinde kalırız.

Kendimiz ile mücadele, yapmamız gerekenlerle bizi biz yapan şeyler arasında bir boşluk oluştuğunu hissettiğimizde; yani, yaptığımız işler yaşamımızdaki en önemli şeylere katkıda bulunmadığı zaman başlar.

Bazılarımız için, bu boşluğun verdiği acı, çok yoğundur. Söylediğimizi yapamayız. Kendimizi başka insanlar veya durumların esiri olmuş gibi hissederiz. Her zaman krizlere tepki göstermekle uğraşırız. Sürekli "ufak tefek işlerin ağırlığı altında" boğuluruz alevleri söndürmekle uğraşırken, asıl fark yaratacak işlere hiç zaman ayırmayız. Sanki hayatımızı bizim adımıza başkası yaşıyor gibi...

Bazıları içinse, bu acı belirsiz bir rahatsızlık şeklinde kendini gösterir. Yapmadıklarımızdan dolayı o kadar suçluluk duyarız ki, yaptıklarımızdan da zevk alamayız.

Bazılarımız da içinde bir boşluk hisseder. Mutluluğu yalnızca profesyonel ya da parasal başarı olarak tanımlamışızdır. Ve  diplomalar, gece yarılarına kadar çalışmalar, terfiler………. veeee en üst basamağa ulaşınca sonuçta merdivenin yanlış duvara dayalı olduğunu fark ederiz. Bütün dikkatimizi tırmanmaya verdiğimizden, bu aşırı yoğun çabalarımızın ardında paramparça ilişkilerin kaçırdığımız anların kaldığını gözden kaçırırız. Çünkü basamakları tırmanma yarışında, gerçekten önem taşıyan şeyleri yapmak için zaman ayırmamışızdır.

Yine bazılarımız, yönünü şaşırmış ve kafası karışmış bir haldedir. "Önemli işler"in ne olduğu hakkında bir fikrimiz yoktur. Otomatik olarak bir etkinlikten ötekine atlarız. Arada bir, yaptıklarımızda herhangi bir anlam bulunup bulunmadığını merak ederiz.

Bazılarımız da dengesini yitirmiş olduğunu bilir, fakat başka seçeneklere yönelebilmek için gerekli olan güven duygusundan yoksundur. Ya da denemeye korkarız. Dengesizlik içinde yaşamak daha kolay gelir.

Ama bu boşluğun bilincine çarpıcı bir şekilde varabilirsiniz. Sevdiğiniz biri ölür. Ya da doktorunuz birkaç aylık ömrünüz kaldığını bildirmiştir. Ya da evliliğiniz bir boşanmayla son bulmak üzeredir. Bir kriz anında, zamanınızı verdiğiniz şeylerle, sizi derinden ilgilendiren şeylerin uyuşmadığının bilincine varırsınız. Yaşamlarımızdaki yapmak zorunda olduklarımız ile bizi biz yapan şeyler arasındaki boşluğu kapatma çabası ile birçoğumuzu "zaman yönetimi" alanına dikkatini çevirir.

Hazır konu edilmişken siz önemli olana öncelik verme konusunda neredesiniz. Bir düşünelim mi?

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.