Konya
07 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.74
  • ALTIN
    2400.6
  • BIST
    10298.78
  • BTC
    63839.43$

NE OLUR ?

10 Eylül 2018, Pazartesi 09:07

Ülkemiz 10.09.2018 itibari ile NATO’dan çıktığını ve ülkemizdeki NATO üstlerindeki askeri teçhizatlara ülke güvenliğimiz gerekçesi ile el koyduğunu söylese (Ör: ABD’nin ülke güvenliğini gerekçe göstererek ülke paralarına el koyması ve istediği ülkeyi işgal etmesi vb.) ve üslerdeki askerlerin ülkelerine dönmeleri için 24 saat süre verse;

Uluslararası piyasalarda var olan kısa ve uzun vadeli borçlarımızı ödeyeceğimizi fakat bu ödemenin mal para cinsinden olacağını yani ülkemizde ürettiğimiz ürünlerden direkt yâda işlenmiş olarak ödeneceğini söylesek;

Ülkemizde faaliyet gösteren ve dış borcumuzun neredeyse p’ini oluşturan özel kesim borçlarından sadece yüzde yüz milli olanlarının borçlarındaki garantörlüğümüzün devam edeceğini, diğer borçların taahhüdünün kaldırıldığını söylesek;

Ülke para birimimizin direkt olarak altına dayalı sisteme uyumlaştırıldığını ve bu uyum sürecinin bir yıl içerisinde tamamlanacağını açıklasak;

Asgari ücretin ve en düşük emekli maaşının 3.000 TL' ye çıkarıldığını ilan etsek;

Her ilimizdeki Üniversiteye eğitim-öğretim faaliyetinin yanında bir milli proje ödevi versek yani dışardan ithal ettiğimiz bir ürünün muadilini yapmak zorunluluğunu getirsek, yapamayanları görevlerinden alacağımızı açıklasak;

Ülkemizde üretilen mal ve hizmetlerin üretim aşamaları ile ilgili olarak tüketicilerin zihinlerinde oluşabilecek soruları ortadan kaldıracak ve ilgili bakanlıkları bu konuda hızlı bir çalışmaya zorlayarak yurt dışından ithal ettiğimiz ve kaliteli olduğuna inandığımız malların muadil ve daha ucuz olan yerlilerindeki kaliteyi, en az, ithal edilen mal seviyesine getirmeleri için 1 yıl süre versek; yapanları takdir edip destekleyeceğimizi, yapmayanların ise üretim izinlerinin iptal edeceğimizi söyleyerek üreticimizi de biraz sıkıştıracağımızı göstersek;

Eğitim ve öğretimde yenilik arayışından vaz geçip, eski Nizamiye Medreseleri özündeki Sisteme geri döneceğimizi ve bu yeni sistemde icazetini yani diplomasını alma becerisine sahip olanların unvanlarına eş değer bir işte çalışmalarının bizzat devlet olarak garanti altına aldığımızı açıklasak;

Her türlü maden ve tarihi eseri, tarihsel dokuya zarar vermeksizin çok kolay beyan usulü ile tarihi eser ve maden arama iznini tüm vatandaşlarımıza verdiğimizi ilan etsek;

Vatan hainleri, ırz düşmanları, uyuşturucu tacirleri ve bilumum aşağılık suçları işleyenler için idam cezasını getirdiğimizi ve verilen cezaların geciktirilmeksizin geçmişe de dönük olarak uygulanacağını ilan etsek;

Yargılama sürelerini sınırlandırarak en fazla bir yıl içerisinde sonuçlandırılacağı ve diğer zaman ve sürelerin buna göre yeniden belirleneceğini, bu süre içerisinde hüküm verilmesine mani olan yâda da gecikmeye sebep veren hangi kurum yâda şahıs ise ona gereken en ağır cezanın, ki işten çıkarma da dâhil olmak üzere, verileceğini deklere etsek;

Ülkemizdeki şeyh-şıh-tarikat-cemiyet-cemaat v.s. gibi yapılanmaları ve diyanet kurumunun yeniden dizayn edileceğini ve toplumda var olan kafa karışıklıklarını gidermek için bir çalışma başlatıldığını ve temelde İslâm adına hüküm verme ve konuşma yetki ve yetisinin bu çalışma sonunda belirlenecek kişilere verileceğini, bu belirlemeyi yaparken de; “Allah’ımızın yap dediğini yapan ve yapma dediğini yapmayan ve Resulümüzün sünnetinden ayrılmayanlardan” belirleneceğini ve bu belirlemenin devletten çok milletin gönlünde gerçekleşeceğini, yansımasının ise gerekirse bir seçimle olabileceğini açıklasak;

Hakikaten bunları tüm dünyaya Ayasofya’nın önünde, ibadete açacağımız İkindi Namazı öncesinde, aleni olarak canlı yayında açıklasak ve bizimle beraber olmak isteyen Dünya’nın dört bir yanındaki kardeşlerimizi de ülkemize davet etsek;

Ne olurdu? Diye düşündüm.

Ve bir hayal kurdum:

Benim hayalimdeki ülkem çok güzel oldu.

Sizce ne olurdu?

Sizin hayaliniz ne oldu?

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.