Konya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.40
  • EURO
    34.92
  • ALTIN
    2401.4
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59237.15$

BAZI İNSANLAR…

09 Kasım 2022, Çarşamba 00:00

Bazı insanlar vardır, yaşadıklarından aldığı darbeyle umursamaz hale gelir, her şeye ve herkese dobra davranır. Bukalemun gibi değildir. Rengi ve tarafı bellidir. Belki en son söyleyeceği sözü ilk başta söyler, ne kendini yorar, ne de karşısındakini.

Tabii ki bu vurdumduymazlığı sizi rahatsız edebilir, size antipatik de gelebilir. Gerçekten de antipatik gelebilir, çünkü sert iniş çıkışları vardır, bundan memnun olsa da, olmasa da kendisi olmanın bedelini ödüyordur. Eee bunların da bir bedeli olmalı, güvensizlik ve güvensizlikten kaynaklanan yalnızlaşmak gibi.

Bazı insanlar vardır, dışarıdan bakınca çok soğuk ve suratsız diye yargılarsınız. Ama o insanlar nerede nasıl davranılması gerektiğini bildikleri için susarlar, saygılı ve seviyeli davranırlar. Bu düşünce tarzı, sizin, yargılamanız ve bakış açınızın kirliliğindendir. O yüzden, o insanlar asla soğuk ve suratsız değiller, gereksiz samimiyetlere girmemek için benliğini oturtmaya, olgunlaşmaya çalışan insanlardır. Siz olgunluğun, konuşmanın, esprinin ve susmanın zamanını, yerini, beklemesini ve sabretmesini bilmediğiniz için onları öyle çok soğuk ve suratsız zannedersiniz.

Bazı insanlar vardır, çok derin yaraları vardır, kendisiyle barışık olamadığı için kendini ifade etmek istemez, istese bile yaraları bunu engeller. Belki de acılarından doğan korkuları vardır. Belki de, anlaşılamamadır tek derdi. Hayatında onu tamamıyla anlayan tek bir tane insan olsaydı, asla bu duygular ve acılar içine kendini hapsetmezdi. Belki çocukluğu çalınmış, gençliğini yaşayamamış, sizin baktığınız pencereden sokağa bakmamış, belki kendini ifade ediş biçimi ve bakışlarının derinliği size asıl mesajı veriyor ama siz onu anlamıyorsunuz veya anlamak istemiyorsunuz.

İletişime veya duygusuzluklara, anlaşılmamaya dayalı kırgınlıkları vardır. O yüzden insanlardan kaçışı ve susarak, kendi kabuğuna çekilerek insanlardan uzaklaşmak ve hayattan intikamını almak için böyle bir sol seçmiştir. Ama ne kadar kendi seçimi olsa da, bu yolda yolunu kayıp etmiş, yorulmuş. İnsanlara güvensizliği ve kendini ifade etmeme gayreti takıntı haline gelip sağlığının önüne geçmiş. Yetmemiş yalnız kalmış, hem de kalabalıklar içinde çok yalnız kalmış. Bu yalnızlığı gidermek için hayatına tutunabileceği dal gibi gördüğü birkaç kimseyi almış. Ama tutundukları da kırılmış. Şimdi siz bu insandan neyi, nasıl anlatmasını bekleyebilirsiniz ki?

Çünkü hayat o kadar zor ki kimileri kaçıp gitmek ister, kimilerini de yüzlerinde gülümseme varken hayatından vazgeçer canına kıymak ister. Darda kalan, çıkış yolu bulamayan ikisini de düşünür. Çünkü hayata ve umuda dair beklentileri kalmadığı için kendini bu dünyada fazlalık görmeye başlar. Doğrudur veya yanlıştır, bunu tartışmam ama işte insanın bunalım halindeki düşüncesi bu yola itiyor kendini. O yüzden haddinizi bilin, iyi insan olun, sizi ilgilendirmeyen konularla başkalarını yargılamayın, bilmediğiniz sulara, bilmediğiniz insanların mahremiyetine dalmayın, duygularıyla oynamayın, kendi duygularınıza, kendinize yönelin. Hz Mevlana der ki, "İnsan, kendisi için söylenmiş tek bir sözden ibarettir." Şunu da unutmayın! İnsan, tek bir sözden ibaret olsa da, o tek sözle, hikâyesi olan varlıktır. İnsanı, bir diğer insandan farklı kılan da bu hikâyesidir. Öyleyse hikâyesini bilmediğimiz insanı nasıl bilebilir, nasıl yargılayabilir, nasıl ötekileştirebiliriz?

İyi insan olmak güzel de, siz daha önemli olan işe yarayan insan olmaya çalışın. İyi insan olun dediysek, iyi insan desinler diye değil. Yani egonuza değil, yaşadığınız topraklara, etrafınızda var olan insanların verdiği hayat mücadelesine, duyduğu endişelere kulak verin, kucak açın. Güzel çirkin, neşeli, üzgün, hatalı hatasız, zengin fakir, her ne durumda, her ne haleti ruhiyede olursa olsun kucak açın, öğütçü değil, dinleyici olun.

Kişisel gelişimciler, insanlara hep başarı yönünü empoze ederler. Sadece kişisel gelişimciler mi? Tabii ki hayır, günümüz aileleri bile çocuklarının beyinlerini gelişim dönemlerinde bununla doldurur, beyinlerini yıkar, başarılı olmazsa bir hiç olacağına inandırmaya çalışırlar. Bu dünyanın daha fazla başarılı insana ihtiyacı yok, bunlar yeterince var. Tamam, siz de başarılı olun, ama önceliğiniz sadece başarı olmasın. Çünkü bu dünyanın acilen merhametli ve iyileştirici iyi insanlara, insanların kişiliklerini, hayat biçimlerini sorgulamayan, ortak yaşamayı, yaşatmayı bilen insanlara ihtiyacı var.Değil mi ki; hepimiz bir parça kandan meydana geldik ve hepimiz, sayısız endişelerle doluyuz.

Gururu, kibiri bir yana bırakıp, kendinizi sorgulayabilmek için kendinizle barışık olun ki, toplumla barışık olabilesiniz. İçinizi güzelleştirin ki içinizin güzelliği dışınıza vursun. Sınıf ve statü kriteri koymadan, insanlara değer verin, size dertlerini yansıtabilmeleri için güven duygusu oluşturun. Maalesef bu düşünce tarzı, günümüzde alışılagelmiş bir tavır değil ama bu dünyayı yaşanılabilir kılacak olan da, samimiyetten, iyi insan ve iyileştirici özelliğe sahip olmaktan geçer. İyi bir insan olabilmeniz için çok şey yapmanıza gerek yok. Sadece doğal ve tevazulu olmayı deneyin, yeter.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.