Konya da Ramazan!

Ramazan ayı bolluk ve bereket ayı olduğu kadar, aynı zamanda hoşgörü ve yardımlaşma ayıdır. Bu duygu ve düşüncelerin hakim olduğu Ramazan günleri, yoğunluklarımızı azaltmış eş dost ziyaretlerini sıklaştırmış muhtaçlara yardım etme imkanı sunmuştur.

Manevi bir haz ile geçen günlerin içinde sinirli ve asabi tutum içerisinde olanlarımız da yok değil. Özellikle trafikte akşam saatlerinde yaşanan gerginlikler, tuttuğumuz orucun sevabını götürecek cinsten. Bir otobüs şoförü ile taksi şoförünün tartışmasını izledim önceki gün. Yol vermedin tartışması.

Belli ki ikisi de oruç tutuyor. İkisi de gergin. Bir birlerlerinden özür dileyip ayrılmaları gerekirken birbirlerine seslerini yükseltmeleri cehaletin göstergesi mi, açlığın verdiği bir durum mu bilinmez ama, otobüsün içindeki yolcuların hakkına girmek olduğu kesin.

O kadar insan otobüsün içerisinde ve ayakta yolculuk ediyor. Hepsi durmuş iki şoförün tartışmasını izliyor. Şoförlerden biri de alttan almıyor. Üste çıkmaya çalıştıkça ortam geriliyor.

Belki sorsan ikisi de oruç değil ama oruç gibi davranıyorlar.

Neyse, sabır ve hoşgörülü olmamız gerekir. İnsanların kalbini kırmamamız gerekir. Hele ramazan ayında hiç kırmamamız gerekiyor. Biri size öfkelenirse siz susun. Konuşmayın, cehaletine gülün geçin. Kendini bir şey sansın. Hal bu ki, sizin için olduğu gibi başkaları için de değersizleştiriyor kendini.

Adına ramazan demeye gerek yok. Oruç olmasanız bile insanların kalbini kırmayın. Sesinizi yükseltmeyin. Karşınızdaki belki sizden çok daha güçlü birkaç cümleyle geleceğinizi yok edebilir ama olsun siz susun. Susanlar eskiden kabirlere verilen isimdi. Ölü gibi olun. Susun ve ramazan bitsin işinize gücünüze bakın.

Hayırlı ramazanlar…