Konya
07 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.73
  • ALTIN
    2400.1
  • BIST
    10322.64
  • BTC
    63500.69$

EMNİYET MÜDÜRLERİMİZE NE OLUYOR?

17 Aralık 2018, Pazartesi 10:16

Geçtiğimiz hafta Rize emniyet Müdürümüz Altuğ Verdi makamında uğradığı silahlı saldırı sonrasında şehit oldu. Başta emniyet müdürümüz olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.

Emniyet Müdürü Altuğ Verdi’yi şehit eden, Personel Şube Müdürü Ercan Polat ile koruma polisi Yiğitcan Köksal’ı yaralayan trafik polisi İsmail Hakkı Sarıcaoğlu’nun savcılık ve mahkeme ifadeleri ortaya çıktı.

Sarıcaoğlu’nun, “Müdürümün bana bir hakareti, kötü sözü olmadı. Görüşmeden sonra makamdan çıktım. Silahımı ve telefonumu aldım. Ondan sonra yaşadıklarım bir hayal gibiydi. Dışarı çıktıktan sonrasını ve neden yaptığımı hatırlamıyorum” diye ifade verdi.

???????????????????????????????????

Yine geçtiğimiz hafta Antalya İl Emniyet basın ve protokolden sorumlu Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Ali Karaaslan otomobilinin içinde ölü bulundu.  

Karaaslan’ın, beylik tabancasıyla intihar ettiği ihtimali üzerinde durulduğu açıklandı ve gerekçe olarak da Ali Karaaslan’ın 2000 yılında kızını, 2014’te ise kanser nedeniyle vefat eden eşini kaybetmesi gösteriliyor.

Oysa hayatta iki kızının daha olduğu ve ailesine intihar edebilecek kadar sevgi besleyen bir kişinin aynı duyarlılığı hayatta kalan kızları için de göstereceğini beklemek gerekmez mi?

Kendisinden sonra geride kalacak kızlarını düşünmeden intihar etmiş olabileceğini söylerken, bu olayın intihar dışında gerçekleşmiş olabileceğini de iyice araştırmak gerekmez mi?

Olaydan hemen sonra basını yönlendirerek, olaydan 18 sene önce kaybettiği kızını ve 4 yıl önce kaybetmiş olduğu eşini öne sürerek, olayı direkt intiharmış gibi göstermeye çalışmak veya en azından böyle bir kanaat oluşturmaya çalışmak tesadüf mü?

???????????????????????????????????

Şimdi konuya bir virgül koyup, hatırlatma yapalım…

Hain darbe girişim tarihi olan 15 Temmuz’dan günümüze 34 KHK yayınlanmış ve bu kararnameler ile 7 bin iade düşüldüğünde toplamda 125 bin 806 kişi kamu görevinden ihraç edilmiştir.

İhraçlarda 8 bin 998 kişi ile Emniyet ilk sırada yer alırken; emniyeti, kuvvet komutanlıkları izlemiştir. Kara Kuvvetleri’nde 3 bin 77, Deniz Kuvvetleri’nde bin 126, Hava Kuvvetleri’nde bin 949 askeri personel ihraç edildi. Onları bin 52 ihraç ile Adalet Bakanlığı ve 658 ihraç ile Milli Eğitim Bakanlığı izledi. Devamında ise Dışişleri Bakanlığı’ndan 38, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan 7, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan 21, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan 10, İçişleri Bakanlığı’ndan 31, Yükseköğretim Kurumları’ndan 251 (199 akademik, 52 idari) personel ihraç edilmiş oldu.

Kamuya bu kadar sızmış olan ve halâ deşifreleri devem eden bu FETÖ terör örgütünün deşifre olmamış ve kamuda çalışmaya devam eden elemanları ile kurumlarda birilerine iş yaptırabilmek için baskı yapması yâda onları ve ailelerini ölümle tehdit etmeleri çok muhtemel durumlardır.

FETÖ sanıklarının duruşma salonlarında ve kaldıkları cezaevlerinde bile tehditlere devam etmeleri ve hesap soracaklarını söylemleri bunun bir göstergesi değil midir?

Onun için hem Rize Emniyet Müdürümüzün hem Antalya Emniyet Müdür yardımcımızın soruşturmalarının bu yönde de derinleştirilerek devam etmesi gerekir.

Bu kanlı olayların FETÖ’nün bir gözdağı operasyonu olması ihtimali göz ardı edilemeyecek kadar önemli olaylardır.

Şüphelerimiz kuvvetlidir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.