Konya
07 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2409.6
  • BIST
    10267.09
  • BTC
    63510.94$

D.B Cooper'ın kaçırdığı uçak

18 Haziran 2022, Cumartesi 00:04

Tarih 24 Kasım 1971. Orta yaşlarında, takım elbiseli ve siyah çantalı bir adam, ABD Portland Uluslararası Havalimanı’na giderek Seattle’a tek yönlü bir uçak bileti aldı. Nakit parayla ödeme yapan adam, isminin Dan Cooper olduğunu belirttikten sonra çantası ile birlikte 305 sefer sayılı uçuş için giriş kapısına doğru ilerledi.

Boeing 727 tipi uçağın kalkmasından hemen önce 18C numaralı koltuğa oturan Cooper, siyah çantasının yanında bir de orta büyüklükte kese kağıdı taşıyordu. 40’lı yaşlarında olduğuna inanılan adam, hostesten bir kadeh viski ve yanında da bir bardak soda rica etti.

Uçak çok kalabalık değildi ve kalkış tam saatinde, yani 14:50’de gerçekleşti. Cooper, uçak kalktıktan hemen sonra Florence Schaffner adlı hostese üzerinde not yazan bir kağıt uzattı. Florence, notun flörtleşmek için yazılmış olabileceğini düşündüğü için kağıdı direkt cebine koydu ve Cooper, kadının notla ilgilenmediğini görünce şu sözleri dile getirdi; “Hanımefendi, nota baksanız iyi olur. Yanımda bomba var.” "Oyun oynamak yok"

Cooper, yavaş yavaş telaşlandığı belli olan hostesi yanına oturttu ve çantasının içerisindeki patlamaya hazır olan bombayı gösterdi. Hostesten notu pilota iletmesini istedi ve Florence, kendisine söylenileni yaptı.

Cooper’ın notunda şunlar yazıyordu; “Bir sırt çantasının içerisinde 200 bin dolar istiyorum, nakit. Hepsi 20 dolarlık banknotlardan oluşsun. Ayrıca iki ön iki arka olmak üzere dört tane paraşütü de unutmayın. Oyun oynamaya kalkışırsanız gerekeni yaparım. Parayı Seattle’a inince teslim alacağım. Yolcuları indirip uçağı tekrar havalandırın. Mexico City’e doğru gideceğiz.”

Pilot, Cooper’ın notunu gördükten hemen sonra ne isteniyorsa yapılacağını dile getirdi. Uçak Seattle’a indi, yolcular hiçbir şekilde paniğe kapılmadan uçağı boşalttı ve Cooper’a şimdiki parayla 1 milyon 300 bin dolar değerindeki fidye parasını teslim aldı ve uçak Mexico City’e gitmek üzere tekrar havalandı.

Hosteslerin vermiş olduğu ifadeye göre D.B. Cooper uçak havalandıktan bir süre sonra daha sonra onun için ikonik bir hale gelecek siyah uçuş gözlüklerini taktı ve uçağın arka kısmına doğru ilerlemeye başladı. Florence, uçakta bir anda bir hava akımı hissettiklerini ve uçağın arkasına baktıklarında arka kapının açık, D.B. Cooper’ın da ardında sadece bir kravat bırakarak uçaktan atlamış olduğunu belirtti.

Cooper, tam olarak Seattle ve Reno arasında bir yerlere atlamıştı ve atlayışının ardından bir daha hiçbir zaman görülmedi. Uçakta bıraktığı tek delil olan kravat üzerinde inceleme yapan FBI, DNA taraması yapsa da hiçbir bilgi elde edemedi. Cooper’a 20 dolarlık banknotlarla teslim edilen paraların seri numaraları tüm ABD’de yankılandı ve hava korsanından ilk haber, tam 9 yıl sonra geldi.

Küçük bir çocuk, Kolombiya Nehri kıyısında bulduğu içi para dolu bir kese kağıdını bulduktan hemen sonra polise gidiyor. İçerisinde 5 bin 800 doların bulunduğu bu kese kağıdını inceleyen polisler, banknotların seri numaralarının D.B. Cooper’a verilen paralarla eşleştiğini tespit ediyor. Paraların hepsi uzun süre boyunca kullanılmamış ve tamamen harap olmuş durumda olduğu için FBI ve polis, 9 yıl sonra da yine aynı şekilde delillerden eli boş bir şekilde dönüyor.

Yukarıda sizinle paylaştığım olay gerçek yaşanmış bir olaydır. Hatta biraz araştırma yaparsanız bir şehir efsanesine dönüşmüş olduğunu da görebilirsiniz. Cooper isimli şahıs ölü ya da diri hiçbir şekilde ele geçirilememiştir. Hava korsancılığında çözülemeyen bir olay olarak kalmıştır. Tabi bunda olayın yaşandığı tarih ve teknolojinin de katkısı büyük. Ben olayı okuduktan sonra bugün böyle bir şey yaşansa yine aynı sonuç olur muydu pek sanmıyorum. Cooper bu olayı bugün yapsa bu kadar şanslı olamazdı. Enseyi çoktan ele verirdi. Verirdi ama sonuç ne olurdu bilmem. Malum günümüzde hırsızları bir kapıdan katıyoruz öteki kapıdan çıkartıyoruz. Adam günlerce peşinde koşup yakalayan polis memuruna sırıtarak selam verip elini kolunu sallayarak gidiyor. Bilmiyorum kanunlarımız mı eksik adaletimiz mi geç tecelli ediyor ama bana göre bir haksızlık var. Sizin fikrinizi de merak ediyorum açıkçası. Adaletin adaletli bir şekilde dağıtıldığı bir dünyada yaşamak dileğiyle hoşçakalın…

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.