Konya
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.21
  • EURO
    34.67
  • ALTIN
    2390.3
  • BIST
    10204.91
  • BTC
    61144.08$

GÜNDEME DÜŞEN DAMLALAR

15 Eylül 2022, Perşembe 02:00

Çok hızlı gelişiyor olaylar. Hergün yeni bir gündem, her konuya özgü TV’lerde boy gösteren endamlar.    Ve hemen herkesin kendine özgü bakış açıları. Elbette herkesin her konuda hemfikir olması beklenemez mutlaka aykırılıklar olacak ya da ortak paydada daha çok yakınlaşmalar. Bu yazıyı kaleme aldığım esnada ilginç bir habere denk geldim. İzmir’den haber idi. Röportaja katılan belediyeden hizmet görmemesine rağmen sırf alerjilerinden dolayı karlı tarafa rey vermeyeceklerinden dem vuruyor ve bunu inatla sürdürdüklerini ifade ediyordu. İnatla ifadesi gerçekten gönül kırıcı. Yani bilerek hizmet almamasına rağmen bizzat kendilerinin oyları ile seçilmişlerden yeterince görevlerini yapmamaları karşısında bile eğer bir insan inatla diye bahsediyorsa bırakalım kendi tercihlerinde kalsınlar ve buna müstahaklar diyorum.

Bu zihniyetin nasıl bir geçmişi var bunlar tarihin sayfalarında kayıtlı. Lakin propaganda gibi geniş kitleleri etkileyen ve algı oluşturmada oldukça başarılı bir saha avantajları olduğu için bunlar gayet rahat ve hiçbir şey olmamış gibi üstenci tavırlarla pişkin pişkin kaçtıkları sorumluluğun kaçkınlığı ile alakasız işlerle meşguliyetlerini sürdürüyorlar. Buna en güzel ve en yakın örnek İstanbul’un seçilmişinin şehrin en zor anlarında tatil rüyalarına dalmasını verebiliriz.

Velhasıl aklını kiraya veren sağlam bir duruş sergilemekten uzak anam babam gelenekçiliği ile yaşayan ve değişmeyen kafası ile nasıl bir hayatı kuşanan insanların bol soslu olduğu bir dönemde bulunuyoruz hele de seçimlere bir yıldan az bir zaman kalmışken.

Malumunuz ülkemizde sol söylem ayakları ile prim yapan birçok insan koşuşturmacılı bu hengâmede yükünü kendi versiyonlarına yüklemeye çalışırken haddini aşan ifadelerde de bulunanlar çıkıyor ve bilhassa bu toplumun inançlı kesimine karşı ağzı salyalı konuşabiliyorlar. Öyle bir güruh ki bu haddi aşmayı sanki kendilerine verilen bir hak olarak görüyorlar ve ben yaptım oldu dercesine sürekli gündemde kalmaya çalışıyorlar. Sözde sanatçı kılığındaki bu ucubelerin söylem eylem ve halleri satanizmin bedenlerinde vücut bularak kendilerini esir almış görüntülerinin ışığında salya sümük varsa yoksa İslam’a dil uzatma ya da halkın inancıyla alay etme şeklinde sık karşılaşılan tezahürler olarak betimlenmekte.

Neden böyle bir saldırganlığın içerisindeler. Bunu kendileri daha iyi bilir tabii ki amma benim anladığım kadarıyla içi boş insanların sadece şekle kılığa kıyafete tercih ve değer veren insanların inançlarını bir dolara satan ve manevi duyguların lezzetine ulaşmamış olanların nefsi birikimlerinin azgın döngüsünü yaşadıklarındandır diye düşünüyorum. Dünyaperest kaygılar ve sadece tek çizgide yürüdükleri gidişatla dengeyi şaşıran bu manevi pusulasız güruhun azgınlıkları, saldırganlıkları ve bir o kadar da perişanlıkları olmasına rağmen kendilerini sorgulamadıkları için esaretin zincirlerini bir türlü kıramayıp zavallıca kısır döngü içerisinde debelenip duruyorlar.

Hâlbuki sanatçı demek bu asil ve kadim milletin duygu düşünce fikir ve hislerine tercüman olmak demektir. Hali ve ruhaniyeti ile birlik olmak, yaşamak demektir. Tasada kaderde ve kıvançta ortak payda da buluşmak demektir. Geleceğe güvenle bakabilmek kimliğini ve ruhunu nefsine değil, Yüce Yaratıcının emir ve yasaklarına uyarak ve bu kıstasa göre hareket etmek demektir. Orasını burasını açılıp saçılmanın, şehevi duyguları alenen çağrışım yaptırmanın bu milletin inancıyla bağdaşmadığını ve bağdaşmayacağını bilipte bunu azgınlıkla inadına yapmanın gerçek manada sanatçı ruh ve kimliğiyle ne alakası olabilirki?

Bize sanatçı denilince çizgi duruş ve anlayış gerekli. İnsanı malı mülkü şan şöhreti makam mevkisi değil asıl bunları Allah yolunda kullanmıyorsa işte o zaman küçülür ve kazançlarının ona bir faydası olmaz. Asıl makam mevki saygınlık olma durumu takva iledir. Dünyanın geçici hallerine kapılanlar ve hiç ölmeyecekmiş gibi makam mevki ve saltanatının peşinde koşanlar Karunlar Firavunlar Nemrutlar size hiç ibret olmuyor mu? Millet ne çektiyse batı patentli beyinlerden ithal kafalardan yerli ve işbirlikçi mankurtlardan çekti. Gaflet dalalet ve ihanet zincirleri kırılmak zorunda. Bu ülke hepimizin ve biz birlikte yaşamak zorundayız. Kırmadan dökmeden insanca.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.