Konya
08 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.27
  • EURO
    34.74
  • ALTIN
    2401.1
  • BIST
    10322.64
  • BTC
    63130.27$

KESİNLEŞTİ

26 Şubat 2018, Pazartesi 10:32

Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür (İnsan hafızası unutkanlık hastasıdır). Onun için hatırlatmak lazım. Bundan 100 sene önce bugünün sözde müttefikleri olan ülkeler, Osmanlıyı bölüşmek için gizli antlaşmalar yapmışlardı. Önce, bunları kısaca bir hatırlatayım.

OSMANLI DEVLETİNİN PAYLAŞILMASI İÇİN YAPILAN GİZLİ ANTLAŞMALAR

1. Boğazlar Antlaşması (1915)

Osmanlıyı paylaşmak için ilk gizli antlaşma İngiltere, Fransa ve Rusya arasında Boğazlar konusunda yapıldı. Bu antlaşma ile İstanbul, Boğazlar ve çevresi Rusya’ya verilecekti. Rusya da Osmanlı’nın diğer topraklarının İngiltere ve Fransa arasında paylaşılmasını kabul edecekti.

2. Londra Antlaşması (1915)

Bu antlaşma; İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasında yapıldı. Bu anlaşma ile On iki Ada, Antalya ve çevresi İtalya’ya bırakıldı.

3. Petrograd Protokolü (1916)

Bu protokole göre; İngiltere ve Fransa boğazlar bölgesine ek olarak Trabzon’a kadar Doğu Karadeniz kıyıları ile Erzurum, Van ve Bitlis’i Rusya’ya bıraktılar. Rusya da daha sonra imzalanacak olan Sykes-Picot Antlaşması’nı kabul etti.

4. Sykes-Picot Antlaşması (1916)

İngiltere ile Fransa arasında Osmanlı Devleti’nin diğer topraklarını paylaşmak amacıyla yapılan antlaşmadır. Buna göre;

  • Adana, Antakya, Suriye kıyıları ve Lübnan Fransa’ya; Musul hariç Irak İngiltere’ye bırakılacak.

ü Suriye’nin diğer bölgeleriyle Musul ve Ürdün’de, İngiltere ve Fransa’nın koruyuculuğunda Büyük Arap Krallığı kurulacak.

  • Filistin’de uluslararası bir yönetim kurulacaktı.

Bu kararlar, Arapların İngilizlerin yanında yer almasına ve Osmanlı Devleti’ne isyan etmesine neden oldu.

5. Mac-Mahon Antlaşması (1916)

Antlaşma, İngilizlerin Mısır Valisi Mac-Mahon ile Hicaz Emiri Şerif Hüseyin arasında yapılmıştır.        Mac-Mahon, Arapların Osmanlılara karşı isyan etmesi halinde, Arap bağımsızlığını tanımayı kabul etti.

6. Saint-Jean de Maurienne Antlaşması (1917)

İtalya’nın Sykes-Picot Antlaşması’na tepki göstermesi üzerine İngiltere, Fransa ve İtalya arasında imzalandı. Buna göre;

  • İtalya üç müttefikin yapmış olduğu anlaşmayı kabul etti.
  • Antalya, Konya, Aydın ve İzmir İtalya’ya verildi.

7. Erfurt Görüşmesi

Fransa ile Rusya arasında gerçekleşen görüşmedir. Rusya’nın Tuna Nehri’ne kadar genişlemesini öngörüyordu.

8. Tilsit Görüşmeleri

Fransa ile Rusya arasında gerçekleşen görüşmelere göre; Rusya, Fransa’nın Ege adalarını almasını destekleyecekti.

9. BolfourDeklerasyonu

İngiltere’nin Filistin’de bir İsrail Devleti’nin kurulmasına yönelik çalışmalarını içerir.

Bu antlaşmaların dışında daha farklı görüşmeler de var lakin detayları ve daha farklı yönleri nedeniyle konuyu daha fazla uzatmamak için geçiyorum.

Neden bu antlaşmaları hatırlattığıma gelince, çok yakın zamanda göreceksiniz ki yine buna benzer antlaşmaların aynı ülkelere yenilerinin de eklenerek ki bu ülkeler başta ABD olmak üzere AB ülkelerinin nerdeyse tamamı yani müttefik olduğumuz NATO, topyekûn olarak bu sefer de TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ni bölmek için antlaştılar.

Atalarımız 100 sene önce buna müsaade ettiler mi? Hayır, asla etmediler. Binlerce şehit verdik Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşımızda. O zaman hainler, işbirlikçiler, haçlı sevicisi emperyalist yalakaları yok muydu? Vardı. Şimdi durum ne? Yine aynı.

Gelelim bizim ne yapacağımıza,

Aslında hiç zor değil yapılması gerekenler. Öncelikle, bu hain ve işbirlikçilerin demokrasi yada başka safsataları kullanarak bu ülke aleyhinde olabilmelerine fırsat vermeyeceğiz.

OHAL sürecini etkin bir şekilde kullanıp, kimin ne dediğine bakmadan, hızlı bir yargılama ile bu işleri sonlandıracağız.

Evet, hepinizin aklına geldiği gibi İDAM evet İDAM…Şimdi bu cezayı uygulamayacaksak ne zaman uygulayacağız. Bu hainleri besleyip, bunların nesillerinin de devlet düşmanı ve millet düşmanı olmalarını mı bekleyeceğiz. Hem söyleyeyim size, beklemek isteseniz bile zaman kalmadı.

İçerde hainler ve münafıklar temizlenirse, yani tam temizlenmez ama sayısı azaltılırsa, o zaman dışarıya karşı mücadelemiz hızlı ve kesin olur.

Şimdi bazı okurlarım; ama bu Modern Haçlı Orduları silah gücü olarak çok güçlüler, diyecek. Evet, doğru. Biz, yıllarca bu ülkelere ve liberal-kapitalist sisteme hep kölelik yaptık ve gereken çalışmaları yapamadık. Neden?

Çünkü, ilk ayeti İkra “oku” olan Allah’ımızın kelamı Kuran-ı Kerim-i okumadık.

İlim “Çinde de olsa alın” diyen Peygamberimiz Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’i dinlemedik.

Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum diyen Allah’ın Arslanı ve Evliyalar Sultanı Dost Ali’yi dinlemedik. Sözde bir İslam inancı ile Müslümana yakışmayan bir hayat yaşadık ve bu durumlara düştük.

Artık uyanmanın vaktidir. Hiçbir zaman geç değildir. Artk, Allah’ımızın yap dediğini yapıp, yapma dediğini yapmayacağımızı ıspatlama zamanındır. Samimiyet zamanıdır. İşte o zaman azımız çok olur. Onların nükleer bombaları bağrımızda sönen küfrün ateşi olur. Galip her daim şüphesiz biz oluruz.

Uyan artık uyan, yoksa kalmayacak bir VATAN…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.