Konya
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2395.4
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    61481.42$

Dr.Frankenstein ve Haçlılar (2)

21 Ağustos 2020, Cuma 09:02

Romanın kahramanı Dr.Frankenstein hastalıklara son verebilmek için insanı yeniden yaratmayı, böylelikle de ölümsüzlüğe ulaşmayı istemektedir. Deneyleri sonucunda Frankenstein diye bildiğimiz ucubeyi yaratır ama ondan memnun kalmaz ve kaçar. Kaçar ama onun gazabından da kurtulamaz. Batı ürünü olan bu roman gerçeğe dönüşecek ve Haçlı Âlemi, kendi elleriyle yarattığı Frankenstein (İs­rail’in) belası neticesi helak olacaktır.

İkinci Dünya Savaşından önce de böyle olmuştur.

Ya­hudi yaptıkları ile kendinden öyle soğutmuş ki, dünyada özellikle Almanya’da Yahudi düşmanlığı yayılmış, genç nesillerini beyinleri yıkanmış, insanlığa yakışmayan olay­lar cereyan etmiştir. Bugün dünya buna doğru gitmektedir.

TBMM de İsrail Dostluk Gurubu Üyeleri istifa etmiş­lerdir. Venezüella ve Bolivya İsrail elçilerini kovmuş, İs­rail idarecilerinin soykırımdan yargılanmasını ve Şimon Perez’e verilen Nobel Barış Ödülünün geri alınmasını is­temişlerdir. Katar ve Moritanya İsrail’le ilişkilerini askıya almıştır.(1) Batı Parlamentolarından nihayet (1500 kişi, üçte biri masum çocuklar olmaz üzere katledildikten ve 5. 500 kişi yaralandıktan sonra ki; daha enkazların altından çıkacaklar buna dâhil değildir) bu durumun insan haklarına aykırı olduğu söylenmeye başlamıştır. Dünyanın diğer yerlerinde Yahudilere sataşmalar olmuş, mezarları tahrip edilmiştir. Aileler çocuklarına Adolf Hitler ismini koy­maya başlamışlardır. Fransa'da faaliyet gösteren Müslü­man-Musevi dostluk derneğinin Müslüman üyeleri, İsrail­'in Gazze'ye düzenlediği saldırılara Musevi üyelerin sessiz kalmasını protesto ederek, dernekten istifa etmişlerdir. 18 Ocak 2009 tarihinde ABD Dışişleri Bakanı ile görüşen İsrail Dışişleri Bakanı Zipi Livni’ye gazetecilerden: “ABD ne zamandır teröristleri misafir ediyor” diye bağıranlar olmuştur.(2)

İkinci dünya savaşında 6 milyon Yahudi öldürüldü sö­zünün bir yalan olduğu, bugün yeni yeni yapılan araştır­malar sayesinde resmen ortaya çıkıyor ve doğrular yazıl­maya başlanıyor. Mesela:

1-Brkenau-Auschwitz’deki tabelada yazılı olan ölü sayısı 4 milyondan 1 milyona indirilmiştir.

2-Dachau’daki gaz odasının tabelası bu odanın hiç ça­lışmadığı şeklinde düzeltilmiştir.

3-Paris’teki “Kış Velodromu”na hapsedilen Yahudile­rin sayısının, orijinal tabeladaki 30 bin kişi olmayıp, 8.600 kişi olduğunu gösteren yeni bir tabela konmuştur. Bu kur­banların sayısının en az 950 bin, en çok 1.200 bin arasında olduğu, uzmanların anlaştığı bir görüş olmuştur. (3)

“Her ifrat başka bir ifratı doğurur” demişler. Gerçekten öyle oluyor. Almanya’da Katolik Piskopos Richard Williamson: “Gaz odalarında tek bir Yahudi bile ölmedi” demiş, bunun üzirene Vatikan tarafından aforoz edilmiş, fakat Papa bu aforozu kaldırmıştır. Bunun üzerine İsrail Başhahamı “Vatikan’la ilişkilerini kestiklerini” açıklamıştır.(4)

 

Norveç’teki İşçi Partisi vekillerinden Espen Johnsen, “Peres’in Gazze işgalini savunması tüyler ürpertici” diyerek, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e verilen Nobel Barış Ödülünün geri alınmasını istedi.(5) Nobel Barış Ödülü sahibi Kuzey İrlandalı Katolik barış elçisi Mairead Maguire, "İsrail'in BM üyeliği ya askıya alınmalı ya da tamamen lağvedilmeli" dedi.(6)

Nebbaş Arapça bir kelimedir ve “ölü soyucusu” de­mektir. Yani; ölülerin kefenlerini, yüzüklerini, altın dişle­rini… soyan kişiler için kullanılır. Böyle birisi varmış ve­fat etmiş. Bunun karısı, babasının mesleğini devam ettiren oğluna sık sık; “babana bir rahmet okutmuyorsun” der­miş. Oğlanın iyice canı sıkılmış; “peki bundan sonra ba­bama rahmet okutacağım” demiş. Bundan sonra çıkardığı ölülerin işe yarar eşyalarını aldığı gibi, karnına kazık çakma, azalarını kesme gibi birçok alçaklıkları irtikâp et­meye başla­yınca halk: “Allah rahmet eylesin, babası bunu bari yap­mıyordu” diye rahmet okumaya başlamışlar(!).

Siyonistlerin bu yaptıklarını gördükten sonra, sanki yukarıdaki fıkrada olduğu gibi, hiç olmazsa Hitler büyük­leri katlediyordu, çocuklara, kadınlara, ihtiyarlara, hay­vanlara, tarlalara, ağaçlara… bu derece vicdansız ve vah­şice davranmıyordu.

Uluslararası Af Örgütü, Yahudi yerleşimcilerin Filis­tinlilere karşı şiddet eylemleri içinde bulunduğu gerekçe­siyle İsrail'i kınayarak, buna son vermesi çağrısında bu­lundu. İnsan haklarını savunan örgütün bildirisinde, İsrail hükümetinden, özellikle son zamanlarda Filistinlilerin tar­lalarına zehir döküldüğü ve hayvan sürülerinin zehirlendiği gerekçesiyle yerleşimciler hakkında soruşturma açmasını istedi. Ama maalesef.(7)

 

Dipnotlar:

1- Haber Türk 15.01.2009

2- Yeni Şafak Gazetesi 18.01.2009

3- Roger Garaudya. a. g. e. s.151.

4- Yeni Şafak Gazetesi 29. 01. 2009

5- Yeni Şafak Gazetesi, 31. 01. 2009.

6- Sabah Gazetesi,  20.11.2008

7- Birgün Gazetesi, 29 Nisan 2005.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.