Konya
06 Mayıs, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.27
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2412.7
  • BIST
    10264.28
  • BTC
    63665.05$

Azınlıklar Ermeniler Rumlar (2)

06 Mayıs 2021, Perşembe 09:04

Son zamanlarda Osmanlının üst düzey memurları hep Er­meni, Rum, Dönme ve gayri Müslimlerden olduğu için devlet çok çekmiş, tabii ki bu durum birçok tenkitlere de sebebiyet vermiştir. Ahmet Vefik Paşa Bursa valisi iken bir ilçeyi denet­lemeye gitmiş ve orada Türk asıllı olduğunu öğrenen bir köylü; “Ya demek Türkten de vali olur muymuş” deyince Paşanın göz­leri dolmuştur.(1) Son zamanlarda bu üst düzey görevlerin hep gayri Müslimlere verilmesini Şair Eşref’de şöyle tenkit eder:

Agop paşayı lütfet padişahım sadr-ı a’zam yap

Denînin peyrev-i ikbâli varsın bir denî olsun

Sadaret mührünü memnû’ ise vermek Müslüman’a

Yahudiden usandık bir zaman da Ermeni olsun(2)         

Ne zaman ki; Avrupalı hain emellerini gerçekleştirmek, Osmanlıyı her ne pahasına olursa olsun dünya siyaset sahnesin­den bertaraf etmek gayesiyle Ermenilere el attı, onları ifsat etti, zihinlerine nifak tohumları ekti, milliyetçilik propagandaları ile bağımsız Ermeni Devleti hayalleri ile kandırıp iştahlandırdı, onlarda misyonerlerin oyununa geldi…(3) Ondan sonra Ermeni problemi başladı ve hâlâ bitmedi. Asırlarca içimizde huzur ve sükûnet içinde yaşayan insanların birçoğunu canavar haline getirip nice savaşları, suikastları, isyan ve ihtilalları yaptırıp, milyonlarca insanın kanına girdiler. Batılıların bu iğfallerinden sonra, asırların o Tebaa-i Sadıka tabir edilen insanlardan bazıları öyle canavarlaşmışlar, öyle azıp kudurmuşlar ki, İstiklal Savaşı yıllarında esir düşüp Irak, Suriye, Mısır gibi yerlere götürülen ve kamplarda tutulan Mehmetçiklerimizden takriben 15 bin adedinin gözleri, bu kamplarda İngiliz-Fransız ordusu içinde görev yapan Ermeni doktorlar tarafından bile bile kör edilmiş­lerdir.(4)

Kurtuluş Savaşında yararlıklar gösterecek olan subayları­mızdan Galip Apak Bey ve arkadaşları,  esaretten dönüp İstan­bul’a gelince, İngiliz gemisinden çıkarken, tercümanlık yapmak üzere bulunan bir Ermeni’nin bir Türk askerine “neye acele ediyorsun?” diye tokat vurduğunu görünce, o kadar ağırlarına gitmiş ki, hemen vakit geçirmeden Anadolu’ya geçip Millî Mü­cadele Hareketine katılmışlardır.(5)

Neticede Osmanlı devleti bunlara tehcir (göç ettirme) uy­gulama mecburiyetinde kalmıştır. Bu göç esnasında bazı olum­suzluklar yaşanmıştır. Bugün bile dünyanın en modern orduları aynı durumla karşı karşıya kaldığında aynı olumsuzluklar yine yaşanıyor. 2 Dünya Savaşında ABD Japon asıllı vatandaşlarına aynı metodu uygulamış ve binlerce insan canından olmuştur. “155 bin Japon, ABD ye hainlik etmemiş, savaşmamış, kalleş­lik yapmamış... buna rağmen Pörl Harbur baskınından sonra Si­erra Nevada dağlarının arkasına sürülmüş ve malları yağ­ma­lanmıştır...”(6)

Ama güçlü devletler olunca bunlar ikide bir dünya günde­mine getirilemiyor. Ermeni tehciri esnasında özellikle çok fakir olan Doğu ve Güneydoğu insanlarından bazılarının(7) onların ellerindeki para ve mallarına tamaen yaptıkları bazı olumsuz­luklar, bugün dünya gündemine soykırım olarak lanse edilmek­tedir.

