Konya
08 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.70
  • ALTIN
    2399.1
  • BIST
    10255.85
  • BTC
    62348.49$

MERAK CİDDİYETİ

26 Ocak 2024, Cuma 00:01
Bazen anlayamıyorum, bazı tür insanları. Anlayamamakla kalmayıp şaşkınlıkla izliyorum.  İnsan daima bir amaç için yaşarken bu hayatta, bazıları kendisi dışındaki her şeyi amaç ediniyor kendisine. Akıllı insan, bu dünya ya geliş amacını unutmaz. Ferasetli insan, bu hayattan sonra varışın nereye olacağını bilerek yaşar hayatını. Ve yahut bu dünyada bir meşguliyeti, sorumluluğu vardır “nefes alanların”. Bir çiçek bile bir işin sorumluluğunu üstlenir, çiçek açar. Hatta yaptığı işte, ciddiyetini korur her yerde çiçek açmaz! Güneş ister, su ister. Anlatmak istediğim şu ki; bu hayatta, çiçek kadar bile sorumluluğunu bilmeyen insanlar var maalesef. Kendi işine bakmayıp, başka insanların hayatını irdeleyen bir grup. Üzülerek söylüyorum ki acınası bir grup.
Merak yıpratır insanı. Merak unutturur, asli amaçlarını. Soğutur etrafındakileri, kalmaz kimi kimsesi. Ne diyordu hadisi şerifte, ”Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi İslam’ın güzelliğindendir.”
Ahlak sistemimizi güncellemeliyiz, ara sıra.
Bende şunu çok merak ediyorum ki, bu insanların hiç mi işi yok? Yahu şükrederek söylüyorum, benim yapacaklarıma vaktim yetmezken, işim vaktimden çokken, bu insanların hiç mi işi yok ki tüm derdi, kim ne yapmış? Ne olmuş ne bitmiş araştırmasında. Bazen düşünüyorum da ne kadar zor kişinin, kendi kendisiyle bir girdapta dönüyor olması. Ben en kıymetli yaratılansam, bu dünyada ona göre davranmalıyım. Kime bir nimet diğerlerine göre fazla verilmişse, diğerlerinden daha çok çaba sarf etmeli, bazı şeyler için. Diğerlerinden daha çok ilim sahibi olan bir insan, daha çok yaklaşmalı Allah’a mesela.
Veya zekâsı fazla olan daha çok çabalamalı yapacağı işler için. Verilen lütfun karşılığıdır bu.
Bizde bu hayatta en şerefli mahlûksak, çiçekten daha çok işimiz olmalı.
İşimiz yoksa meşguliyet bulmalıyız kendimize. Ne kadar doldurursak saatlerimizi, o kadar nefes alırız. Ne kadar işimiz varsa o kadar dinleniriz. Gece başımı yastığa koyduğumda yaptığım işlerin tatlı yorgunluğuyla, haklı bir dinlenişle, kapatmalıyım gözlerimi. Miskinlikten, yatma saati geldiği için değil. Yaptığı işler ayakta tutar insanı, ürettiği işler. Yenilendikçe keyif alır insan, daha fazlasını ister. Bunu yüksek seviyeler olarak düşünmeyin. Bir ev hanımı bile örgü örerek yeniler kendisini, üretir, boş durmaz. Kitap okuyan, yerinde saymaz mesela. Dışarıdan öylece oturur gibi gözükür, iç âlemde kim bilir hangi yolculuktadır. Ufak adımlar, büyük amaçlara gider. Ne kadar çok işi bir arada yapabiliyorsak o derece yapmalı, tabiri caizse sıkışık sıkışık yaşamalıyız hayatı.
Bakın gördünüz mü? Hayat ne kadar kısa, yaşayan için. Bunun yanında bir de bu hayatı yaşayanların, kendilerini düşünmediği kadar onları, düşünen insanların varlığı sürüyor bir tarafta. Onlar içinse çok ciddi bir iştir, bu yaptıkları.
Kendi hayatını önemsiz saymaktır bu. Başkasının hayatı daha önemli ki, onun peşinde koşar her daim. Ne kadar öğrenebilirse yaşantısını, o kadar kârdır ona. Bırakalım, herkesin merakı kendi ailesine olsun. Kendi sorumluluklarına karşı olsun. Kısacası, herkes yapacağı işi yapsın! Herkes işine baksın ki, bizde kaçacak yer aramayalım!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.