Konya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.39
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2402.8
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59488.26$

AYIŞIĞI

17 Ağustos 2022, Çarşamba 01:00

İlk olarak 2000’den önceki yıllardan birisinde gitmiştim oraya.

Hayrete düşmüş ve hayran kalmıştım.

Köy değil de, şehrin gelişmiş bir mahallesiydi sanki.

Sokaklar temiz, evler bakımlıydı.

Gözün alabildiği her yer yemyeşildi.

Konuşmayı seven, şen şakrak insanları vardı.

Genç kızları, şehirli kızlar gibiydi.

Modern bir hayatın yaşandığı her halinden belliydi.

Hayvancılık esas gelir kaynaklarıydı.

Az birazda çiftçilikleri vardı.

Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapıyorlardı.

On binlerce koyun ve kuzuları vardı.

Koyun sütünden yağ, yoğurt, peynir yapıp satıyorlardı.

Bunu bilen civar köylüler ve  şehir halkı bahar aylarının başında Ayışığı’na giderek, alacağı ürünün parasını ödedikten sonra siparişini veriyordu.

Hayvancılıkları kadar hayvan ürünlerinin farklı lezzeti  ile de meşhur bir köydü.

Belki inanmayacaksınız ama şehir dışından mesela Ankara’dan gelen müşteriler bile vardı o yıllarda yağ, yoğurt ve peynir almak için, Ayışığı’na gelen.

Bizde tavsiye üzerine bu ürünlerden almak için gitmiştik, 2000’den önceki  yıllardan birisinde oraya.

PAZAR günü Kulu’dan dönerken, Ayışığı  aklımıza düştü.

Ayışığı bir göçmen mahallesi.

Eskiden köydü,  2012’den sonra mahalle oldu.

Nüfusunun tamamı Bulgaristan göçmeni.

Bulgaristan’dan 1952 yılında göç eden Türkler, Ayışığı’nda iskana tabi tutulmuş.

Ayışığına girdik.

Varsa ve kalmışsa yağ, yoğurt, peynir alacağız.

Kilitli taşla kaplı sokakları boştu.

Kapısı, penceresi kırılmış evler boştu.

Her yer virane ve haraptı.

Yıkılmış ve zamana yenik düşmüş bir köy vardı karşımızda.

Sokaklarda tek bir insan yok.

Evlerden birisinin önünde, belki bir insan vardır diye durduk.

Korna yaptık, seslendik ses yok.

Sonra bir başka evin önü gene kimse yok.

Israrlıyız, oraya kadar gittik birisini illaki bulacağız.

Traktörün üzerinde uzakta birisini gördük.

Traktörün  üzerindeki adam direksiyonunu bize doğru çevirip yanımıza geldi.

Kimi aradığımızı sordu.

Ben, “yağ, yoğurt, peynir  alacaktık” dedim.

Köylü, “ O iş buralarda bitti abi” dedi.

Ardından da “Madem buralara kadar geldiniz ben size beş kiloluk bir peynir veriyim ama şimdi değil. Peynir toprağın altında iki ay sonra çıkartırız. Adresinizi, telefonunuzu verin ben şehre alır getiririm” dedi.

Denileni yaptıktan sonra, kilosu 120 liradan aldığımız peynirin parasını ödedik.

KÖYLÜ İLE KISA SOHBET FASLI

Ne oldu bu köye böyle, ne oldu size? Diye Ayışığı’nda bulabildiğimiz o tek köylüye sorduk.

İşte  aldığımız o cevap:  “Biz bittik abi. Köy bitti. Köyümüz 80-90 haneydi, 10 haneye düştü. Bu gidişle birkaç sene sonra 10 hanede kalmayacak. Tarlalarımız verimsiz. Mal para etmiyor. Kuzunun canlı kilosunu 40-45 liradan kestirebiliyoruz. Bir çuval yem 400 lira oldu.”

Ayışığı’nın eski halinden eser yok.

Ayışığı, eski halinden eser kalmayan binlerce köyden birisi olmalı.

 

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.