Konya
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.75
  • ALTIN
    2402.6
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    61708.93$

ÖFKE KUKLACISI

28 Kasım 2022, Pazartesi 00:08

Merhaba sevgili okurlarım. Bu haftaki konumuz hepimizin zaman zaman hayatını ele geçiren ve ilişkilerini zedeleyen ÖFKE KONTROLÜ. Aslına bakılırsa öfke de diğer tüm duygularımız gibi oldukça normal ve kabul edilebilir bir duygudur. Ancak öfke saldırganlığa dönüştüğünde ve kontrol edilemez bir hal aldığında, orada bir sorun var demektir. Metaforik olarak anlatmak gerekirse öfkeyi bir kuklacı gibi düşünelim. Tartışma anında bizleri öyle güzel ele geçirir ki; o an ne söylediklerimizin ne de yaptıklarımızın farkında olamayız.

 

Öfke kontrol problemleri yaşayan pek çok insan haklıyken haksız duruma düşmekten şikayetçidir. Öyle ki kişi, kendini ifade edemediğinden çabucak sinirlenir ve yaşanan olay her neyse yüzde yüz haklı dahi olsa haksız konuma düşüverir. Öfke anında gözü hiçbir şey göremez.Sonrasındaysa bütün haklılığına rağmen öfke kuklacısının ona yaptırdıkları ve söylettikleriyle, derin bir pişmanlık duyar. Öfke madem bizi bu kadar yıpratan bir süreç, öfke kuklacısını nasıl devre dışı bırakacağımıza bir göz atalım.

 

İPLERİ ELİNE AL VE ÖFKENİ KONTROL ET

 

Öncelikle öfkelendiğimiz durumun ya da duygunun tam olarak ne olduğunu tespit etmeliyiz. Bu oldukça önemlidir çünkü; öfkeliyken genelde olayları abartıp, konudan saptırabiliriz. Öfke anında “Geçmiş-gelecek”, “alakalı-alakasız” her şeyi ortaya dökebiliriz. Bu da işlerin içinden çıkılmaz bir hal almasına sebep olur. Bu nedenle yalnızca öfkemize sebep olan olaya odaklanmalı ve nelerin öfkemizi arttırdığını, nelerinse öfkemizi azalttığını gözlemlemeliyiz. Daha sonra öfkemizin nedenini ve altında yatan sebepleri bulmaya çalışmalıyız. Öfkelendiğimiz şey gerçekten de bu denli hiddetlenmemize değecek gerçeklikte mi? Yoksa bu kadar öfkelenmek anlamsız mı? Bunu ayırt etmeliyiz.  Eğer bu ayırımı yapamazsak iplerimizi kendi elimize alamaz ve öfkenin hakimiyeti altına gireriz.

 

Öfkelendiğinizi hissettiğiniz durumlarda kendinize zaman tanımalı ve durup bir nefes almalısınız.  Diyaframdan aldığınız derin nefesler sırasında da kendinize ‘iyiyim, sakin olabilirim, rahatla, bu kadar sinirlenilecek bir mevzu değil’ şeklinde telkinler verip öfkenizi yatıştırmaya da çalışabilirsiniz. Daha sonra öfkeliyken pişman olacağınız sözler söylemektense; durup düşünün. Çünkü düşünmeden söylenen sözler; hem kalp kırıcıdır, hem de olayı geri dönüşü olmayan noktalara sürükleyebilir.

Sakinleştiğinizde sizi öfkelendiren olayın, size neler ifade ettiğini, öfkelendiğiniz kişiye duygularınızı da işin içine katarak aktarın. Başka bir değişle “sen dili yerine ben dilini” kullanın. Örneğin bir işinizi emanet ettiğiniz bir arkadaşınızı düşünelim. Arkadaşınız bir anda size haber vermeden gitmiş ve işleri aksatmış olsun. Bu durumda arkadaşınızı sinirle arayıp kötü sözler söylemekten kaçının. Onun yerine ‘Senin haber vermeden ayrılmış olman beni hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü bu işi sana emanet edecek kadar güveniyordum.’ şeklindeki yaklaşımınız onun sizi anlamasına sebep olacaktır. Eğer öfkeyle aramış olsaydınız; her iki taraf da zarar görecek, üstelik iş işten de geçmiş olacaktı. Ancak duygularınızı ifade ettiğiniz yaklaşımda, arkadaşınız kendisine olan güveninizi sarstığını anlayıp, mahcup hissedecektir. Son olarak bütün bunlara rağmen tek başınıza öfkenizle baş edemiyorsanız profesyonel destek almaktan çekinmeyin. Çünkü öfke tıpkı bir buz dağı gibidir ve bazen buz dağının görünmeyen tarafıyla yüzleşmek kolay değildir.

 

Buradaki örnekte de gördüğümüz gibi toplumumuzda öfke geçmişten günümüze çözümlenmesi gereken bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla ilgili onlarca atasözü bulunmaktadır. Hatta Peygamber efendimiz bir hadisinde “Biriniz ayakta iken öfkelenmişse otursun. Eğer oturmak fayda vermiyorsa yatsın, uzansın” diyerek aslında öfke anında o duygudan uzaklaşmamız ve sakin kafayla düşünmemiz gerektiğini bize salık vermiştir. Şayet o duygudan uzaklaşmazsak öfkeyle kalkan zararla oturur.

 

Sözün özü öfkemizi kontrol ederken bizi sinirlendiren konuyu yok saymaktan ziyade; öfkemizin doğuracağı zararlardan kendimizi ve başkalarını korumayı toplumca öğrenmeliyiz. Şayet Öfkenin sonuçları, sebeplerinden çok daha ağırdır.Hepinize Öfkenizin kuklası olmadan kendinizi ifade edebileceğiniz, haklıyken haksız duruma düşmeyeceğiniz, kalp kırmadan duygularınızı paylaşabileceğiniz günler diliyorum. Hoşça kalın. Sakin kalın…

 

 

 

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.