Ermeni tehcirini Münevver Ayaşlı şöyle tasvir ediyor: “Ermenilere katliam değil, tehcir uygulanmıştır. Bu güçtü, çok güçtü ama olacaktı, olması zaruri idi. Yol yok, iz yok, dere tepe, öküz arabaları ile Erzurum’u, evlerini, yurtlarını, işlerini bıra­kacaklar. Öküz arabaları ile yola çıkacaklardı. Nereye? İç Ana­dolu’ya. Mesafe uzak, hele öküz arabaları ile mesafe büsbütün uzuyordu. Memlekette harp vardı ve asayiş hiç yoktu. Yollar asker kaçağı, eşkıya ve Ermeni düşmanı Kürtlerle dolu idi. Er­meni kafileleri bu kanun dinlemez adamların, canavarların ara­sından geçeceklerdi. Koruyucuları, muhafızları yoktu. Olsa bile mütecavizlerle birleşmeyeceklerini kim temin edebilirdi? İşte ermeni kafileleri bu çetin ve tehlikeli yoldan geçiyorlar, azala azala, eriye eriye ilerliyorlardı.”(8)

  Haçlı âlemi bu hususta öyle ifrata kaçıyor ki, İsviçre, Fransa gibi bazı devletlerde “Ermeni Soykırımı diye bir şey yok” demek, yıllarca hapsi gerektiren bir suç kabul edilmiştir. Ünlü tarihçi Bernard Lewis böyle dediği için mahkûm olmuş­tur.(9) Hollanda da milletvekili adayı olmak isteyen Türk asıllılar­dan “Türkler Ermenilere soykırım uyguladı” sözünü kabul edenler aday gösterilmiş, kabul etmeyenler listelerden çıkarılmıştır.(10)

Dipnotlar:

1- Rahmi Akbaş, “Mareşal Fevzi ÇAKMAK” Ötüken Yay. İst. 2008, s. 47.

2 - Hilmi Yücebaş, “Hiciv ve Mizah Edebiyatı Antolojisi”, L & M Yay.

        İst. 2004, s. 93, 94.

3 - Hüseyin Nazım Paşa, “Hatıralarım”, Ermeni Olaylarının İç Yüzü, Selis

        Kitaplar, İst. 2003, s.127.

4 - Cemalettin Taşkıran, “Ana Ben Ölmedim”, Türkiye İş Bankası Yayını,

        İst. 2001, s.143; Eyüp Sabri, “Esaret Hatıralarım” Terc. 1001 Temel Eser,

        İst. 1978, s. 36, 46-88.

5 - Hasan Pulur Milliyet Gazetesi, 22. 10. 2003.

6- A. Emin Yalman, a. g. e. c. 2, s. 1155.

7- A.Kemal Üçok,“Görüp İşittiklerim” Okuyan Adam yayAnk.2002,s.499.

                          8- Münevver Ayaşlı, “Geniş Ufuklara ve Yabanci İklimlere Doğru”,

        Timaş Yay. İst. 2003, s. 27.

9 - Hürriyet Gazetesi, 08.10.2006; Hürriyet Gazetesi, 01.05.2006.

       İslâm tarihi ve Müslümanlar ile Batı arasındaki ilişkiler  konusunda

       uzman olan Bernard Lewis, Princeton Üniversitesi’nin Yakın Doğu

       Araştırmalar Kürsüsü’nde görevli. 1916 Londra  doğumlu olan Lewis

       özellikle Os-manlı tarihi konusunda otorite  kabul ediliyor ve kendisi 

       "savaş sonrasında İslâm ve Ortadoğu  konusunda en etkin tarihçi"

        olarak sayılıyor. Lewis, 1993 yılında  Le Monde Gazetesi’ne verdiği bir

        demeçte 1915 yılında Ermenilerin Osmanlılar tarafından

        öldürülmesinin bir ’soykırım’ olmadığını, ’savaşın bir yan ürünü’

        olduğunu söylemişti. Paris’te  bir mahkeme bunu Ermeni

        soykırımının inkarı olarak kabul etmiş ve tarihçiyi sembolik olarak

        1 Frank para cezasına çarptırmıştı.

10 - Milliyet Gazetesi, 02. 03. 2007.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.