Konya
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.27
  • EURO
    34.75
  • ALTIN
    2400.4
  • BIST
    10279.37
  • BTC
    61570.46$

HAYAT BİR MÜCADELE YA DA BİR OYUN OLARAK KABUL EDİLEBİLİR Mİ?

03 Mart 2022, Perşembe 08:37

Belki de. Çünkü mücadelede alınacak bir sonuç vardır. Oyunlarda ise bulunduğumuz anı keyifli hale getirmek ve o AN’ dan zevk almak vardır. Önemli olan sonuç değil süreçtir.O halde evet ‘Hayat bir mücadele ya da bir oyun olarak kabul edilebilir.

Birçoğumuz mücadeleci olarak yetiştirildik. Çocukluğumuz öyle yoğun, öyle güzel, öyle vazgeçilmezdi ki, kendimizi onun huzur veren kollarına sonsuza kadar bırakabilirdik. Olmadı, bir şeyler yolunda gitmedi, belki hatlar karıştı, belki mesajlar yanlış anlaşıldı ama bizler korkuyla tanıştık. Çok küçük yaşlarımızdan başlayarak bitmeyen ödüller ve cezalar çarkını keşfedip üzerimize düşeni ,ya yaratacağı sıkıntıdan kurtulmak için yaptık ya da karşılığında bir şey almak niçin; bir alkış, bir oyuncak bir yeni giysi…..

Büyüdükçe başarılarımıza karşılık aldığımız ödüllerin belki sayısı arttı ama süreçteki hazzımız azalmaya başladı. Aldığımız risk arttıkça ceza korkusu da arttı. Olmadı, bir şeyler yine yolunda gitmedi, belki hatlar karıştı, belki mesajlar yanlış anlaşıldı ama korkuyla tanıştık. Korku sevgiden öyle büyük, öyle karanlık geldi ki kişi kendini sevgiye bırakmaktan vazgeçti, korkuyla anlaşmaya varmaya girişti. Ne yapardı da korku ona dokunmazdı? Nasıl bir önlem alırdı da korkudan kurtulabilirdi? Can havliyle kurtulmak istediği korkudan kaçtıkça geldi yüreğinin en derinine yerleşti. Küçükken yaptığımız yaramazlığın sonucunda sevdiğimiz bir tatlıdan olurken bir yetişkin olarak işimizden evimizden mahrum kalabilme korkusu sardı.

İşte stres böyle oluşuyor. Disiplinli olmak, yapılacaklar listemizdeki kutucukları tiklemek, kurallara uymak, yanlış anlaşılmak, daha daha başarılı olmak… Gibi hayat mücadelesinde iyi askerler olabilmek için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz de.

Ama ‘tek ve değerli hayatımı bitmeyen bir mücadelenin içinde yaşamak istemiyorum’ dersek ne yapmalıyız ki mücadele alanından çıkıp oyun alanına dönebilelim. Nasıl mı? KENDİ SATRANÇ OYUNUNU KAZANARAK.

Oyununa konsantre ol ve sadece oyna.Oynuyoruz çünkü yaşamak bu aslında. Öncelikle ödülleri ve cezaları unutmalıyız. Çünkü oynamamızın sebebi aslında bunlar değil. Bu oyun evini temizlemek, bir sunum yapmak, bir rapor hazırlamak ya da bahçeyi ekip biçmek olabilir. İşinin ne olduğu önemli değil, tamamen işine odaklan. Sonucu düşünme. Amacımız dikkatimizi ve farkındalığımızı yakalamak. Pusulamız kendimiz yani hissettiklerimizdir. Korkuya ve strese tutsak olmak değil sevgi, mutluluk ve huzur dolu bir hayata ulaşmak.

‘Farkında ol ‘demek kolay ama bunu başarmak zordur. Çünkü fark etmediğin zaman fark etmediğini fark etmezsin. Dikkati bir kasınız olarak düşünün. Farkındalığınızı artırmak için dikkat kasını her gün çalıştırmalıyız. Bunu yapmanın birçok yolu vardır. Kimileri meditasyon yapar kimileri cep telefonsuz uzun yürüyüşler yapar… Anahtar bir yerden başlamaktır.

Yolumuzun ne kadar zorlu ve bizimde ne kadar incitilebilir olduğumuzu düşürsek yolumuzda cesaretle dikkatle ve farkındalıkla yürümek zorundayız. Çünkü belirsizliklere karşı kendimizi korumak zorundayız. Yoksulluktan korunmak için çok çalışır birikim yaparız; ama sonunda paranın yaşantımızda neden olduğu alışkanlıklardan dolayı yoksulluktan korktuğumuzu fark ederiz. Hastalıklara karşı detoks yaparız, şekerden kaçınırız, kilometrelerce koşarız; ama hastalıklar yaralanmalar yine gelir.

Hayatın ne kadar kırılgan olduğunu hissettiğin ve bildiğin halde onunla satranç oynamaya devam etmelisin. Kaybetme,başarısızlık,kazalar,hastalık…Hayatta bunların hepsi olacak.

GÜN YANLIZCA UYANIK OLANLARA DOĞAR.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.