Konya
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.65
  • ALTIN
    2394.1
  • BIST
    10239.55
  • BTC
    61207.6$

Doğumda Sezeryan Artışı Önlenebilir mi? 2

10 Şubat 2015, Salı 08:35

                   Sezeryanla  doğumu önlemek için yapılması gerekenler:

                   1-Doktora olan kaybedilen güvenin tekrar tesis edilmesi .Doktorun  kendine güveninin artması ; Sezeryanı  azaltmada  en önemli madde  durumundadır.

  Fizik imkanlarının artması  ve hekime ulaşmanın kolaylaşması  son yıllarda artmıştır.Hekime olan güven azalması ve doktorun kendine güveninin azalması, fizik imkan artışına rağmen hastaların ilçe merkezlerinden il merkezine sevkini artırdı.Yıllar öncesi bir çok doğum evde doğum  şeklindeyken hastane doğumlarına dönüştü.Bu ilçe ya da il hastanesinde doğum şeklindeydi .Günümüzde ilçelerden il merkezlerine doğumların çoğu gönderilmeye başlandı.  Ev doğumunun  hastane doğumuna dönmesi olumlu bir gelişmeydi.Ancak, ilçe merkezlerinden il merkezlerine  yönelme, olumlu yönlerinden  çok  olumsuz yönleri baskındı.

   Hekime olan güvenin sağlanması  doğum  şekline karar vermede hekimin doğumun sadece tıbbi yönünü düşünmesini sağlayacak, bu da normal doğuma yönlenmeyi artıracaktır.Doktora olan güvenin artması ve de   doktorun kendine olan güvenin artması  yıllar isteyen bir süreçtir.Toplumun algı sürecinin değişmesi de   uzun zaman gerektirir.

             2-Asistan eğitimi yeniden revize edilmeli.Geçen yıllarda bir çok kadın doğum uzmanı  makad gelişi doğumu ,çoğul gebelik doğumu  yaptırmadan ihtisas almıştır.Bir çok uzman yeterli sayıda vakum ve forceps kullanamayı  öğrenmeden    uzman olmuştur.En iyi şartlarda başında bir sorumlu varken bu işlemleri  öğrenemeden uzman olan hekimin çalışma hayatında bunları  öğrenmesi çok zordur.

        Öncelikli olarak şu an ki  ihtisas yapan asistan kadrosundan başlayarak yeniden normal doğum eğitimi plânlanmalıdır. Sonraki plânda  önceki yıllarda uzman olan uzmanlar eğitime alınabilir.

            3-Komplikasyon hata ayrımında; Toplum  komplikasyonun hata olmadığı  yönünde bilinçlendirilmelidir,çünkü bu uzun  zaman alacak bir süreçtir.

              4-Açılan davalarda  yargı süreci  hızlandırılmalıdır.Ya da yargıya intikal etmeden tıbbi bir kurulun onayından geçmeli, tıbbi hata yönünde görüş varsa yargıya intikal etmelidir.Üniversitelerde buna benzer bir  bilirkişi   raporundan sonra yargıya gerek olup olmadığı  kararı verilmektedir.Bu sistem genelleştirilmeli,  bir bilirkişi kurulu oluşturulmalıdır.ABD de açılan davaların % 80 inde hekim suçsuz bulunmaktadır.Bilinen bir oran olmasa da ülkemizde ABD den daha yüksek oranda doktor, suçsuz bulunmaktadır.Hizlı karar veren  bir bilirkişi kurulu olması, yargının da gereksiz meşgul edilmesini önleyecektir.Sonuçta suçsuz da çıksa, yıllar süren yargılama süreci  hekimleri defansif tıbba yönlendirmektedir.Sonuçta toplum zarar   görmektedir.

             5-Sezeryan yapılan hastalarda en çok sezeryan olan grup,  bir önceki  doğumu nu   sezeryanla yapan hasta gruptur.Bu sebepten dolayı önceki doğumu sezeryan olan hastalarda vaginal doğum  yaptırılabiır .Kliniğimiz de de   2000 yılında yapılan bir uygulamayla birçok sezeryan olan hastaya normal doğum yaptırılmıştır.Plasenta previa( bebek eşinın önde olması)  gibi direkt sezeryan yapılan hastalar alınmadığında normal doğum oranı %97 olmaktadır. Bu bir çok hastanın  normal doğurabileceğini göstermektedir.Ancak ciddi uterus rupturu (bebeğın içinde bulunduğu rahmin yırtılması)riski mevcuttur.Her yerde herzaman yapılabilecek bir yöntem değildir. Bu uygulama için belli  hastane şartları  gereklidir.Anestezi uzmanı ve kadın doğum personelinin  bulunduğu bir ekip hazır beklemelidir. Süre olarak  6-8 saati bulacak  bir süreçtir.

         Yukarda yazılan şartlar emek isteyen, zaman isteyen ,değişiklikler gerektiren bir  süreçtir.Bunlar yapılabılirse sezeryan oranı azalır.Eğer yapılamassa  en azından bugünkü % 50  oranını korumak bile başarı olacaktır.

                   

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.