BEN KİMİM?
18 Ekim 2023, Çarşamba 00:04Son zamanlarda malum her şey çok hızlı gelişiyor.
Zaman su gibi akıp gidiyor.
Bakıyorsun birçok şey değilmiş gibi.
Artık insanların çoğu yaşamlarının SANAL ortamlardaki olanlar gibi olduğunu düşünüyor
Zamanın kavramın değiştiğini sanıyoruz oysa zaman aynı.
Değişmeyen,değişmek istemeyen biziz.
Direnen biziz.
Etrafımızdaki olanlardan bihaber biziz.
Empati yeteneğimizi kaybeden biziz.
İnsan olduğumuzu unutan biziz.
Hâlbuki her gün bize ne nimetler sunuluyor.
Bunun farkında bile değiliz.
Çünkü sebebi çok açık kendimizi tanımıyoruz,çevremizde olup bitenleri hep aynı gözlükle görüp süzüyoruz.
Helede kulaktan dolma bilgilere bayılıyoruz.
Sosyal medya ve TV kanallarında gösterilenleri hemen gerçek diye alıgılıyoruz.
Onun içinde bu güzel Dünyamıza kötülük ediyoruz.
Belki de bu dünyayı haketmiyoruz!
Çok sabit fikirliyiz.
Nedeni ise herkesin olaylara ve Dünya’ya bakışı,genetik yapısı,aldığı eğitim ve yaşadığı sosyal çevresi ile doğru orantılı.
Yıllardır insan Psikolojisi ile ilgilenen biri olarak bu bilimsel tespitleri öğrenmeye çalışıyorum.
Bizler insanoğlu olarak daha bilinçaltımızda neler saklı onu çözememişiz.
İnsanın kendine,kendi bedeni ve ruh sağlığı için ayırdığı zaman oldukça az.
Bu bazılarında hemen hemen yok gibi uykunun dışında.
Ki orda da rüyalar insanı yalnız bırakmıyor!
PSİKOLOJİ…
Onun için ne olursa olsun kendimiz için bir şeyler yapmalıyız.
Kendi ruh sağlığımızı koruma adına kendimizi yeniden keşfetmeye çalışmalıyız.
Kendimizi tanımalıyız.
-Ne yazık ki bu günümüzde birçok insan kendisini tanımadan başkalarını tanıdığını iddia etmektedir.
-Kendi kapasitesinin ne olduğunu bilmeden, karşısındakinin kapasitesi hakkında fikir yürütmektedir.
-Zayıf ve güçlü yönlerimizin ne olduğunu hala birçoğumuz bilmemekteyiz.
Oysa ki insan kendisini ne kadar iyi tanırsa,kendisi ruh yapısı ne kadar sağlıklı olursa ona paralel olarak da çevresine olan katkısı o kadarda olumlu olur.
Aksi halde “yorgun mermi” misali !
Kendisi ile barışık insan çevresine pozitif enerji verir.
Hep kulaktan dolma,sanal ortamda olan şeyleri sanki gerçek hayatımızın bir parçası gibi algılamaya başlamadık mı son dönemlerde?
Koronavirüs salgını bunun tuzu biberi oldu!
Nerde ise odadan odaya Whatsapp,FaceTime TikTok, Messenger, vb.. ile iletişim çabasında değilmiyiz?
AKILLLI TELEFONLAR…
Bir araya geldiğimizde de dış dünya ile iletişim devam etmekte.
Daha yarım saat önce görüştüğümüz arkadaşlar ile yazışıyoruz yanımızdakine saygı göstermeden!
Akıllı Telefon’la aptalca iş yapmak değilmi bu?
Nerde o güzel sohbet ortamları?
Kim en son hangi kitabı okudu?
Kim en son ailesi ile Televizyon olmadan bir akşam geçirdi?
Ne zaman evimizde sorunlarımızı masaya yatırıp,bir toplantı kültürü havasında tartıştık?
En son okuduğumuz kitabı en son hangi aile ortamında tartışıp ondan kendimize ders çıkardık? Bunlar bizim kanayan yaralarımız değil mi?
Anlayamamak, anlaşılmamak, anlatamamak...
İşte bunların pozitif yönde olabilmesi ve birbirimizi iyi anlayabilmemiz için,
hepimizin belli bilgi,birikim,beceri ve eğitim seviyelerinin birçok orta paydalarda buluşması gerekmez mi?
Zaten bir çok ortak özellikleri olan insanlar birbirleri ile iyi anlaşmıyor mu?
Ama bu ortak özellikler olumlu ortak özellikler ise topluma yararlı bir şekilde geri döner aksi halde toplum içinde infial yaratacak olayların başlangıcı olur.
BEN KİMİM?
Ne olur kendimizi tanıyalım.
Bunun için gerekli olan her şey günümüzde mevcut.
Hala kitaplar var.
Hala etrafımızda bize model olabilecek insanlar hepimizin yakınında mevcut.
Yeter ki isteyelim.
Derimki;“Artık kendi içimizde saklı o yabancı kendimizi tanıma hakkını kendimize verelim“
Kendimizle ilgili gerçeklerle yüzleşmekten kaçınmayalım.
Ne olur;
kendimize soralım “ben kimim” diye?
Kendimizi anlarsak insanlığı,çevremizi çok daha iyi anlarız.
Koca Yunus dememiş mi?
İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin,
Ya nice okumaktır!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.