Konya
08 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.27
  • EURO
    34.74
  • ALTIN
    2401.1
  • BIST
    10322.64
  • BTC
    63130.27$

Azıcık oradan azıcık buradan…

30 Ocak 2024, Salı 00:01
Kimsenin üzerine alınmasını istemiyorum. Tersine başlayan ve kendiliğinden gelişen cümlelerin bir araya geldiği bir yazı oldu. Sondan başladım içinize atmayından, şeytan görünümlü insanlardan, değişimden ve tepetaklak olmaktan…
Tepetaklak olmamalı insan…
En üst seviyeden gitmeliyiz. Nereye kadar gidebildiğimizin önemi yok. Git gidebildiğin kadar, geri dönüp bakma. Kime ne olduysa oldu, bu seni ilgilendirmez. Ölen ölmüş sanane kalanlar senindir. Sen kendini kurtarmanın peşinde koş. Takma, uğraşma, birazdan aşağıda okuyacağınız insan görünümlü şeytan olabilirsiniz. Bu kadar bencil olabilir mi bir insan. Evet olabilir. Bütün hayatımız böyledir. Kendi etrafımızda döneriz. Kime ne olmuş umursamayız. O an sadece anlık bir üzüntü göstergesi yapar konuyu unuturuz. Unutmak demişken, insanın hayatını altüst eden hani tepetaklak eden olaylar vardır ya… İnsan o döngünün içerisinden çıkamaz, bocalar durur. Aslında çıkmakta istemez. Tepetaklak olayın içerisinde dolanır ve dolandırmaya da devam eder. İstediğiniz yanınızda olmaz, istemedikleriniz ise başucunuzdan hiçbir zaman ayrılmaz. Tepetaklak olmuş hayatların geleceği çok da iç acıcı değildir. Tepetaklak olmadan önce bilseydi zaman kendini tepetakla yapmazdı insan.
Değişim çok önemli…
Değişim birçok alanda yapılan yeniliklerin simgesidir. Bir dönemin aşığı komünistleri şimdilerde radikal olmasa da değişmişler ve selam vermeye başlamıştır. Sadece kulaktan dolma bilgiyle Müslüman olan bazıları deist bile olabiliyor. Değişim için radikal dinci olmaya da gerek yok zaten. Düşüncenin değiştiği gibi insanın dış görünüşü de değişebilir.  Örneğin, saç sakal kesimi, kılık kıyafet gibi değişimler. İnsanın dış görünüşü değişse de içinde fikirlerinde değişimi yoksa çok da inandırıcı gelmez zaten. Parayı buldu değişti yaftalanır insana, oysa bu kılık, kıyafet, saç ve sakal kesimindeki değişimle ilgili değildir. Değişmek isteyenlere seslenmek istiyorum. Öyle bir değişim yaşamalısınız ki, bu değişim gözle de gönülle de karşı tarafa işlemeli. Ya tam dinsiz yada tam ataist olacaksınız. Değişim böylesine uç noktada olmalı. Fikir olarak da böyle olmalı düşünce olarak da böyle olmalı. Ortası olmamalı insanın. Değişim çok zordur. Seni bu değişime zorlayan nedenler vardır. Ya etkili olur yada etkisiz olur. Değişmek dileği ile…
Şeytan görünümlü insanlar!
İnsanın neşesini bozmaktan zevk alan iki ayaklı şeytanlar var!. Allah bunların şerrinden korusun. Bunlar görünmeyen varlık şeytanlardan daha tehlikeliler. Görünmeyen varlık şeytanlara besmele çekensin yok olur giderler. Bu iki ayaklı şeytanlar besmele ile de gitmezler. Ne yaparsanız yapın size yapacaklarını planlarlar ve bunu uygulamaya koyarlar. Onların iç vicdanları yok. Ezik insanlar, elindeki gücü kullanarak başkalarına zulmederler. Güç kaybı yaşacakları korkusu ile ellerinden gelen yağlamayı da ihmal etmezler. Yağlasalar da şeytanlıklarından vazgeçmezler. Her iki tarafta da şeytandırlar. İki ayaklı şeytanlar size zarar veremeyeceklerini anladıklarında size yakın arkadaşlarınız ile bunu yapmaya çalışırlar. Denemekten asla vazgeçmezler. İçlerinde hiçbir zaman iyilik yoktur. Varmış gibi gösterirler, işte zaten burada düşersiniz onların ağına. Bir defa düştüğünüzde kurtulmak çok zordur. Allah insan silüetine bürünmüş şeytanların şerrinden bizleri korusun.
İçinize atmayın bağırın ve ağlayın!
Avazınız çıktığı kadar bağırın. Birilerinin yanında bağıramıyorsanız, kimselerin olmadığı uzak yerlere gidin ve oralarda bağırın. İçinizi dökün, nara atın. Hatta, hıçkıra hıçkıra ağlayın. Bunun için uzaklara gitmenize gerek yok. Sokakta yürür iken, toplu ulaşım araçlarında, insanların sizleri izlediği yerlerde de ağlayabilirsiniz. Sizin neden ağladığınız kimsenin umurunda bile değil. O an görür ve bir dakika sonra sizin ağladığınızı unuturlar. Öyle de olmuyor mu? Ağlayan birini görseniz kendi telaşınızdan birkaç dakika sonra unuttuğunuzu fark edersiniz. Emtapi yaparsanız öyle de olduğunu görmüş olacaksınız. Onun için birileri görür, ezilirim gibi düşünceleri bir kenara bırakın ve ağlayın.
İçinizdeki düşüncelerinizi birileri ile paylaşmanız gerekiyor ve çekiniyorsanız bundan da çekinmeyin. İçinizden geldiği gibi söylemek istediklerinizi söyleyin. Söylemeden içinizde canlandırmak insanın canını acıtır. Kendi kendinizi yıpratırsınız. Olumlu mu, olumsuz mu cevap gelecek gibi bir düşünceyi içinizde beslemek yerine tutmayın ve söyleyin. Yaptığınız veya yapacağınız konuda olumlu veya olumsuz gelecek olan cevaba da hazırlıklı olun. En azından içinizde büyümediği için olumsuzluk sizi yok etmez. İçinizde beslemeye devam ettiğiniz düşünceler sizlere zaman kaybettirmesin. 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.