Konya
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.65
  • ALTIN
    2394.1
  • BIST
    10239.55
  • BTC
    61207.6$

KUŞAK ÇATIŞMASI

24 Ekim 2022, Pazartesi 01:01

Kuşakları kendi içinde ayrılmasında en önemli nokta yılların psikolojik gelişime etkisidir. Büyüdüğümüz yıllar bakış açımızı, yorumlama yeteneğimizi en genel anlamıyla algılarımızı belirlemektedir. Anne babaların kendi büyüdüğü yıllara göre çocuğa yaklaşmaları ve çocuk üzerindeki beklentilerini kendi kuşaklarına göre belirlemeleri oldukça yanlış. Beklentiler ergenlerin kuşağını göz ardı etmeden olmalı, yani anlayış ile… Tam tersi davranış şeklide yanlış. Şimdiki gençler farklı diyip çağa ayak uyduralım derken ayaklarımızın birbirine dolaşması da kaçınılmaz bir sonuçtur. Dengeyi sağlayabilmek önemli olan.

Her kuşağın ayrı bir gelişimsel süreci olduğunu ve var olduğu yılların etkisine göre şekillendiğini bilmemiz gerekir. Günümüz gençlerinin teknoloji çağında yetiştiğini göz ardı etmeden ergenlere yaklaşmamızda fayda vardır. Son zamanlarda çok fazla duymaya alıştığımız x,y,z kuşakları ve kuşak çatışmaları… peki nedir bu kuşaklar ve farkları nelerdir?

X KUŞAĞI 1965-1979

Şüpheci, rekabetçi, otoriteye saygılı, kültüre ve manevi değerlere önem veren nesil.

Y KUŞAĞI 1980-1995

Sorgulayıcı, tatminsiz, girişimci ruhlu nesil

Z KUŞAĞI 1996-2020

Yaratıcı, tüketici, geleneksellikten uzak, aidiyet duygusunun az olduğu nesil. Teknolojik aletler ve internet ile büyüyen ilk sosyal nesil.

ALFA KUŞAĞI 2020+

10-15 yıl sonra çokça bahsedeceğimiz gümbür gümbür gelen bir nesil. Henüz alfa kuşağı olarak adlandırılan bu neslin karakteristik özelliklerden bahsetmek için çok erken. Ama benim düşüncem bu kadar yoğun dokunmatik ekranların esiri olan kuşak ilerleyen süreçlerde kendi iç dünyasına çekilmiş, bireyselliğe yatkın bir gençlik olacaktır. Aynı zamanda bilgiye kolay ulaşım sağlayan teknoloji çağında yetiştikleri için de oldukça şanslı bir nesil olacaklar..

OTORİTEYİ ELDEN BIRAKMADAN ARKADAŞ GİBİ OLABİLMEK

Aşırı anlayışlı ve tolere etmeyi alışkanlık haline getirmiş ebeveyn çocuk üzerinde etkisiz eleman pozisyonuna düşer. Arkadaş gibi olma cümlesini o kadar yanlış anlıyoruz ki… evet ergenlerle arkadaş gibi olmalı anne babalar ama arkadaş gibi yaklaşmak derken otoriteyi elden bırakmadan yaklaşmak gerekiyor. Aşırı eleştirel olmayan, çocuğu her yönden destekleyen bir tavır sergilemek elbette en sağlıklı olanı. Bıçak sırtı diye tabir ettiğimiz bir tanım ‘çocuğumla arkadaş gibi olayım’ derken otoriteyi elden bırakan anne babalar bir süre sonra neden sözümüzü dinlemiyor? Neden bize yalan söylüyor? sorularıyla yüzleşmek zorunda kalırlar. Ergeni yalan söylemekten ve yanlış davranışlardan koruyan temel duygu vicdani yükümlülük dediğimiz anne baba ile olan ilişkisidir. Otorite kelimesinden kasıt vicdani sorumluluğun oluşmasında etkili olan bir frenleme sistemi. Bizi yanlış adımlarda frenleyen vicdani sorumluluklarımızdır ve vicdani sorumlulukları besleyen en önemli konuda anne baba ile olan ilişkimizdir. Ergeni frenleyen korku değil otoriteye yani anne babaya olan vicdani yükümlülüktür. Kendini tanımaya başladığı, doğru ve yanlışı deneyimleyerek tecrübe ettiği bu yıllarda ergenlere karşı ölçüsünde otorite kullanarak, destekleyici tavrı koruyarak yaklaşmalıyız. Seni destekliyorum ve seni anlıyorum diyebilmek için illa otoriteden vazgeçmemiz gerekmiyor. Bir sonra ki yazımızda Ergenlik sürecinde dikkat etmemiz gereken önemli hususlara değineceğiz. Sağlıcakla kalın…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.