Konya
07 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.27
  • EURO
    34.74
  • ALTIN
    2401.1
  • BIST
    10322.64
  • BTC
    63130.27$

Geçmiş zaman olur ki!

18 Temmuz 2023, Salı 00:09

Yine hiçbir şeyden habersiz idi. Başına geleceklerden habersiz her gün ki, rütünlerini yapmış, aracına binerek ayrılmıştı evinden. Aracına ilk bindiğinde gözüne çarpan ise yakıtının az kaldığı oldu. İlk petrol istasyonuna yaklaştığı ve benzin almak için pompanın önünde durdu. 100 TL’lik yakıt istediğinde pompacının alaycı bir tavrı ile karşılaştı.

“Üç litre yakıt ile ne kadar yol alabilirsiniz ki” sorusu üzerine adam şaşkın bir dille “litresi ne kadar ki” diye sordu. Muhabbetin içerisine dalan yabancılar nedeniyle yarım kalan konuşmanın ardından yakıtını alan adam tekrar yoluna devam etti. Baktı ki, yakıt lambası yine yanıyor. Geri dönüp pompacıya yakıt doldurmadınız mı? diye sordu. Doldurduk, efendim cevabını alınca şaşkınlıkla kaç para benzinin litresi diye sordu. 

35 TL cevabını alınca, kaç gündür uyuyorum ki, diye sordu kendine… Bir gece de bu kadar zam gelmesi mümkün değil diye düşünürken, bir gün öncesi simit aldığı simit evine geldi. Bir simit aldı ve her zaman ki gibi 7 TL verdi. Simitçi 10 TL vereceksiniz diye seslenince, iç çekerek bir aydır uyuduğunu düşündü.  Ne zamandır 10 TL diye sorduğunda bu sabah zamlandığını öğrendi. Benzin, simit derken daha başka nelere zam geldiğini ve ne kadar geldiğini düşündü. İşine başladığı anda aldığı mail de fiyatların yüzde 300 artışa gidildiğini öğrendi.

Diye başlayan ve şaşkınlıklarımızı hikaye tadında anlatan birçok köşe yazısı kaleme alınabilir. Benzin, simit, bir bardak çay. Hepsinin bir gece de bu kadar artmış olması, yaşam kalitemizi düşürür mü? Evet, artık işe araba ile gelme dönemini geride bırakabiliriz. Bunun yanında sabah simitlerini kaldırıp, öğleden öğleye yediğimiz ile günlük yemek alışkanlığımızı bire indirebiliriz. Toplu ulaşım aracına bindiğimiz de asıl acı tabloyu göreceğimizi fark ederiz. Bir gidiş 9 TL olmuş iken günde iki kez binen bir insana 20 TL lazım. Bu evde 5 kişinin günlük dışarı çıktığını düşündüğümüz de 100 TL gerekli. Evden çıkmayın der gibi değil mi?

Şimdilerde sosyal medyada dolaşan bazı spekülatif söylemlere dikkat çekerse insan beyni bakın siz yoksulluğa veya aradaki uçuruma. İnsanlar günlüğü 10 bin TL’ye otellerde konaklayıp, claplarda sabahlıyor. Ye iç eğlen. Aradaki uçurum insan psikolojisini nasıl etkilediğine tanık olacağımız günler yakın gibi geliyor. Yani olmasını istemediğimiz ama, gasp ve hırsızlık olaylarında ciddi bir artış yaşanır gibi geliyor. Bugün kıt kanaat ailesinin verdiği ile ayakta duran 15-18 yaş arası bir gencin gördüğü bu uçurum direk suça teşviktir.

Sorumlusu veya sorumluları kim? Diye sorgulayabiliriz. Dünü, bugünü ve yarını ele aldığımızda gelecek ile ilgili hiç kimsenin plan kurmadığını görebiliyoruz. Bu gördüklerimizin sosyal bir patlamaya neden olabileceğini düşündünüz mü? Gençler işsiz ve gelen vergilere tepki gösteren oto sahipleri AB ülkelerinde olduğu gibi sokağa dökülür mü? Bilinmez ama bilinen bir şey var.

2000 yılının başlarında da bu tür yaşanan fiyat artışları insanları sokağa dökmüştü. Konya sokakları alev alev yanmıştı. Polis TOMA’larla insanların üzerine su sıkıyordu. İnsanlar, bankaların camlarını taşlıyor hatta devlet malı olan bütün nesneleri kırıp döküyordu. Böylesi günlerin geri gelmesini kimse istemez. Bu iş bir işyerindeki grev gibi de olmaz. Fransa gibi de olmaz. Bizim insanlarımız dur denilse de anlamaz. Eğer birileri bu insanları sokağa dökecekse bugünkü durumu fırsata çevirebilir.

Peki ne yapılması gerekir. En azından maaşlarda bir düzeltme yapılabilir. Yeni gelen asgari ücret zammını daha kimse almadan iki kat açılan açık kapatılabilir. Gıda fiyatlarındaki artış, başlı başına kontrol altına alınmalı. Bugün 90 TL olan bir ürünün yarın indirim adı altında 45 TL’den satıldığını gördüğümüz zaman aradaki kazanılan paranın farkına vardığımız da içimiz acımaz mı?

Biliyorum ki, Türk insanı sevecen ve hoş görülü. Çok çabuk sokağa dökülebilecek bir toplum değil. Ama sıcaklarla birlikte gergin olan bu toplumun üzerine birde bu kadar ekonomik problemle gidilmesi bardağı taşırabilir. Gibi gibi geliyor… Sağlıcakla kalın!...

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.