Konya
07 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.73
  • ALTIN
    2400.1
  • BIST
    10322.64
  • BTC
    63500.69$

Monotonlaşmış Hayatlar

16 Temmuz 2022, Cumartesi 05:24

Koskoca hayatının her dakikasını yapayalnız bir ağaç gibi yaşıyorsun. Korkudan mı, yalnızlıktan mı, yokluktan mı bilinmez; yeni yalan zamanlarda kımıldamadan duruyorsun orada öyle bir başına. Uzaktan seyrediyorsun hayatı tek başına yaşlanırken.

Artık çok yabancısın bu uyum sağlayamadığın, monotonlaşan, makineleşen, robotlaşan ve sanallaşan dünyada. Kesinlikle, sen bu çağın insanı değilsin. Günümüzde ilerleyen teknoloji ile bütün herkesin birbirini gözetlediği ama hiç kimsenin birbirini görmediği bir hayata hapsolmuşsun.

İçinde yaşamak zorunda kaldığın acılardan, acı çekecek hâlin kalmadı. Yoruldun bu hayatın işkencelerinden, bütün yalanlarından, adaletsizliğinden, her zaman beklemek ve sabretmek zorunda kaldığın o hiç bitmeyen engellerinden, her şeyin dıştan güzel ama aslen yapay olduğu hayat tarzlarından; aslında birbirinin “aynı” olan ama hepsinin kendini “farklı” sandığı robotlaşmış insanlardan yoruldun.

Evet, yoruldun belirsiz bir geleceğe acele ile koşmaktan; yozlaşmış, çürüyen ve kirlenen değerlerden, insanları ezen ve körelten yaşam anlayışlarından, insanlıktan çıkmanın gizemine ulaşmış ikiyüzlülerden, yüzleri sahte arkadaşlardan, ardından kuyunu kazanlardan, sevgisiz toplumun soğukluğundan, sömürü düzeninden, insanların içinin pislik kaynadığı yerlerde mecburen yaşamaktan... Yoruldun gerçekten; her yerden bir bela, bir sıkıntı gelmesinden.

Şehirlerarası sürgünlerde, düşleri çalınmış hayatın yok olurken bu yok oluşunu, eriyişini, acıyı kaldıramıyorsun artık. Her yaşadığın gün, bir önceki yaşadığın günü aratırcasına geçiyor. Günlük ilişkilerin gelip geçici, yüzeysel bir hâl almış.

Silindir gibi ezip geçmişler hayallerini, dürüstlüğünü, sevgini, yüreğini, insanlığını, kardeşliğini. “Keşke hiç tanımasaydım.” dediğin insanlar var. Gözünden, gönlünden düşen düşene... Velhasıl bu insafsızlar hayatını da bitirmişler. Hüznün ve sevincin bile duygudan yoksun kalmış. Hayat, en çok istediğin ne varsa elinden almış.

Artık görmezlikten gelemiyorsun bunca vefasızlığı, bunca kötülüğü. Etrafın bir sürü uğursuzla ve kanını emen bir sürü vampirlerle dolmuş. Keşke! Keşke bu dünyaya hiç gelmeseydin. Kendinin seçmediği bir dayalı döşeli hayal kırıklığı ve hüsran dolu hayatta mutlu olmaya çalışıyorsun. Fakat kabul etsen de etmesen de yavaş yavaş çürüyorsun, çaresizce. Ve bundan ötürü çok üzgünüm.

 

Merhaba sevgili okurlarımız. Sizlere bu hafta bir internet sitesinde paylaşılan yazıyı paylaşmak istedim. Bunun sebebi ise genç bir insanın yazdıkları idi. Yukarda bu arkadaşımızın yazısını, cümlelerini, hatta isyanını okudunuz. Bu yazıyı okuyunca ben etkilendim sizin de etkilenebileceğinizi düşündüm. Çünkü yazdığı yazıda memnuniyet, mutluluk en önemlisi de bir umut yok. Hayatta güzel olan hiçbir şey yok bu arkadaşın penceresinde. Ve bu arkadaş genç bir birey. Beni etkileyende bu oldu. Biz gençlere neler oluyor. Neden bu kadar karamsarız. Bu mutsuzluğun temel kaynağı. Aile fertleri evlatları için oradan oraya koştururken biz evlatlar neden mutluluğu bir kolye gibi boynumuza asıp hunharca dolaşamıyoruz. Hayat gençlerden ne istiyor. Yada gençler bu hayattan ne bekliyor. Ben bilmiyorum siz değerli okurlarımızın düşüncelerini ise merakla bekliyorum… Esen kalın.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.