Konya
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.33
  • EURO
    34.90
  • ALTIN
    2396.8
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    61133$

CİHANA SIĞMAYANLAR!

02 Şubat 2024, Cuma 00:01
18 bin âlemin Mustafa’sı diye bahsediyor Efendimizden (s.a.v), kulağımıza gelen ezgilerin bir tanesinde. “Biz bir pergeliz sabit ayağımız şeriatte 72 âlemi dolaşırız” diyor Hz. Mevlana. Şuan daha bilinenin dışında bir sürü gezegenler varken, bilinenlerde ise yaşam var mı diye araştırma yapılıyor. Allah dostlarından olan Nasreddin Hoca “Her insan bir âlemdir” diye bahsederken ölümünü küçük kıyamet olarak nitelendiriyor.
Buna rağmen içi içine sığmaz oluyor bazen insanın. Gözünü açıyor bir sürü âlem içinde çabalamaya çalışan bir karınca misali (!). İşte bu kadar. Bu koskoca âlemler içinde karınca kadar olan insan kibirlenme hassasiyetini doruklarda yaşar bazen. Ee! her şey mirassa bize kibir de şeytan dan kalma değil miydi? Âdem (as) ‘a üflenince ruh, şeytan kendisini üstün görmemiş miydi? İnsanın durumu da ondan farksız değil maalesef. O kadar meyilli ki; büyüklenmeye, insanları küçük görmeye ve hükmetmeye. Kendisine gelen imtihanlara etrafındakileri ortak tutmaya. Tabiri caizse dünyada tek başınaymışçasına yaşamaya. Ondaki bu hakkı ona içindeki kötülük tarafından başkası vermez. Öyle bir kibir ki bazen pişman olduğu halde geri dönülmez adımlar atmaya devam eder insan. Dönemez geri, yakıştıramaz kendisine geri dönüşleri. Etrafındakileri kendi kılıfına uydurur yine de dönmez düşüncesinden. Ne kadar acı. İnsanın kendi sonunu kendisinin getirmesi. Her zaman söylerim “Allah kişiyi kendisiyle bir girdapta bırakmasın, kendisini kendisiyle imtihan etmesin.” Dünyada nice değerli insan yaşamışken hayatı boşa götürmek niye? Ne ola ki bu bizdeki büyüklenme? Ne işimize yarıyor ki bu dünyalığa olan hırsımız? İnsanlara hükmetme içgüdümüz, ne kazandırıyor ki bize? Tüm nefes alanların sonu aynı değil mi? Tek bir sûra üfleniş! Ömür bitiyor diye sürekli hatırlamalıyız. Ömür bitiyor ve varışımız yaratıldığımız toprağa. Bu dünyada malıyla, konumuyla, yaşının büyük olmasıyla veya elindeki gücüyle bu kibri nefes alışlarının önünde kullananlara ayrı bir gidecek yer yok(!) Vallahi 2 metre yeter. O gider ama arkasında kibri kalır. O gider ama konuşulan kibri olur. Razı olmuş tek bir insan kalmaz arkasında. “Sözde iyilikleri” bile samimiyetsiz kalmıştır artık fayda vermez.
Ne diyordu ayeti kerimede; “Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!” (Ankebut 64)
Fani bir hayattan, baki bir yurda. Bitmeyecekmiş gibi gelen bir ömür. Çocuklara bakmak lazım bazen ibret için. 3 yaşındaki kızım uykudan uyanıp tekrar uykuya dalana kadar oyun oynuyor. Bıkmıyor, yorulmuyor oyunlar sürekli değişiyor. Sürekli başka bir role bürünüyor. Onu izlerken fark ediyorum bazen onun oyunu gibi yaşıyoruz bizde bu hayatı. Ve bir gün gerçek uyanış için kapatacağız gözlerimizi. Herkes bir nişane bırakıp da gidecek bu dünyaya. Kimisi unutulup gidecek, kimisinin kibri konuşulacak. Kimileriyse sanki hala aramızda yaşıyor gibi iyilikleriyle konuşulacak. Ferîdüddin Attâr ’ın, “Hz. Meryem’in nâibi” şeklinde tanıttığı o kutlu insan Rabiatül Adeviyye gibi bir nişane belirlemeliyiz kendimize. Her gece bin rekât namaz kılıyordu Adeviyye. Sorduklarında “Efendimin (s.a.v) huzuruna gidince ona götürecek bir şeyim olsun, ümmetimden bir hanım gece bin rekât namaz kılıyormuş” desin cevabını veriyor. Yaşayışa bak! Ömrünü nasıl geçirmiş bak!
Bizim bir derdimiz olmalı bu dünyada. Davamız olmalı. Baştan niyet alıp nefesimizi o yolda feda etmeliyiz. Hayat işe gidip gelmek kadar boş olamaz. Hayat gününü altın günlerinde geçirmek kadar basit olamaz. Biz değerliysek değerimiz kadar yaşamalıyız. Evlatlarımıza manevi miraslar bırakabilmeliyiz.  Herkes övüneceği bir şeyle gidecekse Huzuru mahşere bizde kendimize düşen payı bulup onun yolunu tutmalıyız. Ne diyordu ezgide?
Nedir bu kavgamız nedir bu telaş
Ömür dediğimiz biter yavaş yavaş
Üç günlük dünyanın her şeyi fani
Bir hoş seda muhabbet kalır arkadaş
***
Sen yolcu bu yalan dünya hancıdır
Öyle bir gün var ki yürekte sancıdır
Yer gök bir olup da hesap sorulunca
En sevdiğin bile senden davacıdır
***
Öyle bir aşk var ki yüceden yücedir
Dil üzmez gönülde iki hecedir
Hangi yana baksam ondan eser var
Sır dolu çözülmez bir bilmecedir

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.