Konya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    34.93
  • ALTIN
    2397.3
  • BIST
    10218.44
  • BTC
    61181.85$

MEKAN VE ZAMAN (Tünelden Çıkış)

20 Eylül 2023, Çarşamba 00:00

Gözlerim içinde bulunduğumuz salonun yaşlanmaya yol tutan duvarlarında.

Yol tutmak da ne?

Basbayağı yaşlanmış duvarlar.

Kolonlar yaşlanmış olmalı.

Muhtemelen kolonlar arasında ateş tuğlasıyla örülen duvarların zeminle tavan arasındaki mesafesi de kısalmış olmalı.

İçinde bulunduğumuz salonun basıklığından bu sonuç çıkıyor ortaya.

Salt salon değil, tüm bina, tüm binalar ve yerleşkede aynı durumda olmalı.

Tıpkı insanlar gibi.

İnsanlarda öyle değil mi?

En uzun olanlarımız bile yaşlandıkça az da olsa kısalmıyor mu?

Organlar işlevini zamanla kaybetmiyor mu?

Biri diğerini takip etmiyor mu?

Yaşı 70’e merdiven dayayan ve bizim arkadaşlarımızla birlikte içinde bulunduğumuz salonun ve tüm yerleşkenin yaşlanmış olması kadar doğal ne olabilir ki?

Doğduğunda şehrin uzaklarındaydı, kendisiyle yaşıt olan Çimento Fabrikası gibi.

Uzaklardaydı.

İtin öldüğü yerdeydi.

Kuş uçmaz, kervan geçmezdi yanından.

İşi olanlar bu yüzden çekinerek hatta korkarak yayan giderdi oraya.

Etrafında mahalle yoktu.

Mahalle olmadığı için konut ya da konutlarda yoktu.

Sayesinde mahalleler oluştu: İlk önce Şeker Murat ve Hacı Kaymak gibi.

Şimdilerde metrekare fiyatı dudak uçuklatan cinsten aynı yerlerde.

Sözünü ettiğimiz mahallerdeki konutlar zamana dayanamayıp yaşlandı.

Kerpiç ya da yığma binalar yıkılarak konforlu konutlar yapıldı son yıllarda Şeker Murat ve Hacı Kaymak Mahallelerinde.

Yaşlılık kaçınılmaz canlı ya da cansız.

Yaşlı duvarlarla örülü salondayım.

Şeker’deydim geçen hafta.

100’e yakın basın mensubu vardı yaşlı salonda.

Birazdan başkan Ramazan Erkoyuncu  eline mikrofonu alıp ev sahibi olarak türlü konulara ilişkin açıklamalarda bulunacaktı.

Beklerken hatırladık, buraya hayat veren bir takım eski insanları. 

En başta ilk gençlik yıllarında elimize kalemi aldığımız zaman tanıma fırsatı bulduğumuz Bahri Dağdaş’ı hatırladık.

Demokrat Partinin iktidar olduğu yıllarda yapılan Konya Şeker Fabrikasının ilk Ziraat Müdürüydü Dağdaş. Kendisi Kars’lı olup Adalet Partisi ve Demokratik Partiden Konya Milletvekili de seçilmişti.

Sonra uzun yıllar Pancar Ekicileri Kooperatifinin ve Konya Şeker’in yönetim kurulu başkanlığını yapan Haydar Koyuncu ve daha başkalarını hatırladık. Müdürleri de hatırladık.

Konya Şeker’in, geçmişte yöneticileri kadar mekan ve misafirhaneleri de ünlüydü.

Devrin milletvekilleri, bakanları ve başbakanları Konya’ya geldikleri zaman Konya Şeker’in misafirhanesinde kalırdı.

Başbakanlardan Adnan Menderes, Süleyman Demirel’in Konya Şeker’in misafirhanesinde kalmışlıkları var. Başka mekan olmadığı için değil, öyle olması gerektiğini düşündükleri için olmalı. Ya değilse Saray Oteli, Şahin Oteli gibi otellerin yanı sıra Ordu Evi ve özel konutlar bile vardı.

Mekan ve zamanı burada bırakarak, başka bir konuya daha geçelim.

TÜNELDEN ÇIKIŞIN EMARELERİ

Konya Şeker’in  2000 yılı sonrası en doğal ve dobra Yönetim Kurulu Başkanı olan Ramazan Erkoyuncu eline mikrofonu alarak kafalardaki karışıklığı giderici açıklamalar yaptı.

O açıklamaların en önemli kısmı Sivas Kangal’da geçmiş dönemde öngörüsüz bir biçimde büyük borç karşılığında alınan enerji şirketinin 750 milyon dolar civarındaki borcunun TL’ye çevrilerek( eski parayla 9 katrilyon)  Yüzde 15 faizle 9 yıl ödemeli  borç yapılandırmasıydı.

Bu yapılandırma tüm zamanlarda Konya Şeker’in tünelden çıkışın ilk ciddi emareleri olarak görülmeli.

Erkoyuncu aynı toplantıda başka güzel haberlerde verdi, mesela Konya Şeker’in arsasının devredilmeyeceği ve uygun bir teklif olursa sırtta büyük kambur olan Soma Enerji Şirketinin satılacağı gibi.

Tünelden çıkış hareketi başlatılmış olmalı.

Çıkabilmeliler.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.