Konya
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.24
  • EURO
    34.86
  • ALTIN
    2421.9
  • BIST
    10269.93
  • BTC
    61811.6$

DOĞUMDA SEZERYAN ARTIŞI AZALTILABİLİR Mİ? - 1

03 Şubat 2015, Salı 08:30

    Türkiye’de sağlık sisteminde  son yıllarda önemli değişikliker oldu.Hastanın  sağlık hizmetine ulaşması kolaylaştı.Hastaların ya da bireylerin  doktora gitme sayısı arttı.

Avrupa’da   senede  doktora gitme sayısı 6 iken Türkiye’de bu sayı 8 seviyesine ulaştı.Anne ve bebek ölüm oranlarında  çok büyük düşüşler gerçekleşti .Gelişmişliğin evrensel  göstergeleri olan anne ve bebek ölüm oranları gelişmiş ülkeler seviyesine yaklaştı.Hastane sayısında ve hasta yatağı sayısında da büyük artışlar oldu.Toplum  önceki yılları hatırladığı zaman, hastane kuyrukları , Ssk, devlet hastanesi ayırımı(sağlıkta iki başlılık sağlık bakanlığı ve çalışma bakanlığı )  Ssk ilaç kuyrukları, hastane personeli davranış sıkıntılarını göz önüne getirdi.Bütün bunlarında  bir sorumlusu olmalıydı,bunlardan kim veya kimler sorumluydu .O dönemin siyasetçileri mi? Ancak onlar siyaset sahnesinden çoktan çekilmişti.

Eski bürokratlar mı? Onları hatırlayan bile yoktu. Ama görünen birileri vardı. Eski yıllardaki dönemde daha ögrenci olsalar da çalışmasalar da  doktorlar vardı.Üstelik her hastane de hasta hakları birimi vardı, suç olmasa da dokturun şikayet edilmesi, doktoru ciddi sıkıntıya sokmaya yetiyordu.

Hastane hizmetini belli bir seviyede işlemesine hizmet etmesi düsünülen hasta hakları birimi   toplumun gözünde  geçmiş yılların sorumlusu  olarak devletin de  doktorları sorumlu tuttuğu imajını doğurdu. Doktor’un teşhisi tedavisi  ameliyatı  güven krizine girdi.Doktor  gerekli tüm tedbirlerinin alınmasına rağmen bir proplem olmuşsa (bunun adı komplikayodur hata değil ) toplumun gözünde hep hata olarak olarak görüldü.

         Yıllarca süren sağlıkla ilgili davalar  ilgili olmayan hekimleri dahi defansif tıbba yöneltti.Yakın tanıdığımız meslektaşlarımızla ilgili 5 yıl, 7 yıl hattâ 13 yıl gibi sonucunda doktorların kusuru olmadığına karar verilen davalara şahit olduk.Bu süreler sağlık sistemini örnek aldığımız Avrupa ülkelerinden oldukça uzun sürelerdi. 

Perinatoloji yan dal için  gittiğim Almanya’dan bir örnek vereceğım:

Hasta ilk doğumu ve  makad geliş   normal doğuma bırakılıyor,standart bir uygulama değil,ilk doğumu olan hastalarda makad gelişlerde  dünya genelinde  kabul gören uygulama sezeryandır.(Türkiye’de güncel uygulamada  ilk ikinci-üçüncü farketmez hepsine sezeryan yapılıyor) Bazı kaynaklarda  Pelvis  yapısı bebeğin başıyla uyumluysa  normal doğum yaptırılabileceği  kaydı vardır.

        Hasta normal doğum yaparken  bebeğin ayak kemiği kırılıyor,hasta şikayetçi oluyor,üç ay sonra sonuç;’’ hastanın normal doğum yapabileceği  değerlendirilmiş olup, makad gelişlerde sezeryanda da bu komplikasyon olabilir,doğum ekibi hatasızdır.’’ Biz de olsa yıllar sürer, bir de medya ya düşerdi.Almanya’daki doktor tıbbın gereklerini yerine getirdiğinde başına bir iş gelmeyeceğinden rahat,biz de  bu olabilir mi?

3-5 yıl önce Konya’nın bir ilçesinde olan bir olay;

Hasta normal doğum yapıyor, bebek yanında herkes mutlu,1saat sonra  annede kanama başlıyor, doğum sonu postpartum kanama tıbben %20  ile  %1  orarıında görülebilir,anne hayatını da   tehdit edebilir.Tüm dünyada, Avrupa ve ABD dahil anne kaybında 1.faktör.Yani bize özel değil.Doktor 11- 12 civarı evinden geliyor, gerekli müdahaleleri yapıyor,kanama devam ediyorsa hasta ameliyata alınıyor,hayati tehlikesi olduğu söylenince hasta yakınları ameliyathanenin camlarını kırıyor, içeri girmeye çalışıyor.doktorlar da bu  şartlarda hastanın kanamasını durdurmaya çalışıyor.

Sonrası hasta Konya’ya getiriliyor,yoğun bakıma alınıyor, hasta  yakını   hergün doktoru arayıp ‘’hastama birşey olursa seni yaşatmam’’ diyor. Doktor ilçeden eşyalarını bile almadan ayrılıp gidiyor.

Kötü misâl, emsâl değildir ama komplikasyon kavramının olmadığını göstermesi açısından önemlidir.

Toplumumuz kaza ve kadere inanan bir toplum.Tıp mesleği hem hekimler açısından hem de  toplum açısından hâlâ kutsal görülen bir meslek  durumundadır,istisnalar  kaideyi bozmaz, her meslekte proplemli bireyler olsa da hekimlerin geneli  insana hizmeti kutsal sayan  insan gurubudur.

Hekimler olarak bilgi ve tecrübe açısından gelişmiş ülkeler dahil, birçok ülkenin önündeyiz.Sezeryanı azaltmayı amaçlarken  bunları göz önüne almalıyız.

 Bu konuya  gelecek hafta da devam edeceğim.

    

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.