Konya
08 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.24
  • EURO
    34.69
  • ALTIN
    2395.7
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    62264.85$

MERHAMETSİZ ZAFER OLUR MU?..

11 Aralık 2023, Pazartesi 00:01

 Günümüz dünyasında, insanlığın en çok muhatap olması gereken suâl: Acaba merhametsiz zafer olur mu? gerçeğidir. Görünen o ki; mazlumun sesinin kısıldığı ve vicdansızca kıyıldığı her an bir muzafferiyet olarak telakki ediliyor.

        Mazlumun feryad-ü figanı, her çağda olduğu gibi günümüzde daha çok yankı veriyor. Kötülüğün savaş makinaları olarak tecessüm eden zalimler, merhametsizce bu masum sesleri dünyanın her tarafından kısarak zafer naraları atmaya ve çığırtkanlıklar yapmaya çalışıyorlar.

       Bizler, merhametin ve iyiliğin zaferine inanırsak eğer, zalim Firavunlar, Nemrutlar ve Şeddadlar bir gün zulümlerinde boğulacaklar. Böylece, dünyanın bütün mağdurları, merhametin o soylu ahengi içerisinde konuşmaya ve kendilerini ifade etmeye çalışacaklar.

       Dünyadaki her iyilik hareketi aslında kendi çapında bir milattır. O başlatılan küçük iyilik, bulunduğu yerden dalgalar halinde yayılır ve umulmadık bir yerde ve umulmadık sürprizler yapar. Toprağa iyiliğin tohumu düşmeyedursun, nerede ondan bir fidanın boy vereceğini, nerede onun çiçeğe duracağını ve meyve vereceğini bilemezsiniz. Eğer bizler iyiliğin ve merhametin zaferine inanırsak, elbette zalimler en kısa zamanda o mağrur ve kibirli tavırları içerisinde mutlaka bir gün zulümlerinde boğulacaklar.

        Geçmiş, bugünün içinde daima saklıdır. Geçmişteki zalimlerin ve gaddarların tarih sahnesinde feci akıbetleri bizim için en büyük delildir. Stalin ve Hitler gibi zalimler, maiyetindekilere mazlumlar için “öldürün!” emrini verirken; nasılsa yirmi yıl sonra kimse bu olayları hatırlamayacak ve konuşmayacaklar vehmine kapıldılar. Fakat o iş öyle olmadı. Hakikat asla rahat durmaz ve uyumaz, her an ortaya çıkmak gibi güzel bir huyu vardır. İşte, tarih o zalimlerin bütün fenalıklarını ortaya döktü ve bütün insanlığın nefretine ebediyen hedef oldular.

         Mutlaka ahlaki tahayyül ve belleğimizi canlı tutmalıyız. İnsanın iyiliğinin galip geleceğine, yeryüzünün ve gökyüzünün güzelliğine inanalım. Tam da burada inanalım, merhametin zaferine. Aslında bu düşün gerçekleşmesi için, bizler bu masumlar adına devrin zalimlerine karşı her noktadan haykırırsak, elimizi taşın altına koyarsak tam manasıyla neşvünema bulacaktır.

        Şimdi, Filistin’de ve dünyanın diğer mazlum yerlerinde yaşanan barbarlıklara ve haysiyetleri yok sayan zalimliklere; hep beraber ses vermek zorundayız. Dünyadaki narsist zalimlerin gözü dönmüşlüğe karşı bunu yapmak zorundayız. Gelecek nesillerimizi ve insanlığı ancak bu şekilde koruyabiliriz.

         Aslında merhamet, senin mutluluğun olmazsa benim de mutlu olamayacağımın bilgisidir. Merhamet adeta bütün ruhların panzehiridir. Merhamet, bir nevi empati ve acıma duygularını tetikler. Sadece kendi refahına ve rahatına odaklanan insanların, insanlığa sunacakları bir reçeteleri yoktur. Ancak yaptıkları şey gözyaşı ve merhametsizliğin getirmiş olduğu felaketler ve ölümlerdir.

           Şimdi dünya merhametsizlikten can çekişiyor. Bu durum insanlığın onurunu ve varoluş gayesini yok ediyor. Yeryüzü, bu zalimlerden dolayı çevre kirlenmesi, şiddet, savaş, yoksulluk ve önyargılarla bir hapishaneye dönüşüyor. İnsanlık nefes alamaz hale geliyor.

            İşte tam zamanı; merhamet panzehirini bu zalim ve merhametsiz hamlelere karşı kullanmalıyız. Onun iyileştirici güçlerinin farkına varmakla nefes alabiliriz. Böylece, merhamet yuvarlandıkça büyüyen bir kartopu gibi devleşecektir.

             Görmemeye, duymamaya, hissetmemeye çalışmak sadece vicdansızlık olur. İnsan onur ve haysiyetine yakışmaz. Merhameti yüreğinin derinliklerinde taşıyan insan, başını öte tarafa çevirmez. Tam aksine, zulmü kendisine yapılmış bilir ve o dertle dertlenir, safını ve duracağı yeri tespit eder.

              Peygamber Efendimizin: “Kendisi için istediğini başka kardeşi için istemedikçe kişi tam, kâmil manasıyla iman etmiş olmaz.” diyor. Peygamberlik mirasına her Müslümanın riayet etmesi gerekiyor. Sadece kendi nefsi, kendi egosu, kendi refahı için yaşayan insanın insanlığından bir şeyler eksiktir.

              İşte böyle bir dünyada iki seçenek var önümüzde: Ya mazluma merhamet ve zalime karşı olacağız, ya da zalimin yanında mazluma karşı…

              ALLAH BİZİ ZALİMLEİN SAFINDA YAZMASIN…

              MAZLUMA SELAM OLSUN!..

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.