Konya
08 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.28
  • EURO
    34.71
  • ALTIN
    2406.5
  • BIST
    10336.5
  • BTC
    62485.77$

“EL ÂLEM” DEDİKLERİ!

15 Aralık 2023, Cuma 00:01
Dünyada insanlar çeşitli fırkalara ayrılmış ve kendilerini o grup içinde gösterme çabası içine girmişlerdir. Bunlardan bir güruh da “el âlem ne der?” tayfasıdır.  Dönem dönem işleyiş değişse de sonuç hep aynıdır. Gerek kültürümüzden, gerek örf ve adetlerimizden miras kalan bu anlayış maalesef birçok aileyi bilinçli olarak etkilemiştir. Örnekler basittir aslında, günlük yaşantımızda bile çoktur misalleri. En küçüğünden en büyüğüne, önceliği hep ‘el âlem’ olan gruplar vardır.
 Kızını evlendirecektir; kendisi öyle zevklere sahip olmamasına rağmen sırf gelen misafirler ne der olmaz öyle şey deyip misafir zevkine göre yapar düğününü. Okula gidecektir sınıftakilerin giyimlerine göre giyinir kendi seçimlerini bırakıp. Hanım ablamız evladını el âlem ne der öğütleriyle yetiştirir ki o yetiştirmiş sayılmaz el âlemdir onu yetiştiren.
 Tanıdık geldi mi verilen örnekler? Bir oyundur dışarıya sergilenen. Kendimizi ve ailemizi zehirlemektir bu. Muhakkak götürdükleri var bizden. Asırlar önce Ebu Talib ’in İmanına engel olmamış mıydı bu anlayış? Hatırlarsınız Rasulullah efendimizin amcasıydı Ebu Talib dedesi Abdulmuttalib ‘den sonra O’na sahip çıkan, evlendiren, nübüvvet geldiğinde arkasında duran amcası. Ama gel gör ki iman etmedi Ebu Talib, en son ecel geldiğinde geldi yanına Efendimiz (sav) Müslüman olması için telkinde bulundu. Ama cevap içimizi titretir şekildeydi. Dedi ki; “ Ben eğer şimdi Müslüman olursam ölüm korkusundan Müslüman oldu derler. Kureyş ’in kadınları ne der?” Şeklindeydi. Bu anlayış, elalem ne der anlayışı Ebu Talib ‘in İmanına engel oldu.
 Düşündüğümüz zaman ne kadar da zehirli bir düşünce değil mi? Peki ya bizim nelerimize engel oluyor bu anlayış? Elimizden neleri götürüyor? Konu komşu ne der? İnsanlar ne düşünür? El âlem ne yapar sonra? Demeyi bir kenara bırakıp sakince kendimizi zorlamadan, evlatlarımızı sıkıntıya düşürmeden, eşlerimizi bıktırmadan bir hayat yaşasak? El âlem ne der diye yaşadığımız hayat robotça bir yaşamdır. Kendi zevklerimizin, isteklerimizin, irademizin bile olmadığı bir hayattır. Bu yükü kendimize biz yüklüyoruz dostlar. Bizi yaratan bile bizden bunu istemezken hatta ve hatta birçok ayeti kerime de bize ‘düşünmez misiniz?’ ‘Akletmez misiniz?’ Diyerek telkinlerde bulunurken nedir bu kendimizi helake sürükleyişimiz?
Aksine ‘el âlem ne der?’ Den sıyrılabilirsek ulaşırız varacağımız yere.  Kadı Mahmut Hüdai el âlem ne der diye satmasaydı ciğerleri Bursa sokaklarında ‘Aziz Mahmut Hüdai’ olamayacaktı belki de. Kadı Yunus el âlem ne der diye testiden su dağıtmasaydı Nallıhan çarşısında ‘Âşık Yunus Emre’ olamayacaktı belki de.
Ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz. Ne yapıyorsak neslimize, ailemize yapıyoruz. Bu hayatta ortalama 50-60 yıl ömrümüz varsa boşa götürmek niye? Niye başkası için yaşamak? İnsan ise herkes bu dünyada herkesin düşüncesi, ayrımı kendinedir. Kimse kimseyi bağlamaz. Ben öyle seviyorumdur öyle giyinmişimdir. Ben öyle istemişimdir oraya gitmişimdir. Ben kul olmaya çalışıyorumdur değer yargılarım farklı olabilir. Bir yol çizmeli ve sebat etmeli o yolda. Kendi çizgimizi bozmadan başkalarına da saygı göstermek suretiyle.
Velhasıl;
Bir duruşu olmalı insanın deprem olsa bile sarsılmayacak (!)

Yorumlar

  • yorum avatar
    Okuyucu
    15-12-2023 09:06

    Yüreğinize sağlık?

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.