Konya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.41
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2396.0
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59878.15$

HER KUŞ KENDİ CİNSİYLE UÇAR

02 Ağustos 2023, Çarşamba 00:14

Herkesin hayatında bazı şeylere ve bazı insanlara karşı mesafeli olmayı öğrendiği bir yer vardır. Aslında insan, mesafeli olmayı öğrenmez, mesafeli olması gerektiği öğretilir. İşte o öğretiden sonra mesafeyi koyuyorsun ve o andan sonra, artık sen, asla bir daha eski sen olamıyorsun. Herkes sana bencil diyor, değişti diyor, ama kimse sana, “seni bu hale ne getirdi?” diye sormuyor.

Peki neden? Çünkü bazı insanlar, değersiz ve ayrımcı olduklarından, seni de değersiz hissettirmeye çalışırlar. O yüzden, seni değersiz kılacak değersiz şeylerin peşinden gidilmez ve yanında durulmaz, arayı açmak ve mesafe koymak gerekir. Belki bunun en güzel özeti de bu olsa gerek.

Hayatın en güzel yanı umudun olmasıdır. Değer bilen bilir, giden gider. Yanında kimse olmasa da, umudun Allah’tan olduğu sürece iyiyle karşılaşırsın. Çünkü yarınlar ne senin, ne benim ne de bir başkasının. Yarınlar Allah’ındır. O, dilerse, hayatını bir anda değiştirecek insanlarla karşılaştırır, değersizlerin yerine daha değerlileriyle hayatını süsler.

İnsanların eğitimi ve makamları o kadar önemli değil. Önemli olan, ahlaki yapılarıdır. Ahlaki yapıları bozuk olunca onlardan her şeyi beklemeniz mümkün. Sana şikâyet ettiği ve kötülediği insanla canciğer olması, hiçbir şey yokmuş gibi davranması, onların karakterlerinin zayıflığını ve ahlaki boyutta yoksunluklarını ortaya koyar. Bu zayıflık ve yoksunluk sonucu, herkes herkesle iyi, kimsenin gerçek manada ne düşündüğünü bilemeyiz ama kimse konuştuğu gibi değil. Bunlar, yanardöner ve karakterleri, menfaatlerine göre şekillenen zavallı insanlardır. Egolarının ve menfaatlerinin isteği doğrultusunda bir diğerine biatta veya bir diğerinin biat etmesini istemekte. Çünkü herkes herkese maskeli, belki de yalnız kalma korkusundan öyle davranmak zorunda zannediyorlar kendilerini. Bunları yadırgıyor muyum, asla yadırgamam. Çünkü “her kuş kendi cinsiyle uçar” diye boşuna söylememişler.

İnsanların hayatlarını insanca yaşayabilmesi için bir idealleri olmalı; manevî ve ahlâkî bir idealleri. Aslında bu ideal kendisini korumak kadar, başkalarını da korumak, davranış şekillerini belirlemek ve iyi düşünce besleyerek mutlu olma ve mutlu etmeyi ön plana çıkartmaktır. İşte ahlaki ideal, bunun için çok önemli.  Ama kimse bu ideali kendine monte edemiyor. Ahlak olmayınca insanca yaşamak, iyimser olmak, iyi düşünmek ve iyi konuşmak yok oluyor, yanardöner davranışlar ve menfaatlere göre şekillenmeler ortaya çıkıyor. Yani kişiye ve ihtiyaca göre davranışlar. Verici yanını ortaya koyar, söylenen sözlerde suskun kalırsan, etrafında çok insan olur. Eğer bir gün kendini geri çeker isteneni yapmazsan veya suskunluğunu bozup söylenen sözlere cevap verir, had bildirirsen, ayrışmalar ve senden uzaklaşmalar başlar.

Ama yine de siz, ahlâkî boyutta kendinizi geliştirmeye emek verin. Maneviyat ve ahlâkî boyutun yanında sevgiyi de ön plana çıkartın. Bunlarla yapacağınız hiçbir şey boşa gitmez. Emek verilen, özen gösterilen ve sevgiyle yapılan her iş mutlaka kalplerde ve İlahi nazarda karşılık bulur.

Kim, nasıl olursa olsun, hayat kendi hayatları, defterleri kendi defterleri. Nasıl isterlerse öyle doldururlar. Zaman çok kısa, ömrümüzün ne kadar kaldığından da haberimiz yok. O yüzden zamanımızı iyi insanlara ayırma gibi bir önceliğimiz olmalı. Allah bize, maneviyat ve ahlâkî boyutunu kazanmış, ferahlık veren, güzel olan şeyleri, sözleri ve mutlu yaşantıları hatırlatan, yanında kendimizi kıymetli hissettiğimiz, huzur bulduğumuz ve her şartta maskesiz, özüyle, sözüyle güven duyduğumuz insanlarla karşılaştırsın ve dürüst bir insan olarak dünya yolculuğunu onlarla tamamlayalım. Diğerlerinin de yolu açık olsun.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.