Konya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.40
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2398.1
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59798.26$

MONOLOG

12 Haziran 2023, Pazartesi 00:00

2010 yılında CHP’nin başına geçti.

Muazzam seçim başarısızlıklara gösterdi.

Kazanarak değil, kaybederek ünlendi.

2011, 2015, 2018 ve 2023’de yapılan genel seçimleri kaybetti.

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday gösterdiği Ekmeleddin’le kaybetti.

2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisinden aday gösterdiği Muharrem İnce ile kaybetti.

Ekmeleddin’in Cumhurbaşkanlığını kazanamayacağı bilindiği halde, aday yaptı.

Muharrem İnce’yi aday gösterdi ama arkasında durmadı ve yalnız bıraktı.

Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de kazanamayacağı ülkede hakim kanaat olduğu halde, kendisini aday gösterdi ve kaybetti.

Parti olarak girdikleri yerel seçimleri de kaybetti.

Kendileri kaybetmeyi çok seviyor olmalı her ne sebeptense.

Sahi neden acaba?

Soru çok, beklenen cevap yok.

Geçen hafta kendisine yakın bir TV kanalındaydı.  Toplumun merak ettiği sorular vardı. O sorular da  soruldu . Sorular karşısında müthiş polemikler yaptı. Seçim kaybetmekle ünlenen bir genel başkan ve Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklıkla cevap vermesi gerekirken, monolog yaptı.

Kendi partisi ve adayları mütemadiyen kaybederken, karşı partilerin ve adaylarının seçim kazanmalarında bir şekilde katkıları olan parti başkanının TV kanalında sorular karşısındaki monoloğunu göreceksiniz önce.

Bir altta da bizim değerlendirmelerimizi göreceksiniz .

Tırnak içine alınan sözler, kayıplar rekortmeni siyasetçinin sözleri.

“Ortaya çıkan tabloyu ağır bir yenilgi olarak görmeye asla kabul etmem. Sizin de kabul etmenizi doğru bulmam.”

 Kaybettikçe keyif alan bir  muhalif bir genel başkan var ülkede. Dokunmayın altta kalmanın derin zevkini yaşasın.

“Pişmanlığım olmadı. Yapılan her şey doğruydu aslında, benim açımdan. Dolayısıyla herhangi bir pişmanlığım söz konusu değil.”

Adam haklı. Neye pişman olsun ki? Masa arkadaşlarıyla yaptığı pazarlıklardan sonra kendisini Cumhurbaşkanı adayı yaptırdı. Verdi, aldı oldu.

“Sosyal kimlikler üzerinden giderek toplumun her kesimini kucaklamaya çalıştık. Bunu yaptık mı, yaptık.”      

Yaptı da, kimseyi inandıramadı. Bazı mihraklarla da ilişkilendirildi. Ona inanmayanlar arasında her seviyede partili arkadaşları bile vardı.

“CHP lider partisi değil. CHP’yi çok iyi tanımak lazım.”

Hadi canım sende.  “CHP lider partisi değil” demek, ne demek? Ya yalan söylüyorsun ya da insan aklıyla dalga geçiyor olmalısın. Her seçim döneminde ve sonrasında olduğu gibi halka aldatmaya ve yanlış yönlendirmeye gayreti içinde de olabilirsin.

“Toplumda bir talep var. Ne yapmamız lazım? Hukuk kuralları içinde ne yapacağız? Kurultayımızı toplayacağız.”

Kurultay geç olur. Toplumun büyük bir kesimi hemen bırakıp gitmenizi ve hatta siyaseti de bırakmanızı istiyor. Bu neyin kafası böyle?

“25 milyon kişi demokrasiden yana oyunu kullandı. Biz demokrasiden yana oy kullandık. Bu Türkiye tarihi için değerli bir sonuçtur.”

 28 Mayıs’ta demokrasiye geçiş oylaması mı yapıldı sahi?  

“CHP genel başkanları için adaylık çok önemli değildir. Birinci önceliğimiz ülkemiz, ikinci önceliğimiz partimizdir. Genel Başkanlık ondan sonra gelir. “

Bu düşüncelerinde samimi  ve dürüst olan, seçimler  kaybeden bir parti başkanının ayak sürçmeden ve diretmeden hemen bırakıp gitmesi gerek mi ? Tabi samimi ve dürüstse?

“Araştırdık kırsaldaki insan ekonomik yıkımdan neye etkilenmedi, diye. Ayda  500 lira verdiğinizde zaten harcayacak yer yok. Köyde nereye harcayacak parayı? Ekonomik yıkımdan etkilenmiyor.”

Kırsaldan haberi yok. Bilmediği kırsalda şehir hayatı yaşanıyor. Her şey var kırsalda. Bu arada çok ayıp ettiniz kırsalda yaşayan insanların eline ayda 500-250 lira verilse de nerede  harcayacaklarını bilmediklerini söyleyerek. Kırsalda yaşayan insanları küçümsemek kimsenin hakkı değil. Size bu hakkı kim vermiş olabilir? Galiba haktan önce aklı?

“Kurultay’da gidip ben adayım” demem.

Haa.. Anlaşıldı. Kayıplar rekortmeni istifa etmeyecek, kimse boşuna beklemesin. Kurultay’da da ayak oyunları ile kendisini aday yaptırarak ve seçtirecek.

“Değişim diyorsunuz. Biz ne yaptık? Önce parti meclisimizi topladık. MYK’yı, Meclis Grubumuzu topladık. Burada değişimler yaptık.”

Polemikte usta, kurnazlıkta fazla. Beklenen değişim, bu değil çünkü.

“CHP sıradan bir kişiyi genel başkan seçmez. Ben çıktım aday oldum, gel bana oy ver. Öyle bir kural yoktur burada, geçerli de değildir.”

Hani CHP’de demokrasi vardı?  Ayrıca kendileri ülkeyle demokrasi ye getireceklerdi. Sonra sıradan olan kişi kim? Burada akla ilk gelen isim Ekrem İmamoğlu olmuyor mu? Hani İmamoğlu’nu” baba, oğlan” ilan etmiştiniz seçim öncesinde memlekete. Hayırsız baba.

“İlk kez katıldığı bir şeyde birinci turda kaybetti. Onun açısından bir travma.”

Ne diyelim? Züğürt tesellisi.

“Belediyle başkanları seçildiği beldeye hizmet etmek zorundalar. Benim bunu dillendirmem kadar doğal ne olabilir? Halk sizi seçti, İstanbul sizi seçti. Ankara’ya sizi seçti. Siz buraları bırakın başka işlerle uğraşın olmaz. Siyasetin temeline aykırıdır bu.”

Koltuğu kaptırmamak istemiyor ne yapsın? Daha kazandıracağı seçimler var hedefinde anlaşılan. İstanbul ve Ankara’yı da bir versen hele.  Ondan sonra bir düşünülür olmazsa.

“CHP’nin hali her zaman iyiye doğru gidecektir”

Zor. İyiye gitmesi zor.

CHP’nin Genel Başkanı TV’de monolog yaptı.

Gene şaşırttı. Ele avuca gelmedi. Oraya buraya kaçıp durdu, çok da yalan söyledi.

Kendisini izleyen seçmenleri çok pişman olmalı.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.