Konya
08 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.25
  • EURO
    34.69
  • ALTIN
    2400.0
  • BIST
    10257.72
  • BTC
    62252.98$

MÜSLÜMAN MÜSLÜMANA NEDEN BU KADAR KÖTÜLÜK EDİYOR?..

06 Kasım 2023, Pazartesi 00:07
Tarih boyunca, Müslümanların en temel problemleri; maalesef hep kendi içlerinde ve kendileriyle olmuştur. Gücü, çoğu zaman mazlum kardeşinin boynunu bükmek ve hakkını gasp şeklinde -belli dini motif ve kılıflar uydurularak- gerçekleşmiştir. Ne yaman bir çelişki ki, ilâhi beyanın Müslüman’a yönelik şiddeti karşısında “Kâfirlere karşı şiddetli, mü’minlere karşı merhametli olun” ölçüsü karşısında, genelde ne yazık ki, mü’minlere karşı gıybet, iftira, dedikodu, merhametsizlik ve şefkatsizlik şeklinde yaşanmıştır…
Bizi bizden olanlar maalesef aldatıyor…
Güvendiğimiz dağlara karlar yağıyor…
Emanete en başta; kendisine güvendiğimiz ve zahiren inancı yerinde gözüken, Müslüman kardeşimizin ihanetinde şâhit oluyoruz.
Ahde vefasızlığın asla Müslüman insanın semtine misafir olmaması lazım gelirken, ne acı bir tablo ki; ahde vefasızlık tohumlarının en başta Müslüman bildiğim en yakın arkadaşımızın veya içinde Allah için mesai yaptığımız ve dava kardeşi diye bildiğimiz kişilerin elleriyle ekildiğine muhatap olabiliyoruz….
Ne zaman yüreğimin asıl yangınlarına baksam; yangınların orta yerinde ‘Müslümanların Müslümanlara ettiği kötülükler’ çıkıyor karşıma ve kendimde bir ümitsizlik hali hissediyor, maalesef kendimden nefret ediyor hale geliyorum…
Mesela, çoğu zaman kendime soruyorum, yalanın çirkinliğini bu ‘din-i mübin-i İslam kadar nazara veren hangi din olmuştur. Peygamberimizin hayatında bu işin pratiğini bütün berraklığı ile Müslümanlar olarak bizler, şahit olduğumuz halde; niye bu kadar rahat yalan konuşabiliyoruz. Günlük siyasi arenalarda, üç günlük dünya menfaati uğruna; Allah aşkına niye bu kadar rahat ve hoyratça yalanın daniskasını Müslümanlık perdesi adı altında rahatça sarf edebiliyoruz?.. Bu rahatlığı ve pervasızlığı nereden alabiliyoruz?.. Bu genç neslimize nasıl din adına güven telkin edebiliriz…
İftiranın hem dinimizdeki karşılığı ve insanlığa bakan yönüyle ne büyük bir vebal olduğunu ve insan hayatını ne kadar kahrettiği ve mahvettiği meydanda iken; ne acı bir tablo ki Müslüman Müslümana gece gündüz durmadan ve Allahtan korkmadan rahatça batırma adına, iftira atabiliyor. Adeta; lezzet alır gibi bu çirkinliği başkaları ile çok rahat bir şekilde paylaşabiliyor, nedamet etmiyor, utanmıyor, çekinmiyor ve geri durmuyor….
Mesela herhangi bir insana haset etmek, düşmanlık beslemenin ne büyük bir yıkım olduğuna, her insan kendi hayatında şahittir. Haset en başta haset edeni yakar, kin ve nefret önce sahibini bitirir. Bütün bunlar ortada iken ve manevi değerlerimizde mevcutken ne acı ki, bu silahın ucunu hep Müslüman kardeşimizin bağrına doğrultuyoruz. Çoğu zaman bu zalimce kullandığımız manevi silahları din adına yaptığımız kılıf ile beraber kullanıyoruz…
Emanete ihanet, ne zaman Müslüman ile anılır oldu… Maalesef bugün Müslüman toplumun içini deştiğiniz zaman birbirlerine karşı en çok bu çirkin silahı sarfettiklerini görebileceksiniz. Hiç uzağa gitmeğe gerek yok; kendi hayat serüvenimize baktığımız zaman, en başta hayatımızın çoğu karesinde Müslüman kardeşimiz olarak bildiğimiz kişilerden emanete ihanetin binlerce örneğiyle karşılaşırız…
Bütün bunlar, bırakalım ehl-i dini, herhangi bir insanın dahi vicdanının sesini dinleyerek bulabileceği gerçekler olarak gözüküyor. Hele ‘ahlâkın en güzeli’ni öğreten, ‘ahlâk dinin kabıdır’ buyuran, ‘aldatan bizden değildir’ diyen bir Peygambere ümmet olanların bu gerçeklerle hemhal olması beklenirken; heyhat bu konularda en çok ahlâkî za’fiyet yaşayan Müslüman devletlerin ve milletlerin olduğunu görüyor ve okuyoruz. Bulunan dini kılıflar, maalesef birer bahaneden, nefsanî sesten öteye gitmemektedir.
Öyle bir acı tablo yaşanıyor ki, Müslümanlar olarak adeta birbirimize hain, düşman, dış mihrak uzantısı, siyonist, kafir, zındık v.b binlerce ittiham ile, hiç sıkılmadan, çekinmeden ve Allahtan korkmadan karşılıklı sarf edebiliyoruz. Neyin hizmetini görüyoruz onu da bilmiyoruz…
Kimileri yedirmediğiniz bir haktan dolayı arkanızdan türlü türlü laflar dolaştırıyorlar.
Kimileri hoşlarına gitmeyen bir cümleyle hain yapıyorlar sizi.
Kimileri göz yummadığınız bir haksızlıktan dolayı dişlerini biliyorlar.
Hangi birimiz baksa hayatına, böyle nice yara berenin saklı olduğunu ve her dâim kanadığını hissedecektir…
Taraflar ‘biz’den olduğunda her türlü gayriahlâkilik ‘Hak’ adına revaç bulmakta zorlanmıyor. Sözüm ona, ALLAH için işlenen manevî cinayetlerin haddi hesabı yok. İnsan gerçekten inanamıyor…
Ben hala inanamıyorum…
Hâlâ aklım almıyor…
Bütün insanlık için ‘en hayırlı ÜMMET’olması murad olunan mü’minler, başka insanlara, hele mü’min kardeşine nasıl kötülük eder? Nasıl emin olamazsınız şu zamanda mü’minlerin bile ‘elinden ve dilinden’?..
Böyle bir ahlâki problem ve çöküş nasıl çözülür ve aşılır ve böyle bir yozlaşma nasıl durdurulur, inanın ürpererek sorguluyorum…
Bilen varsa söylesin…
Bulan varsa açıklasın…
LÜTFEN…

Yorumlar

  • yorum avatar
    Alican parlakyıldız
    06-11-2023 15:48

    Çok güzel olmuş devamını bekliyoruz

  • yorum avatar
    Mert Ramazan
    06-11-2023 15:47

    Helal olsun hocam

  • yorum avatar
    Mehmet Kurt
    06-11-2023 08:49

    Çok iyi hocam devamını bekleriz

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.